Demokratik İslam Kongresi (DİK) ile Din Alimleri Derneği (DİAY-DER), üye ve yöneticilerinin evlerine ve derneklerine yapılan polis baskınında 25 kişinin gözaltına alınmasını yaptığı açıklama ile protesto etti. Çağlayan’da bulunan İstanbul Adliyesi önünde gerçekleşen protestoya DİK Eşsözcüsü Hüda Kaya, Halkların Demokratik Partisi(HDP) İstanbul İl Örgütü, Doğu Güneydoğu Dernekleri Federasyonu (DGDF) Başkanı Abdülhakim Daş ve çok sayıda kişi katıldı.

İKTİDARA HİZMET ETMEDİLER DİYE

Açıklamada ilk olarak söz alan DGDF Başkanı Abdulhakim Daş, din alimlerinin yasal dernekler ile faaliyetlerini yürüttüklerini belirterek, iktidar için değil toplum için hizmet ettikleri için hedef haline geldiklerini ifade etti. Daş, alimlerinin neredeyse tamamının 70 yaş üstü olduğunu ve birçok sağlık sorunları bulunduğunu dile getirerek, bir an önce tahliye edilmeleri çağrısında bulundu.

GİZLİLİK KARARINA TEPKİ

Ardından aileler adına söz alan gözaltındaki din alimi Abdulhadi Öztekin’in oğlu Mehmet Öztekin, babasının 76 yaşında camiden eve evden camiye giden biri olduğunu söyledi. Evlerinin kapılarının kırılarak babasının gözaltına alındığı bilgisini paylaşan Öztekin, “Şu an ne diyeceğimi bilemiyorum. Babamı gönderirken bir poşet ilaçla gönderdim. Sağlığından endişeliyiz. Gözaltındakilerin çoğu aynı durumda. Avukatlarla görüştüğümüzde bazılarının rahatsızlanarak hastaneye kaldırıldığını öğrendik. Hukuksuz bir gözaltı süreci var. Neyin ne olduğunu bilmiyoruz. Gizlilik kararı adı altında ne bize ne avukatlara hiçbir şey söylenmiyor. Yani camiden eve evden camiye giden bir insanın ne türlü gizlilik kararı olabilir. Onu da anlamış değiliz” diye konuştu.

‘SARAYIN FETVACISI OLMADILAR’

Daha sonra söz alan HDP Milletvekili ve DİK Eşsözcüsü Hüda Kaya, din alimlerinin sarayın dinine biat etmedikleri, sarayın fetvacısı olmayı kabul etmedikleri için gözaltına alındıklarını vurguladı. Kaya, “Aynen İmam-ı Azam Ebu Halife’yi zamanın sultanları, saray başları nasıl ki kendilerine itaat etmeyenleri, kendi verdikleri görevi kabul etmedikleri için zindanlarda süründürdülerse bugünün saray sultanları da zulümlerini din alimlerine, kanaat önderlerimize yaşatma politikası gütmektedir” ifadelerini kullandı.

‘SARAYA BİAT ETMEMENİN SONUCU’

Alimlerin yaşlı ve hasta durumda olduklarının altını çizen Kaya, “Hocalarımızın tamamı saray yandaşı hiç kimsenin iddia edemeyeceği kadar bu vatanı herkesten daha fazla seven, herkesten daha yurtsever, insanı daha çok seven ve barış isteyen insanlardır. Çünkü bugünün saray sultanları eğer siz onlara biat etmiyorsanız namaz da kılsanız, kuran ayeti ile de onlara cevap verseniz onlar için makbul dindar, Müslüman, hoca değilsiniz” diye belirtti.

Kendisinin de Kuran’dan barış ayetleri okuduğu için “örgüte yardım ve yataklık etme ” iddiasıyla yargılandığını ve davasının devam ettiğini anlatan Kaya, “Siz Kuran’dan ayet de okusanız, hatim de indirseniz bu sarayın zulmüne itiraz ediyorsanız onların gözünde terörsünüz” dedi.

‘TERÖR DEĞİL DİNİ GÖREV’

Alimlerin toplumsal bir sorumluluk olarak halkı aydınlatmak, bilinçlendirmek, dini görevlerini yerine getirmek, adalet mücadelesi vermek; hak, hukuk, doğruluk ve dürüstlüğün ne olduğunu anlatmak gibi faaliyetlerine “terör” yaftası yapıştırılamayacağını dile getiren Kaya, kamuoyuna duyarlılık ve itirazlarını yükseltme çağrısı yaptı. Kaya, alimlerin partisi, ideolojisi, mezhebi nedir diye sormadan herkesin hizmetine koşan insanlar olduklarına işaret ederek, derhal serbest bırakılmaları çağrısında bulundu.