ARTI TV'de Ayşe Yıldırım ve Kemal Göktaş'ın hazırlayıp sunduğu Detay programına konuk olan HDP eski Eş GEnel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın avukatı Mahsuni Karaman AİHM'in verdiği kararı değerlendirdi. Karaman, bu karar tüm siyasi tutukluların kararıdır diyerek, tek kişinin alacağı siyasal kararların ülkeyi ateşe götürebileceğinin altını çizdi. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin verdiği kararı sadece Demirtaş ve HDP üzerinden okunmaması gerektiğini söyleyen Karaman, "Bu karar Canan Kaftancıoğlu'nun, Can Dündar'ın kararıdır" ifadelerini kullandı. 

'Demirtaş ve HDP'ye bu operasyonlar neden yapıldı'dan konuyu ele almak gerektiğini vurgulayan Karaman, "Demirtaş'ın, 'Seni başkan yaptırmayacağız' demişti bugün geldiğimiz aşamada da Recep Tayyip Erdoğan başkan seçildi ama başkan olamadı. Kişisel kaanatim bu yönde. AİHM, 1923, yani Cumhuriyetin kuruluşundan beri en büyük sistemsel anayasal değişikliği 2017'de yapılan referandum ile geldiğini söylüyor. Bunun hakkını teslim ediyor. Fakat bu süreçte, etkili bir muhalifin bir yıl öncesinde tutuklanarak bu meseleye dair söz söyleme, aktif muhalefet yapma şansı tanınmadığını da söylüyor. 16 Nisan referandumunu şimdi herkes tartışıyor. Açıkçası ben parlamenter sistem olsaydı konunun buraya kadar geleceğini düşünmeyenlerdenim. Bugün itibariyla Avrupa Konseyi'nden atılmaya dahi gidebilecek bir kararı makul devlet aklının ileri süremeyeceğini düşünüyorum. Ama bugün bütün siyasal sistem tek kişinin eline düşünce, o tek kişinin siyasal görüşü ülkeyi yangına da götürebilir. O tek kişiyi uyaracak kimse de yok zaten" ifadelerini kullandı. 

'SİYASAL AMAÇLI BİR YARGI TACİZİ'

20 Eylül 2019'dan sonra büyük daire duruşmasına katıldıklarını aktaran Karaman, "İki gün sonra Demirtaş tekrar tutuklandı. Haliyle biz bunun iktidar manevrası olduğunu, ileride büyük dairenin vereceği kararla önümüze çıkacağını düşünmüştük. Aynı gün şu stratejimizi belirledik; 2 Eylül'de hemen tahliye edilmesi, büyük daire duruşmasından iki gün sonra hemen tutuklanması bu ileri de bizim lehimize çıkacak bir kararda dahi bunların kullanacağı bir argüman olacaktı. O argüman ne olacaktı: 4 Kasım kararı nedeniyle tutukluydu, 2 Eylül 2019 tarihi itibariyle tahliye edildi dolayısıla sizin başvurunuz onunla ilişkindir, ortada bir ihlal kararı vardır, hatta belki de ihlal kararı dahi vermiyoruz da diyebilirle diye düşündük" şeklinde konuştu.

Bu meselenin aslında neden birden fazla tutukluluk meselesi olmadığını aktaran Karaman şunları söyledi: 

"Tüm bu sürecin birbiriyle örtülü ve bağlantılı olduğunu AİHM Büyük Dairesine 20 Eylül 2019 tarihinden itibaren verdiğimiz beyanlar ve Demirtaş'ın yargılanmasıyla ilgili tüm olayları mahkemeye ilettik. Gerçeğe uygun olan tezimiz doğruydu. Mesela şekli anlamda iki karar olabilir ama eğer siz ikinci kararı birinci kararın uygulanmasını önüne geçmek için ve sayın Demirtaş'ı daimi bir özgürlüğünden mahkum etmeye çalışıyorsanız, AİHM bu iki davayı birleştirir ve bu kararı verir. 

Konseye 47 ülke arasında daha önce böyle bir şey görülmedi. Türkiye Cumhuriyeti ülkesi böyle bir şeye kalkıştı. Bu karar ilklerin kararı. Birinci tutukluluk ile ikinci tutukluluğun devamı olduğu hatta ilk AİHM Büyük Daire kararından sonra Erdoğan, "Karşı hamlemizi yapar işi bitiririz" diyerek zaten bu yargılamaya dahil olduğunuzu kendiniz itiraf etmiş oluyorsunuz.

Dolayısıyla sayın Demirtaş'a dönük bir, iki, üç ... tutukluluk yok. Ortada Demirtaş'a yönelik baskın siyasal amaçlı bir yargı tacizi ve linci söz konusu. AİHM bunu görerek Türkiye Cumhuriyeti'nin önüne koymuş durumda. 

'BU KARAR CAN DÜNDAR'IN KARARIDIR'

AİHM bu kararın dışında bir şey açıklaması için ancak deve kuşu gibi kafasını kumun altına saklayarak kaçabilirdi. Bugün bu kararın önemini idrak edenler, bu kararın ne olduğunu iyi kavrayanlar en çok itiraz edenlerdir. Çünku bur kararın Can Dündar için bir karardır, Canan Kaftancıoğlu'nundur, bu karar Kavala'nın ve Ahmet Altan'ındır. Bu karar bir bütün olarak CHP'nindir. HDP'yi saymıyorum bile doğrudan bu kararı ibraz etmesi halinde binlerce davası düşecek, serbest kalacak üyesi var. DTK'dan alınanlar, 6-8 Ekim'den cezaevinde tutuklu kalanlar... Tüm bunlar bu kararın sonuçları olacaktır."