Diyarbakır Barosu, İnsan Hakları Derneği (İHD) ve Özgürlük İçin Hukukçular Derneği, Diyarbakır 3 Nolu T Tipi Kapalı Cezaevi'nde yaşanan işkence, tehdit ve kötü muameleye dair adliye binası önünde açıklama yaptı. ÖHD Eş Genel Başkanı Bünyamin Şeker, Diyarbakır Barosu Başkanı Nahit Eren ve İHD Şube Başkanı Abdullah Zeytun'un yanı sıra çok sayıda avukat ve insan hakları savunucusu açıklamaya katıldı.  

İHLALLER

Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşme ve belgelerle işkencenin mutlak olarak yasaklandığına dikkati çeken ÖHD üyesi avukat Şemdin Şahin, "Gerek ulusal, gerekse de ulusal üstü hukukta hiç bir istisnai durum, savaş, siyasi iktidarsızlık, olağanüstü hal vs hiçbir koşul veya istisnai durum işkencenin uygulanmasına gerekçe yapılamaz. Bir başka deyiş ile neyle suçlanırsa suçlansın hiç kimseye işkence, insanlık dışı ve kötü muamelede bulunulamaz" dedi. Şahin, cezaevlerinde halen ölüm, sevk, işkence ve kötü muamele, tecrit, görüş engeli, haberleşme haklarının engellenmesi, disiplin soruşturmaları gibi hak ihlallerinin yaşandığını söyledi. 

İŞKENCE VE KÖTÜ MUAMELE

Hak ihlallerine dair kendilerine çok sayıda başvuru yapıldığını aktaran Şahin, en son Diyarbakır 3 Nolu T Tipi Kapalı Cezaevi'ndeki tutuklular ve aileler tarafından 31 Ocak'ta işkence ve kötü muameleye dair başvuru yapıldığını kaydetti. Başvuru üzerine cezaevinin ziyaret edildiğini ve 7 tutukluyla görüşme gerçekleştirdiklerini belirten Şahin, "Mahpuslar, işkence, insanlık dışı ve kötü muamele, hakaret ve tehdit olaylarına ilişkin inceleme ve tespit yapılmasını, yapılacak inceleme ve tespitler doğrultusunda adli ve idari soruşturmaların başlatılarak ve kamuoyunun bilgilendirilmesini talep etmişlerdir. Heyetimiz tarafında yapılan görüşme, araştırma ve inceleme neticesinde; mahpuslar, infaz koruma memurlarınca işkence, insanlık dışı ve kötü muamelede bulunulduğunu, tehdit ve hakaretlere maruz bırakıldıklarını belirtmişlerdir" dedi. 

KÜRT KİMLİĞİNE SALDIRI 

Serğebun Güzel'in, hiçbir neden yokken odasının değiştirilmesinin istendiğini ve buna karşı çıktığı için işkence ve kötü muameleye maruz kaldığını aktardığını ifade eden Şahin, "Akabinde diğer mahpusların da bu uygulamaya itiraz etmesi üzerine; infaz koruma memurları Robokop diye tabir edilen kamu görevlileri tarafından işkence ve kötü muameleye maruz bırakılmışlardır. Mahpusların aktarımlarına göre; kendilerine ters kelepçe takılıp uzun süre o halde bekletilmişlerdir. Ardından mahpuslar havalandırmaya ters kelepçe ile çıkartılıp 30-40 kişilik infaz memurları grubu tarafından burada işkence, kötü muamele, hakaret ve tehditlere maruz bırakılmışlardır. Yine yaşanan işkence ve kötü muamele uygulamalarından sonra mahpuslara yönelik baskılar sinkaflı ve ırkçı küfürler ile devam etmiştir. Mahpusların aktarımına göre; İnfaz koruma memurlarınca Kürt kimliğine yönelik ırkçı küfür ve söylemlerde bulunmuşlardır. Bu hukuksuzluklara karşı çıkan mahpusları ise tutanak tutmakla, sürgün etmekle ve infazlarını yakmakla tehdit etmişlerdir" şeklinde konuştu. 

MORLUK VE KIRIKLAR

Tutukluların elleri kelepçeli bir şekilde süngerli odaya götürüldükleri, kıyafetlerinin çıkarıldığı ve şiddete maruz bırakıldıklarını ifade ettiklerini söyleyen Şahin, sonrasında yaşananları şöyle anlattı: "Mahpusların süngerli oda olarak tarif edilen yerde yaklaşık 3 saat tutuldukları belirtilmiştir. Mahpuslar süngerli oda, koridor ve diğer yerlerde işkence ve kötü muameleye maruz bırakıldıktan sonra, hapishane içerisinde birçok yerde işkence ve kötü muamele uygulamalarının devam ettiğini aktarmışlardır.

Mahpuslarla yapılan görüşme sırasında işkence ve kötü muamele iddialarının tespiti amacıyla; mahpusların vücut diyagramları çıkartılmaya çalışılmıştır. Mahpuslar üzerlerindeki kıyafetlerin bir kısmını çıkartmak suretiyle vücutlarındaki yara, morluk ve kırıkları görüşme yapan heyete göstermişlerdir. Heyetimiz tarafından da bu tespitler vücut diyagramına işlenmiştir. Heyetimiz tarafından yapılan bu tespit ile birçok mahpusun vücudunda ciddi yaralanmalar bulunduğu görülmüştür. Ayrıca bazı mahpusların uğramış olduğu işkence ve kötü muamele nedeniyle psikolojik olarak iyi durumda olmadıkları gözlemlenmiştir."

"İnfaz koruma memurlarının tüm eylem ve işlemlerinin keyfi, haksız ve hukuka aykırı olduğu kanaatine varılmıştır" diyen Şahin, işkence, kötü muamele, hakaret, tehdit suçlarının işlendiği tespiti yaptıkları sorumlular hakkında suç duyurusunda bulunulduğunu dile getirdi. Faillerin tespit edilip, etkin bir idari ve adli soruşturma yürütülmesini isteyen... "Bu çerçevede işkence görenin/görgü tanıklarının beyanları alınmalı ve araştırılmalı. Deliller toplanmalı ve olası delillerin karartılmasının önüne geçilmelidir" diye kaydetti. 

TALEPLER

Şahin, şu talepleri sıraladı:  

"* Sözleşmeler ve yasa maddeleri göz önünde bulundurularak işkence gören mahpusların maruz bırakıldığı işkence ve diğer kötü muamelelerin tespitine dönük İstanbul Protokolüne uygun bir şekilde fiziksel ve psikolojik rapor aldırılmalıdır.

* Diyarbakır 3 No’lu T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunun ifade alma, hazır kıta, süngerli odalar, akvaryum odası ile bu odaların bulunduğu koridorlar ve hükümlünün kaldığı koğuşları gören tüm kameraların 31.01.2022 tarih ve sonraki 1 ay içerisindeki kayıtları ivedilikle istenmeli; bilirkişi marifetiyle çözümleri yapılmalıdır.

* Kamera kayıtları, görev listesi, işkence görenin/görgü tanıklarının anlatımları gözetilerek olayla ilgili kolluk görevlilerinin tespit ve teşhis işlemleri yapılmalı; tespit edilen şüpheliler, soruşturma tamamlanıncaya kadar açığa alınmalıdır. 

* Olayda yer alan infaz koruma memurları hakkında ivedilikle etkin ve şeffaf bir adli ve idari soruşturma yapılmalı, soruşturma sonucu bütün detaylarıyla kamuoyuyla paylaşılmalıdır.

* Ulusal ve Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası yükümlülüklere tam ve eksiksiz olarak uyulmalı, yargı ve idari merciler belirtilen hususlara riayet etmelidir.