Diyarbakır Barosu’nun 47’nci Olağan Genel Kurulu’nun düzenlenmesi kararlaştırılan Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Kongre Merkezi’ne gelen avukatlar, içeri alınmadı. Kongre merkezi önünde yoğun güvenlik önlemleri alan polis, engellemeye seçimin İçişleri Bakanlığı ve Hıfzıssıhha Kurulunun aldığı kararı gerekçe gösterdi. Bunun üzerine Diyarbakır Barosu Başkanı Cihan Aydın ve toplanan çok sayıda avukat, kongre merkezi önünde açıklama yaptı. Açıklama öncesi Ankara Gar Katliamı’nda yaşamını yitirenler için bir dakikalık saygı duruşunda bulunuldu. 

‘DAHA FAZLA OTORİTERLEŞME GEREKÇESİ’

Türkiye’de 80 baronun seçimlerinin hukuk dışı bir kararla ertelenmesine tepki gösteren Baro Başkanı Aydın, devlet kurumlarının ve yargının da dahil olduğu adaletsizliklerin günlük yaşamın bir parçası haline geldiğini söyledi. Salgının birçok ülkede daha fazla demokratikleşme konusunda esin kaynağı olduğuna işaret eden Aydın, “Türkiye’nin de içinde olduğu bir grup devlet, salgını daha fazla otoriterleşmeye gerekçe olarak kullanmaktadır. Devlet; pandemi nedeniyle ekonomik, sosyal, hukuksal ve eğitim gibi yaşamın hemen bütün alanlarında insanı, yurttaşı esas alan demokratik ve insani politikalar geliştirmek yerine, bu alanlardaki temel hak ve özgürlükleri ortadan kaldıran uygulamalara imza atmaktadır” diye konuştu.

HESAP ÇARŞIYA UYMADI!

Otoriterleşmenin son hedeflerinden birinin de barolar olduğuna dikkat çeken Aydın, “Demokratik bir yargının vazgeçilmez parçası ve yargının kurucu unsuru olan avukatlar ve onların örgütleri barolar, önce tamamen siyasi gerekçelerle çıkarılan çoklu baro yasası ile parçalanmak ve etkisizleştirilmek istendi. Ama hesap çarşıya uymadı. Çünkü avukatlar ve barolar birilerinin politik çıkarlarına hizmet etmeyi değil, demokrasiye, hukuka ve adalete bağlılığı tercih ettiler” diye ekledi.

‘GERÇEKLERDEN KORKUYORLAR’

Aydın, açıklamasını şöyle sürdürdü: “Siyasi partiler, sendikalar, kooperatiflerin genel kurullarını yapmaları serbest, ancak baroların genel kurul yapması yasak. Çünkü avukatlar ve barolar; kötülüğe karşı iyiliği, otoriterleşmeye karşı demokrasiyi, açlığa ve yoksulluğa karşı gelir adaletini, iktidarın sopası haline gelen bağımlı yargıya karşı tarafsız ve bağımsız yargıyı, yaşamımızın olağan bir parçası haline getirilmeye çalışılan kadın cinayetlerine karşı kadınların özgürlüğünü ve güvenliğini, savaşa karşı barışı, olağan hale gelen kayyım politikalarına karşı halk iradesini savunduğumuz için hedef alınıyorlar. Çünkü gerçeklerden korkuyorlar. Ama herkes şunu bir kez daha bilsin; avukatlar tarih boyu köle kullanmadılar ama hiçbir zaman efendileri de olmadı. Mesleğimizin ve barolarımızın tehdit altında olduğu, hukukun ve hukuk devleti ilkelerinin tümüyle askıya alındığı bu dönemde her zamankinden daha fazla dayanışmaya ihtiyacımız var.”

SESSİZ YÜRÜYÜŞ

Yapılan açıklamanın ardından avukatlar, Kültür ve Kongre Merkezi’nden Diyarbakır Barosu Tahir Elçi Konferans Salonu’na kadar sessiz yürüyüş gerçekleştirdi. Yoğun güvenlik önlemleri altında yapılan yürüyüşte, polis avukatların cübbeleriyle yürümelerini engelledi.