Bianet’ten Ayça Söylemez’in haberine göre; avukatlar Aygül Demirtaş Gökalp, Benan Molu, Ramazan Demir ve Mahsuni Karaman imzalı bu son başvuruda da Demirtaş’ın tahliyesinin, savcılıklar ve mahkemelerce ve hatta hapisten çıkma hakkını elde etmesine rağmen saatler kala nasıl engellendiği anlatıldı.

Demirtaş’a verilen 4 yıl 8 aylık hapis cezası, yargı reformu kapsamında Yargıtay’a taşınmasının ardından kesinleşti ve hapis cezası kalmadı. AYM’ye konu edilen son tutukluluk, Demirtaş’ın hapiste kalmasının önünde tek engel olarak duruyor. Selahattin Demirtaş son olarak hükümlü bulunduğu dosyadan tahliye edilmiş ancak başka bir soruşturma dosyasından halen tutuklu olduğu için hapishaneden çıkamamıştı.

Erdoğan “Bunları bırakamayız” demişti

AYM’ye yapılan bu son başvuruda, Avrupa İnsan hakları Mahkemesi’nin kararındaki “Demirtaş’ın siyasi saikle tutuklu bulunduğu” tespiti hatırlatıldı ve dilekçede Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın sözlerine yer verildi: “Demirtaş’ın serbest kalmasına karar veren AİHM'nin 20 Kasım 2018 tarihli Daire kararının ardından ‘Karşı hamlemizi yapar, işi bitiririz’ diyerek 4 yıl 8 aylık hapis cezasının onanması talimatını veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu kez AİHM'nin Büyük Daire duruşmasından üç gün sonra, Demirtaş’ın bu son tutuklamasından bir gün sonra, başvurucu ve dönemin HDP eş genel başkanı Figen Yüksekdağ'ı kastederek ‘Bunları bırakamayız, bırakırsak şehitlerimiz bizden hesap sorar’ demiştir.”

“Şüpheli olmadığı dosyadan tutuklandı”

AİHM’in kararında, Türkiye ilk kez Sözleşme'nin 18. Maddesini ihlalden mahkum edilmiş ve “muhalif seslere yönelik tutumunda özellikle sert davranıldığı” tespiti yapılmıştı. Demirtaş’ın hedef olmasının da “onun siyasi muhalefetin liderlerinden biri olması nedeniyle gerçekleştiği” ifade edilmişti.

Başvuru dilekçesinde de “AİHM’ye göre tehdit altında olan yalnızca başvurucunun bireysel hak ve özgürlükleri değil tüm demokratik sistemin kendisidir” dendi: “Demirtaş’ın yeniden hali hazırda yargılanmakta olduğu olaylar ile ilgili olarak farklı suçlamalar ile aslen şüpheli olmadığı bir soruşturma kapsamında yeniden tutuklanması yargı organlarının siyasi saiklerle hareket ettikleri şüphesini meşrulaştırmaktadır.”

Başvuruda, ifade özgürlüğü, özgürlük ve güvenlik hakkı, aynı suçtan iki kez yargılanmama ve cezalandırılmama hakkı ve siyasi sebeplerle tutuklama yasağının ihlal edildiğine karar verilmesi talep edildi.

Yargı günler ve saatlerle “yarışıyor”

Başvuru dilekçesinde, 4 Kasım 2016’dan bu yana Edirne F Tipi Cezaevinde tutuklu bulunan Demirtaş’ın tahliyesine engel olan son olaylar şöyle sıralandı:

* AİHM’nin 20 Kasım 2018 tarihli kararına hem başvurucu hem de hükümet tarafından yapılan itiraz kabul edildi ve AİHM Büyük Dairesi’nde 18 Eylül 2019’da duruşma görüldü. (Henüz karar açıklanmadı.)

 * Bu duruşmadan 16 gün önce yani 2 Eylül 2019’da Demirtaş, tutuklu yargılandığı ve tahliyesine yönelik bütün taleplerin ve itirazların 69 kez reddedildiği davada bu kez tahliye edildi.

* Tahliye kararının ardından Demirtaş'ın denetimli serbestlik başvurusu için tutuklu kaldığı sürenin mahkumiyet hükmünden mahsubu için başvuru yapıldı, Büyük Daire duruşmasından 2 gün sonra, 20 Eylül 2019’da mahsup talebinin kabul edilmesiyle birlikte Demirtaş’ın serbest kalmasının önü açıldı.

* Ancak mahsup kararının verildiği 20 Eylül 2019’da Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, telefon ile Edirne Cezaevi Müdürlüğü’nü arayarak Demirtaş’ı SEGBİS odasında hazır etmelerini istedi. Odaya giden Demirtaş, 6-8 Ekim olayları ve suç isnatları nedeniyle şüpheli olarak ifadesinin alınmak istendiğini öğrendi.

* Aynı gün öğleden sonra ve yine telefonla Demirtaş’ın tutuklamaya sevk edildiği Edirne Cezaevi’ne ve avukatlarına bildirildi.

* O günün Nöbetçi Hakimliği 6. Sulh Ceza Hakimliği olmasına rağmen, 1. Sulh Ceza Hakimliği’ne sorgu yaptırılarak Demirtaş, hakkında sürdüğü iddia edilen soruşturma dosyası kapsamında tutuklandı.

* Bu karar ile birlikte Demirtaş, 4 Kasım 2016 tarihinde tutuklandığı, 2 Eylül 2019 tarihinde tahliye edildiği ve esası itibarı ile halen Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesinde yargılaması süren olaylardan dolayı farklı suçlamalar yapılarak yeniden tutuklanmış oldu