Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Yönetim Kurulu, 1 Eylül Dünya Barış Günü dolayısıyla yazılı açıklama yayınladı. Genel Başkan Arzu Çerkezoğlu adına yayınlanan açıklamada, savaşlarda kazanan tarafın “bir avuç iktidar” olduğu belirtilerek, emekçilerin ise kaybettiği ifade edildi. 

SAVAŞIN KAZANANLARI 

Açıklamada, “Kapitalist küreselleşme, emeğin haklarını ve demokrasiyi tahrip ederken, emekçileri birbirinin rakibi haline getirmek, bölüp yönetmek için savaşlar ve çatışmalar kışkırtıldı. Barış değil emperyalist müdahale ile işgal ve savaş yaygınlaştı” denildi. Savaşlarda en fazla işçilerin ve yoksul halkların zarar gördüğüne işaret edilen açıklamada, “Kaynakların savaşa ayrılmasıyla, ekmeğimizin küçülürken zenginlerin kasaları doldu. Savaşlarda, emeğin hakları, demokrasi ve özgürlükler tahrip edildi, insan hakları, hukuk ve adalet hiçe sayıldı. Çevre ve doğa yok edildi. Savaşlarla evi barkı yıkılan mülteciler, sermaye için ucuz emek, iktidarlar için ırkçılığı kışkırtma aracı olarak kullanıldı. Kısacası savaşlarda işçiler, emekçiler, yoksullar kaybetti bir avuç para ve iktidar sahibi kazandı” ifadelerine yer verildi. 

‘İŞÇİ SINIFI KAYBEDER’

Savaşa karşı “yurtta barış, bölgede barış, dünyada barış” politikası izlenilmesi gerektiğine vurgu yapılan açıklamada, “Bunun dışındaki tüm maceralarla ve savaş politikalarıyla, iktidarlar güçlenebilir, koltuklar korunabilir, servetler korunabilir, sermaye büyüyebilir, emperyalist silah tüccarları kazanabilir ama işçi sınıfı kaybeder, ülkemiz kaybeder” ifadeleri kullanıldı.

İşçi sınıfının özlemlerinin savaşların son bulması olduğu belirtilen açıklamada, devamla şu ifadelere yer verildi: “Kürt sorununda demokratik çözümler üretildiği, kimliği, kültürü, dili, dini, mezhebi, milliyeti, görüşü ne olursa olsun, üzerinde eşit haklara sahip yurttaşlar olarak barış içinde yaşayacağımız demokratik bir Türkiye’dir. Barış içerisinde, bir arada, insanca ve kardeşçe yaşayacağımız bir ülkeye ve dünyaya en fazla işçi sınıfının ihtiyacı vardır. Barışı kazanmak için mücadeleye ve özellikle de antiemperyalist bir temelde işçi sınıfının uluslararası dayanışmasını yükseltmeye her zamankinden daha büyük ihtiyaç duyulmaktadır.”(MA)