Sivil Toplum Örgütlerine (STÖ) ve derneklere kayyım atanmasının önünü açan “Kitle İmha Silahlarının Yayılmasının Finansmanının Önlenmesine İlişkin Kanun Teklifi” Mecliste kabul edildi. AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan tarafından düzenlemenin onaylanması halinde hakkında “terör kovuşturması” başlatılan dernek ve sivil toplum örgütlerinin faaliyetleri geçici süreyle sınırlandırılabilecek, gerekli görülürse yönetimine “kayyım” atanabilecek. Yasaya karşı tepki gösteren 694 sivil toplum örgütü ‘‘Kanun teklifi Anayasa’ya ve örgütlenme özgürlüğüne aykırıdır’’ derken, kanunun veto edilmesi çağrısında bulundu.

Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) Ankara Şube Başkanı Murat Yılmaz ile Özgürlük İçin Hukukçular (ÖHD) Ankara Şube Başkanı Şevin Kaya, Meclis’te kabul edilen yasanın amacı ve sonuçlarına ilişkin Mezopotamya Ajansı'na değerlendirmelerde bulundu. 

STÖ'LERİ SUSTURMAK 

İktidarın sivil toplum örgütlerini susturmak için yeni bir saldırı başlattığını ifade eden ÇHD Ankara Şube Başkanı Murat Yılmaz, yasanın içeriğinin taşıdığı isim kadar iyi niyetli olmadığını söyledi. Söz konusu düzenlemenin Anayasa’ya aykırı olduğuna dikkati çeken Yılmaz, “Meclis’ten geçirilen yasanın içeriğinin kitle silahlarının imhası ya da finansmanının kesilmesi ile bir alakası yok. Karşımızda yine iktidarın bir torba kanunu var. Baktığımız zaman amaç ile amaçlanan arasında hiçbir bağlantı yok. Amaç kitle imha silahlarının finansmanının engellenmesi buna biz de karşı değiliz ama yasanın maddelerine baktığımız zaman Türkiye’de muhalif STÖ’leri susturulmaya çalışıyor” diye konuştu.

SÖZ SÖYLEYEN HERKES HEDEF

Düzenlemenin demokratik olmadığını, STÖ’lerin örgütlenme özgürlüğünü engelleyeceğini dile getiren Yılmaz, “Türkiye’de her gün yüzlerce kişi hakkında soruşturma açılıyor. İçişleri Bakanı’na verilen yetki ile iktidara karşı açıklamalarda bulunan kişiler hakkında soruşturma açıldıktan sonra yöneticinin yerine kayyım atanabilecek. İktidar, muhalefeti, siyasi partileri, avukatları, kendisine karşı sokakta söz söyleyen yurttaşı hedef alıyor. İktidar daha önce bunu hukuksuz bir şekilde yapıyordu ancak artık ‘kanunen’ yapacak” dedi.

SALGINDA FIRSATÇILIK

İktidarın salgını fırsata çevirerek, saldırılarını arttırdığını kaydeden Yılmaz şunları söyledi: “Saldırılara karşı mücadeleyi bırakacak insanlar değiliz. İktidar artık her şeyden rahatsız oluyor ve bunun temel nedeni de antidemokratik uygulamalardır. İktidar, bizi susturursa insanların örgütlenme özgürlüğünü ellerinden almış olacak. Bu ülkede konuştu diye öldürülen insanlar oldu, yıllardır hapishanede tutulan insanlar var. Tüm bu baskılara karşı halen konuşan insanlar var, konuşmaya da devam edecekler. Meclis’te çoğunlukları olduğu için yasa çıkarabilirler ama halk, toplum daha güçlü. Korku ile yönetme girişimlerine karşı yapmamız gereken fiil örgütlenmektir.”

AMAÇ TOPYEKÛN VESAYET

ÖHD Ankara Şube Başkanı Şevin Kaya ise, yasa tasarısının amacı ile içeriği arasında bir tezatlık olduğuna dikkati çekti. Muhalif sivil toplum örgütlerine karşı yapılan bu düzenlemenin ilk olmadığını dile getiren Kaya, iktidarın kendisine “boyun eğmeyen” örgütleri tahakküm altına almak istediğini söyledi. Kaya, “15 Temmuz darbe girişimi sonrası ilan edilen OHAL kararnameleriyle onlarca demokratik kitle örgütünün kapatıldı. Şimdi de bunu ‘yasal’ düzenlemelerle yapmak istiyorlar. OHAL kalıcılaştırmak isteniyor. Toplumun topyekûn vesayet altına alınması amaçlanıyor” dedi.

DERNEKLERE İLK SALDIRI DEĞİL

KHK’lerle kapatılamayan derneklerin bu yeni düzenleme ile kriminalize edilmek istendiğine dikkat çeken Kaya, derneklerin hedef alınmasının dernek üyelerinin kimlik bilgilerinin dernekler masasına bildirilmesiyle başladığını söyledi. Kaya, “Bu yeni düzenleme ile de iktidara karşı söz söyleyen tüm dernekler hedef alınacak Bunun sinyallerini de İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun ‘İslami kuruluşlara dokunulmayacak, bunun güvencesi benim’ sözleriyle verdi. İslami kuruluşlara mesaj veren Soylu, aslında amacımız başka demek istiyor. ‘Yandaşlarıma bu yasayı uygulamayacağım, ne yaparlarsa da dokunmayacağım’ deyip, iktidara karşı söz söyleyen STÖ’lere dokunacağım demek istiyor” diye belirtti.

KAYYIM TEHDİDİNE KARŞI MÜCADELE

Sivil toplum örgütlerinin susturulması ile toplumun nefesiz kalacağının altını çizen Kaya, şunları söyledi: “Sivil toplum örgütleri yurttaşların umut beslediği bir noktada duruyor. Bu umuda sahip çıkmak herkesin görevidir, herkes demokratik kitle örgütlerinde fiili örgütlenmeli. Kayyım tehdidine karşı mücadele etmeye devam edeceğiz. Her zamankinden daha fazla çalışacağız ve asla mücadele etmeyi bırakmayacağız.”

MA / Emrullah Acar