Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından yargılamanın devam ettiği Kobanê Davası’nın 9’uncu duruşması 7’nci gününde Sincan Cezaevi Kampüsü’nde devam etti.

POLİS TAVSİYESİYLE ŞİKAYETÇİ OLMUŞ

Müşteki ifadelerinin devam ettiği duruşmada konuşan müşteki Duran Çengel zararının karşılanması için şikayetçi olduğunu ancak zararının karşılanmadığını söyledi. Çengel, “Polisler bana şikayetçi olursam zararımın karşılanacağını söyledi. Ben bu yüzden şikayetçi oldum ama bu insanlardan şikayetçi değilim. Aracıma zarar verenler yüzü kapalı çocuklardı” diyerek şikayetçi olmadığını belirtti. 

DOSYADA YENİ TANIK İFADESİ

Müşteki ifadelerinin sonlanmasının ardından mahkeme başkanı “Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan tarafımıza yönlendirilen ve bu kapsamda ifadeleri alınan tanık ‘ABC 123’ isimli tanığın ifadesinin dosyaya eklenmesine ve hazırda bulunanlara okunmasına karar verildi” diyerek dosyaya yeni bir tanık ifadesinin eklendiğini aktardı. Tanık beyanında, siyasetçiler hakkında kısa ve genel geçer bilgilerin yer alması dikkat çekti.

İddia makamı siyasetçilerin tutukluğunun devamına yönelik mütalaasını sunarken, tanık ifadesini de mütalaasına gerekçe olarak ekledi.

‘İFADE NEDEN UYAP’A EKLENMEDİ?’

Mütalaanın ardından söz alan Avukat Kenan Maçoğlu, mahkemede bir yargılama faaliyeti olmadığını belirterek, “Soruşturma aşamasında aklımızla fikrimizle dalga geçildi, siz de aynı şeyi yapıyorsunuz. İki haftalık duruşma periyodu var ama ne hikmetse tek boş gün olan çarşamba günü tanık ifadesi geliyor. Buraya getirip dinleyebilirdiniz. Sabah açtığınız duruşmada gelen bilgi belgeleri okuyorsunuz ancak bu ifadenin geldiği ancak bu ifadeyi saklı tuttunuz. Niye ifadesini UYAP’a eklemediniz? Kapalı kapılar ardında başka pazarlıklar mı oldu?” diye sordu.

SORULAR YANITSIZ

Maçoğlu’nun, “Nereye ne zaman başvurdu, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na ne şekilde başvurdu? Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı size ne zaman bu bilgiyi verdi ve siz ne zaman dinlenmesine karar verdiniz? Bunların hepsini izah etmeniz gerekiyor” sorularının ardından mahkeme heyetinin gelen sorulara cevaplar vermediği görüldü.

‘DOSYADA TWEET ATMAK CİNAYET SUÇU OLARAK GÖRÜLDÜ’

Gizli tanık tartışmalarının ardından söz alan HDP MYK üyesi Alp Altınörs, tahliye taleplerinin alınması gerektiğine vurgu yaptı. Altınörs, tutukluluğunun üzerinden 1 yıl 4 ay geçtiğini hatırlatırken, “Mahkeme başkanının müştekilere yönelik bir önceki celsede sanıklar bu suçları doğrudan işlemekten değil azmettirmekten yargılanıyorlar. Ancak bu sözler kayıt altına alınmadı. Bu suçların doğrudan doğruya bizler tarafından işlenmediği mahkeme tarafından teyit edilmesi kritikti. Demek ki biz kimseyi öldürmemişiz. Bu nedenle bizim sevk maddelerimiz hukuka aykırıdır. İşlemediğimiz suçlardan nasıl yargılanıyor ve tutuklu bulunuyoruz? TCK 37/1 üzerinden cezalandırılmamız isteniyor ancak bu madde doğrudan suç işleme ve iştirak maddesidir, azmettirme değil. Bu dosyada Tweet atmak cinayet suçu olarak görüldü” dedi. PYD’nin 6 Ekim 2014 tarihinde terör örgütü olarak kabul edilmediğini hatırlatan Altınörs, “PYD’nin faaliyetleri o tarihte serbestti ve yürürlükte hukuken bir kısıtlama da yoktu. Devletin en yetkili mercileri bunu söylüyor. O halde bu yargılamanın devam etmesinin kabul edilebilir bir tarafı kalmamıştır. Bütün bu olgulara rağmen PYD’den gelen bir e-posta temel bir tutukluluk dayanağı olarak görülmüştür. PYD Suriye muhalefetinin bir parçası olarak kabul edilmekte ve Eş Başkan Salih Müslim Mit ve AKP ile görüşmeler gerçekleştirmekteydi” ifadelerini kullandı. Mahkemeniz DAİŞ’in Türkiye için de büyük bir tehlike oluşturduğu eylemlerinde görülmekteyken mahkemeniz bunu görmezden gelmektedir. O günlerde DAİŞ, Kobane önlerinde durdurulmasaydı Türkiye’de de katliamlarına son devam edebilirdi” diye konuştu.

Altınörs kaçma şüphesi olmadığını ve bugüne kadar hiçbir siyasal yargılamadan çekinmediğini belirterek, tutuksuz yargılanmayı talep etti.

‘HANGİ KOŞULLARDA DİNLENDİ?’

Ardından söz alan Şevin Kaya, “Tanık beyanına ilişkin söz almak istedik ancak savcı mütalaa sundu. Siz ve 2 üyenizle beraber tanık ifadesini aldığınızı söylediniz. İfade sırasında Cumhuriyet Savcısı var mıydı?” diye sordu. Mahkeme başkanı soruyu yanıtlamadığı gibi UYAP’tan bakmasını söyledi. Sözlerini sürdüren Kaya, “Cumhuriyet savcısı ifadede yoktu. Biz ısrarla CMK diyoruz. Siz ise tanık beyanını, avukatların, Cumhuriyet savcısının olmadığı bir yerde alamazsınız. Sizin CMK 201/1’e göre hangi koşullarda tanığı dinlediğinizi bize açıklamak zorundasınız” diyerek tanığa soru sorulması yönündeki Yargıtay kararlarını hatırlattı. Mahkeme heyetinin gizli tanığın bu dosyaya hangi nedenle ve hangi şartlarla girdiğini söylemek zorunda olduğunu belirten Kaya, “Siz duruşmada tartışmadığını bir tanık beyanını bize bir delil olarak sunamazsınız. Burası bir tiyatro salonu değil yargılama salonu. Bu tanığı bizim bulunduğumuz bir duruşmada dinlemek zorundasınız. Tanığa soru sorma usulleri vardır. Bu şekilde olan kararlarınızdan vazgeçilmesini ve tanığın duruşmada dinlenmesini talep ediyoruz” diye aktardı.

DOSYADA OLMAYAN İSİMLER HAKKINDA BEYAN

Daha sonra söz alan Avukat Veysi Eski, yargılananların siyasi bir partinin 6 milyon oy almış bir iradesi olduğunu vurguladı. Eski, “Biz söz almak için sizlerle kavga etmek istemiyoruz. Mesleğimiz zaman veya hukuka aykırı bir durumda söz alabiliriz. Şimdi ben bu gerginliğin sebebinin duruşmasının sonunda okuduğunuz tanık ifadesi olduğunu düşünüyorum” dedi. Mahkemenin elinde bir delil olduğunu ve bu delile ilişkin savcıyla görüşüldüğünü belirten Eski, “Ancak savcının flaş diskten çıkardığı mütalaada görüldüğü üzere savcı buradaki tartışmalardan ve konuşmalardan etkilenmeyeceğini düşünerek hazır bir mütalaayla buraya geliyor. İşte buna kumpas diyoruz. Benim gördüğüm kadarıyla tanık dosyada olmayan kişiler hakkında da beyanda bulundu. Dosyada bulunmayan kişilerin fotoğraf teşhisi nasıl yapıldı? Dosya çöktü bari bir hamle yapalım diye uğraşıyorsunuz. Gizli tanığın buraya getirilip sorularımızı yanıtlamasını talep ediyoruz” diye ifade etti.

‘KUMPAS ZEKÂ İŞİDİR, BU İŞ SİZİ AŞAR’

Sonrasında söz alan Selahattin Demirtaş, mahkeme heyetine, “Tanığın soruşturma numarası nerede? Başsavcılığın yazısı nerede?” sorularını yönelterek, delil değerlendirme aşamasında tanığın dinlenilmesi gerektiğini ve soru sorma haklarının olduğunu ifade etti. Demirtaş, “Resmen ‘kimsenin haberi olmadan biz seni dinleyelim’ demişsiniz. Kumpas zekâ işidir, girmeyin bu işe sizi aşar. Yüzünüze gözünüze bulaştırırsınız. Bizi 4 buçuk yıldır tutuklayıp siyaseti dizayn etmeye çalışıyorsunuz. Burada siyasi kumpas yürütüyorsunuz. Tanımadığınız, ‘bizi bağlamaz’ dediğiniz AİHM, yeni bir karar verdi. Size yemin ederim ki o kararlar uygulanmaya başlarken hâkim koltuğunda siz oturmayacaksınız” dedi.

‘PEKİ YA SEÇİMİ KAYBEDERSENİZ?’

“Demirtaş, devamında şöyle konuştu: “Siz de bu HSK tarafından görevlendirilmiş kişilersiniz. Seçimi kazanan devleti kazanıyor, öyle görünüyor. Peki ya seçimi kaybederseniz ne olacak? Muhalefet kazanmış olacak. Biz muhalefetiz. Biz de bağımsız, adil yargı için uğraşacağız. İşte o AİHM kararlarının uygulanması için parlamentoya, bakanlığa başvuracağız. Hakkınızda suç duyurusunda bulunacağız. Tanık beyanının nasıl, hangi tarihte alındığı, dosyaya ne şekilde girdiği, neden gizli olduğu temel yargılama bilgileridir. Birtakım arkadaşlar savunmalarını yaptılar yarın biz de yapacağız ama daha ne kadar kumpas çıkacak bilmiyoruz. Siz siyasetçiyseniz biz sizden daha siyasetçiyiz. Siz mahkeme değilsiniz, dosyadan çekilmenizi talep ediyorum. AİHM kararına atıfta bulunarak yeni bir durum olduğu için bu durumda çekilmeniz lazım. Biz sizi reddediyoruz. Sizi atayanlar AKP, MHP’li HSK üyeleri. Bu çok aleni ve siz de bunu aleni yapmaktan çekinmiyorsunuz.”

‘LEYHTE OLAN DELİL ALEYHİMİZE KULLANILMAYA ÇALIŞILIYOR’

“Delil değerlendirirken yalana sığınıyorsunuz” diyen Demirtaş tahliye olduğu mahkemede tanık olan ve daha sonra kaybolan Mercek isimli tanığı hatırlatarak, “Mercek’in kendisini bırak, beyanları yok ortada. Hadi Mercan bizden korktu kaçtı da beyanları da mı korktu yok. Çünkü onun beyanlarını alanların hepsi şu an FETÖ’den tutuklu. Siz yok ettiniz onu. Mercek esas mahkemesi tarafından düşürülüp tahliye kararı verilmiş ama siz bunu hala sürdürüyor ve tüm arkadaşların tutuk devam gerekçesi yapıyorsunuz. Çünkü siz hukukçu değil siyasetçisiniz. Mercek tanığının beyanlarının olmaması lehimize bir durumdur, aleyhimize değil. Bizim lehimize olan bir delili Ankara 22’nci Ağır Ceza Mahkemesi aleyhimize kullanıyor. Gizli tanığı getirin bize teslim edin gözümüz gibi bakarız. Yoksa kaybolunca bizi suçlu tutuyorsunuz. Sizden hiçbir talebim yok 2-3 AKP, MHP’li cübbe giymişsiniz. Biz hukuka güveniyoruz, size değil” şeklinde konuştu.