Amed Emek ve Demokrasi Platformu tarafından “Toplumsal barış ve insanca yaşam için demokrasiyi inşa edelim” şiarıyla  İstasyon Meydanı’nda düzenlenen miting, sert mesajlara sahne oldu. Miting alanına getirilen pankartlardan bazılarının üzerinde yer alan “savaş” ifadesinin çıkarılması halinde ancak alana sokulabileceği yönündeki engellemelerle başlayan mitingde ilk olarak Eğitim Sen Diyarbakır 1 No’lu Şube Başkanı Abbas Şahin kitleye seslendi.

Ülkedeki sömürü ve asimilasyon politikalarına karşı duranların “vatan haini” ilan edildiğini söyleyen Şahin, “Vatan hainleri onlardı. Bu ülkede insanların dini ve kültürü yasaklandı. Bunlar yolsuzlukta, hırsızlıkta ön sıradalar. Ülkede ne hukuk ne de demokrasinin esamesi bile okunmuyor artık” dedi. 

HDP’li belediyelere atanan kayyumlara da değinen Şahin, “Halkın seçtiği siyasetçileri görevden alıp, yerlerine kayyum atadılar” ifadelerini kullandı. Coğrafyanın kaderini ancak direnerek değiştirebileceklerini söyleyen Şahin, sözlerini “Kazanmamız çok yakın. Dost ve düşman bunu herkes bilsin ki kazanacağız, mutlaka kazanacağız” diyerek noktaladı. 

HATUN: KÜRDE REVA GÖRDÜĞÜ ZULMÜ KENDİNE HAK GÖRÜYOR

Onun ardından sahneye TMMOB Diyarbakır İl Koordinasyon Kurulu Üyesi Doğan Hatun çıktı. 

Konuşmasına Maraş Katliamı’nda yaşamını yitirenleri anarak başlayan Hatun “Bütün katliamlar ancak ve ancak bize yol açacaktır” dedi. Son 3-4 yıldır yaşananlara ilişkin artık söylenecek söz bırakılmadığını dile getiren Hatun, “Bu devlet, Kürt halkına reva gördüğü zulmü kendine bir hak olarak görüyor” diyerek tepki gösterdi. Ülkede süren ekonomik krize değinen Hatun, insanların açlıktan intihar ettiğini ifade ederek, bütçenin savaşa değil, barışa, halka ve yoksullara harcanmasını istedi.

DİSK Genel İş Merkez Yürütme Kurulu Üyesi Salih Doğrul ise AKP’nin neo-liberal politikalar izlediğini, her şeyi özelleştirip sattığını ve bu sürecin de hala devam ettiğini kaydetti. Doğrul, bu politikalardan kaynaklı yoksulluk ve açlığın arttığını, siyasi soykırımların yapıldığını ve kayyum politikalarının sürdürüldüğünü vurguladı.

GEZEN: TEK ADAM REJİMİNE KARŞI ÇIKANLAR VAR BU ÜLKEDE

Sonrasında sahneye KESK Eş Genel Başkanı Aysun Gezen çıktı. AKP’yi “faşist ve gerici” bir  iktidar olarak nitelendiren Gezen, AKP’nin dışarda Osmanlıcılık politikalarıyla, içeride ise baskı ile kendi varlığını ve ömrünü uzatmaya çalıştığını ifade etti.

Türkiye’de yaşanan baskı ve yoksullaşmaya dikkat çeken Gezen, “Tek adam rejimi keyfiliğine, seçme seçilme hakkının gaspına, kayyum atamalarına karşı çıkanlar var bu ülkede. Yolsuzluğa karşı batmış bu ülkede direnen emekçiler var bu ülkede, selam olsun hepsine” diye belirtti.

‘PARAN YOKSA ÖL DİYORLAR’

Konuşmasına Hükümetin ekonomi politikalarını eleştirerek devam eden Gezen, AKP’yi bütçenin yükünü emekçilere yüklemekle suçladı. Gün geçtikçe artan işsizliğe dikkat çeken Gezen, “Bir yandan işsizlikten evine ekmek götüremeyenler ve çaresizlikten intihar edenler, diğer yanda bir yemeğe 50 bin lira verenler var. Bir yandan elektriğe gelen zamanlar, elektrik borcunu ödemeyenler, diğer yandan elektrik borcunu ödeyemeyen çiftçiler var. Yetmiyor, İşsizlik Fonu’na el atıyorlar. Bu tablo uzayıp gider. Eğitim ve sağlık paralı hale geldi. ‘Paran yoksa öl’ diyorlar. Bu sorunların hiçbirini bu bütçe döneminde de çözmediler. Saray yine emekçilerin yanında durmadı, karşısında durdu, sermayedarların yanında durdu” ifadelerini kullandı.

‘İNSANLIK DIŞI KOŞULLARDA YAŞAMAYA HAYIR’

AKP’nin kendi yandaşlarına ve savaşa bütçe ayırdığını vurgulayan Gezen, bu bütçeyi kabul etmediklerini belirterek, taleplerini sıraladı. Gezen, sözlerini “İnsanlık dışı koşullarda yaşamaya, işsizliğe, vergi adaletsizliğine, irademizin gasp edilmesine ve kayyumlara, anti demokratik rejime, ırkçılığı, kadınların köleleştirilmek istenmesine, hayır” diyerek noktaladı.

MIZRAKLI’DAN MESAJ

Gezen’in ardından tutuklu Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Selçuk Mızraklı’nın Kayseri Bünyan Cezaevi’nden gönderdiği mesaj okundu. Mızraklı, mesajında şunları ifade etti: 

“Bugün bir arada, bu meydanda hep birlikte barışı, bir arada yaşamayı ve özgürlükleri haykırıyorsunuz. 2002 yılında daha fazla barış, demokratikleşme ve özgürlük vaadiyle iktidara gelenler bugün tüm bu söylemlerden uzaklaşarak, faşizmin baskıcı yüzünü uygulamaktadırlar. 

Türkiye’de yaşayan halkları baskı, zor ve zulüm politikalarıyla zapt u rap altına alıp, köleleştirmek istemektedirler. Özgürlükleri sadece kendi yandaşlarına reva görenler, diğer halkları ötekileştirmektedir. Tüm bunların önündeki tek engel, bizleriz. Bizler örgütlü bir halk, özgür bir geleceğiz. Çünkü bizler özgürlüğün değerini derinden hissedenleriz. Bizler bu özden aldığımız güçle özgür bir toplumu oluşturmaya çalışmaktayız. Çünkü demokratikleşme, barış ve insanca yaşam özgür insan ile olur. Özgür insan örgütlenerek özgür toplumu oluşturur. Bizler de bu özden aldığımız güç ile mutlaka ama mutlaka toplumsal barışın önündeki engelleri kaldırıp, insanca yaşam için onurlu bir demokratik yaşamı inşa edeceğimizin inancıyla sizleri selamlıyorum. Bizler bu inançla ile mutlaka ama mutlaka kazanacağız.”

Miting, Mızraklı’nın okunan mesajının ardından sanatçı Azad Bedran’ın sahne aldığı konserle sona erdi.