Toplum sağlığı yerine ekonomiyi önceleyen ve sermayedarları koruyan politikalar, çalışan 16 milyon 393 bin işçinin yaşamını riske atıyor. 17 Mayıs’a kadar devam edecek “tam kapanma” turizm sektörüne yönelik olması tepki topladı. İstanbul Tabipler Odası Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Recep Koç, iktidarın pandemi adı altında aldığı önlemlerle halkın özgürlüğünü kısıtladığını belirterek, önlemlerin tıpta herhangi bir karşılığının olmadığının altını çizdi.

BU NASIL KAPANMA!

İktidarın salgının başından bu yana yeterli tedbirleri almamasının yanı sıra vaka sayıları azaldıkça kontrolsüz normalleşme adımlarıyla süreçleri başa döndürdüğünü belirten Koç, bu durumun pandeminin hızla yayılmasına yol açtığını söyledi. Koç, fabrikaların ve sanayilerin açık olması ile kapanmanın anlamını yitirdiğini vurgulayarak, 16 milyon işçinin çalışmaya devam ettiği bir yerde tam kapanmadan söz edilemeyeceğini kaydetti.

TEK MERKEZDEN YÖNETME AŞKI!

 Kısıtlamasının tüm illere değil vaka sayısının yüksek olduğu illere uygulanması gerektiğini sözlerine ekleyen Koç, “Ama pandeminin düşük olduğu yerlerde de bu kapanma uygulandı. Halbuki bu yerlerde pandemi azdı. Oralarda daha lokal ve yerel önlemler geliştirilebilirdi. Pandemiyi halen yerel yönetimlere hiç fırsat vermeden, tek merkezden yönetme arayışındalar.  Bölgelerin özgünlüğüne göre önlemler alınması gerekirken yasakla ile süreci yönetmeye çalıştılar” diye konuştu. 

‘YÖNTEMLER BİLİMSEL DEĞİL’

Alınan önlemlerin bilimsel bir karşılığının olmadığını ifade eden Koç, “Kapanma belli bir dönemde kapalı kalınması, toplu olarak bulunulmaması ve bu sürecin takibiydi. Ancak iktidar bu yasaklar ve önlemler sürecini toplumu baskılamak için kullandı. Yasakları basın açıklamalarına, toplantı ve gösteri yasağına dönüştürdü” diye belirtti. İktidarın pandemi durumunu fırsata çevirdiğini ve tüm özgürlükleri kısıtlama yoluna gittiğini hatırlatan Koç, “Kongrelerde binlerce kişinin bir araya gelmesine ses çıkarmayanlar, 10 veya 15 kişilik bir basın açıklaması olunca yasak deyip gözaltına alıyorlar” dedi. 

RESMİ VERİLER İNANDIRICI DEĞİL

Koç, açıklanan resmi verilerin sahada karşılaştıkları sonuçlarla uyuşmadığının altını çizerek, şöyle devam etti: “Nisan aynıdaki pik yaptığımız döneme göre yarı yarıya bir azalma var. Ama bu virüsün gidişatı böyledir. Ülkede bu 3’üncü pik oldu. Bir yükselme dönemi olup, daha sonra virüsün genel dağılımında bir düşüş yaşanıyor. Ama tekrardan çoğalma dönemi de yaşayabiliriz. Bu durumu yaygın bir şekilde aşılama yaparak yürütmek gerekiyor ki sonuç itibariyle vaka sayıları alt seviyelere insin.” 

‘AŞI NEREDE?’

İktidarın halkı devamlı kandırdığını aktaran Koç, Sağlık Bakanlığı’nın açıklamalarının aksine yeterli aşının olmadığına dikkati çekti. “Aşı nerede” diye sormaktan vazgeçmeyeceklerini dile getiren Koç, şunları söyledi: “Devamlı halka bir ümit veriliyor. ‘geldi, gelecek, geliyor, anlaşmalar yaptık’ deniliyor. Ama arada komisyoncu şirketler çıkıyor. Şuan ülkede ne kadar aşı olduğunu bilmiyoruz. Aile sağlığı merkezleri ihtiyaçlarının yüzde 80’ini yapan sağlık kurumlarıdır. 15 gündür birinci dozlarda aşı yapamadılar. Ve günlük aşılama sayısı 50 binlere düşmüş durumda. Böyle bir aşılama ile vatandaşları bırakın Haziran ayına, gelecek sene Nisan ayına kadar bile aşılayamayız. Devamlı vatandaşa bir umut veriliyor ama aşı yok.” 

BÖLGE’DE AŞI ORANI DÜŞÜK

İktidarın biran önce komisyoncu şirketleri aradan çıkartması ve aşıları ülkeye getirip tüm halkı aşılaması gerektiğine vurgu yapan Koç, sözlerini şöyle tamamladı: “Aşı kampanyası şeklinde yapılması gerek. Bugün doğu ve güney doğudaki birçok vatandaşımıza aşı ulaştırılamıyor. Orada aşıya erişim çok düşük. Halkımıza orada ulaşamadık.”