AKP ve MHP'nin ortak hazırlayıp Meclis'e sunduğu İnfaz kanununda değişiklik öngören 70 maddelik “Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi” Meclis Adalet Komisyonu'nda kabul edildi. Düzenleme ile birlikte 90 bin kişinin tahliye olması beklenirken, düzenlemede siyasi tutuklular kapsam dışı bırakıldı. Komisyonda kabul edilen yasa düzenlemesini İstanbul Baro Başkanı Mehmet Durakoğlu değerlendirdi.

Türkiye’de sık sık infaz yasası düzenlem esinin konuşulduğunu anımsatan Durakoğlu, baro olarak öncelik olarak infaz yasası düzenlemesinden çok “islah düzenlemesinin” yapılması gerektiğini söyledi. Durakoğlu, “Türkiye’de infaz sistemini konuşmadan islah sistemini konuşmak gerekiyor. Bu infaz sisteminde sorunlarımızın olmadığı anlamına gelmiyor. Türkiye’de yeni bir infaz yasasının düzenlemesine zaten ciddi bir ihtiyaç olduğunu biliyoruz. Ama geldiğimiz yerde ilk konuşmamız gereken şeyin infaz değil, islah olduğunu düşünüyoruz. Çünkü elimizdeki istatistiklere göre dışarıya çıkan mahkumlar birkaç ay sonra yeniden cezaevlerine girdiğini gösteriyor. Dolayısıyla bu sonuçtan ders almamız gerekiyor ama maalesef ki bundan ders almıyoruz” dedi.

BEKLENTİYİ KARŞILAMIYOR

Komisyondan geçen yasa düzenlemenin toplumun beklentisini karşılamadığını ifade eden Durakoğlu, özellikle salgından sonra toplumda büyük bir beklentinin oluştuğunu sözlerine ekleyerek, şöyle devam etti: “İçerde bunca hukukçu, siyasetçi, düşünür, gazeteci varken, onların tutuklulukları yeniden gözden geçirilmesi gerekiyordu ama bu yapılmadı. Düşünebiliyor musunuz? Düşünceleri ve yazdıklarından dolayı içerde bulunan insanlar içerde kalmaya devam edecekler. Ama adam öldürenler, uyuşturucu suçları, kadına karşı şiddet suçları işleyenler ya da toplumda ‘kader mahkumu’ olarak bilinenler dışarıya çıkacak. Bunun toplum vicdanında kabul edilebilir bir yanı yok.”

HAKKA UYGUN OLMASI 

“Hukuk dediğimiz şey hak kavramı üzerine kuruludur. Hakta, vicdan arayışının karşılığıdır” diyen Durakoğlu, “Madem böyle bir infaz yasası düzenlemesi getirildi, bu düzenlemenin hiç değilse demokratik olması, hukuk ilkelerini içermesi ve adaletli sonuçlar doğurmasını beklenirdi. Bu nitelikleri taşıması gerekiyordu.  Yani hakka uygun olması beklenirdi” diye ifade etti.

‘SAYISAL GERÇEKLİKLE YOLA ÇIKAMAZSINIZ’

Şu ana kadar yapılan infaz yasası düzenlemeleriyle bir kesimin dışarıya çıkarıldığı ve bu düzenlemelerin tarih içinde doğru olmadığının kanıtlandığını vurgulayan Durakoğlu, sayısal bir gerçeklikten yola çıkılarak bu tarz düzenlemelerin yapılamayacağının altını çizdi. Bu tarz yasal düzenlemelerin ancak ülkenin demokratikleşmesi ve barışçıl ortamların gelişmesi için yapılabileceğine dikkati çeken Durakoğlu, “Bu tarz düzenlemeler hukuksal olsa bile altında siyasal bir neden yatıyor olması gerekiyor. Böyle bir neden olmaksızın sadece koronavirüs salgını nedeniyle bu kadar insanın hapishane dışından çıkarılmasından söz ediyorsanız, o zaman başvurmanız gereken nokta hiç kuşku yok ki Anayasanın eşitlik ilkesidir. Sorunu hukuktan, haktan ve adaletten bakarak değerlenmek gerekiyor” ifadesinde bulundu. 

ANTİ-DEMOKRATİK BİR YAKLAŞIM

Yasa düzenlemeyle sosyal medya gibi paylaşımlarla düşüncesini ifade edip, 18 ay altında ceza alanlara hapis yolunun açık hale getirilebileceğini söyleyen Durakoğlu, “Bunun açıklığa kavuşturulması gerekiyor. Düzenlemeyle örgütlü suçlarla ilgili cezalarda ağırlaştırmalar getirilirken, diğer suçlarla işlenen suçların ise infazdan yararlanma durumu var ortada. Bu çelişkilerin giderilmesi gerekiyor. Bunun komisyonda muhakkak düzeltilmesi gerekiyor. Bu çerçevede çıkacak bir yasa demokratik açıdan bir açılım oluşturmuyor. Bu yeni bir düzenleme oluşturmuyor. Düzenleme, bir kesimin içeride çıkmasını sağlarken, asıl içeriden çıkması gerekenlerin ise içeride bırakılması öngörülen anti-demokratik yaklaşımı var” diye ifade etti.

İNFAZ HAKİMLİKLERİN YETKİSİ 

Tasarıda infaz hakimliklerine getirilen yetki genişliğini de değerlendiren Durakoğlu, “Bu yasa tasarısındaki olumluluğunun başlangıcı olabilecek tek yasa düzenlemesi budur. Yeni getirilecek olan düzenlemeyle denetimli serbestlik kurulacak olan bir komisyonunun değerlendirmesine tabi olacak. Bunu doğru buluyorum. Ama yeterli değil. Komisyonda yer alacak üyeler ve yaklaşımlar önemli. Denetimli serbestlikle ilgili kurulacak olan komisyonların içinde avukatlar, avukatlar olmazsa bile baroların olması gerekiyor. Komisyonun içerisinde sadece devlet yapılanmasından oluşturulan yetkililerden oluşturulursa, sorunlar yaşanır. Yasa düzenleme içerinde sadece olumlu bulunan bu yanda muammalarında giderilmesi gerekiyor” diye konuştu.  

MA / Naci Kaya