Dünyada ve Türkiye’de koronavirüs yayılmaya devam ederken “normalleşme” ile birlikte vaka sayılarında artış yaşanıyor. Öte yandan geçtiğimiz aylarda ilk defa Hindistan’da görülen Delta Plus varyantının görülmesi ile birlikte tehlike giderek büyüyor. Sağlık Bakanı’nın en son açıklamalarına göre, Delta varyantı 36 ilde görüldü ve vakalarda bu hafta içerisinde yükseliş başladı; ancak Delta varyantının hangi illerde ne yoğunlukta olduğuna dair bugüne kadar bir veri açıklanmadı. Öte yandan Sağlık Bakanlığı tarafından her gün yayınlanan “koronavirüs tablosu”ndan zatürre oranı ve toplam yaşamını yitirenlerin sayısı çıkarıldı.

Türk Tabipleri Birliği (TTB), 1 Temmuz’da tedbirlerin gevşetilmesi ve tamamen açılma ile birlikte bulaşıcılığı daha fazla olan Delta varyantı konusunda uyarıda bulunmuştu. TTB, günlük vaka sayılarının henüz istenen düzeye inmediğini ve en az yüzde 70 seviyesinde aşılama tamamlanmadan açılmanın kötü sonuçlar doğurabileceğini söylemişti.

DELTA MUTASYON NEDİR?

Hindistan'da ortaya çıkan Delta varyantı Dünya Sağlık Örgütü ile ABD Hastalık Önleme ve Kontrol Merkezi’ne göre “endişe verici” mutasyonlardan biri.  Daha önce B.1.617.2 olarak bilinen Delta’nın, virüsün orijinal halinden ve Britanya’da tanımlanan Alfa varyantından daha kolay yayıldığı; hatta şimdiye kadarki en bulaşıcı varyant olduğu belirtiliyor. Halk sağlığı yetkilileri, tam bir kesinlikle olmasa da, Delta’nın Alfa varyantından yüzde 50 daha bulaşıcı olabileceğini söylüyor.

İstanbul Tabip Odası (İTO) Başkanı Prof. Dr. Pınar Saip, hızlı bir şekilde yayılan Delta varyantının önümüzdeki günlerde daha fazla görüleceğini söyledi.

DELTA VARYANTI DAHA BASKIN HALE GELECEK

Avrupa’nın birçok ülkesinde delta varyantının hâkim hale geldiğini aktaran Pınar, “Bizim ülkemizde de kısa süre içinde baskın hale gelecektir. Bu nedenle düzenli olarak bakılması, günlük tabloya yansıtılması ve mevcut durumun tüm açıklığı ile paylaşılması gereklidir” ifadelerini kullandı.

'EYLÜL AYI SAĞLIKÇILARI ZORLAYACAK'

Söz konusu varyantın İstanbul’da daha yaygın görüldüğünü aktaran Pınar, Bakanlık tarafından diğer illerdeki vaka durumuna ilişkin bir açıklama yapılmadığını söyledi. Pınar, sözlerini şöyle sürdürdü:  “Büyük kentler ve turizmin yoğun olduğu kentlerde varyantlı virüsün artması bekleniyor. Vakalarda yüzde 20-30’lara varan bir artış mevcut. Hastane ve yoğun bakım yatışlarında artış, vaka artışlarından 10-15 gün sonra beklenebilir. Yeterli aşılama yapılmaz ve gerekli önlemler alınmazsa Eylül ayında sağlık çalışanlarını zorlayıcı bir artış olabilir. Biz sağlıkçılar büyük oranda aşılı olmamıza rağmen tedbirli davranmaya devam ediyoruz. Çünkü aşı hastalanma ve bulaştırmayı engellemiyor. Ama hastalığı ağır geçirmeyi engelliyor. Henüz ülkemizdeki aşılananların verileri maalesef açıklanmadı.”

'AŞILANMAYAN NÜFUS HALA ÇOK FAZLA'

İTO’nun “aşılı sağlık çalışanlarına” yönelik Mayıs ayında yapmış olduğu çalışmasında aşı olan sağlık çalışanlarında Covid-19 geçirme oranlarında ve ağır geçirme oranlarında bariz azalmanın görüldüğünü aktaran Pınar, “İki aşısını yaptırmış, yeterli süre geçmiş olan ve ağır ek hastalığı olmayan hekimlerde Covid-19’a bağlı ölüm bildirimi odamıza yansımadı. Bu durum aşının gerçek yaşamda etkili olduğunu gösteriyor. Delta varyantının etkisini zaman içinde göreceğiz. Delta varyantına karşı aşıların etkisi yüzde 20 oranında azalıyor. Ama İngiltere, ABD ve İsrail’den öğrendiğimiz gerçek yaşam verilerine göre aşı ağır hastalıktan ve ölümden yüzde 95’in üstünde koruyucu. Ama ülkemizde maalesef aşılanmayan nüfus hala çok fazla. Bu da hastalık yaygınlaştıkça hastane ve yoğun bakım yatışlarında artışa neden olursa sağlık çalışanlarını zorlayacaktır” şeklinde konuştu.

'FİLYASYON ÇALIŞMALARINA AĞIRLIK VERİLMESİ GEREKİYOR'

Delta varyantının daha bulaşıcı olduğu için ev ortamında uygun koşulları olmayanların devlet misafirhanesi ve yurtlardan yararlandırılması gerektiği önerisinde bulunan Pınar, “Saptanan vakaların kaynağı ve kimlere bulaştırabileceği ile ilgili filyasyon çalışmalarına ağırlık verilmesi ve yaygın test yapılması gerekir. Bu maalesef yeterli ölçüde yapılmıyor” dedi.

'MÜLTECİ VE GÖÇMENLER AŞILANMALI'

Pınar, turizm amaçlı seyahatlerin dışında sınırlardan düzensiz göçlerin yaşandığına işaret ederek, bu nedenle test ve aşılamanın mülteci ve göçmenler arasında da yaygın olarak yapılması gerektiğini vurguladı. Göçmenlerin ucuz işgücü olarak yaygın bir şekilde çalıştırıldığına değinen Pınar, “Turizm amaçlı gelenlere ekonomik nedenlerle kolaylıklar sağlanıyor. Karantina uygulanmıyor. Turizm beldelerinde yaygın test, çalışanların mutlaka aşılı olmasının sağlanması ve gerekli önlemlerin alınıp alınmadığının çok iyi denetlenmesi gerekir” ifadelerini kullandı.

'AŞILANMANIN AZ OLDUĞU İLLERDE VAKA SAYISI YÜKSEK'

Henüz bayram başlamadan vakalarda artış yaşandığına dikkat çeken Pınar,  Eylül’e doğru vaka sayılarında ciddi artışlar yaşanabileceği uyarısında bulundu. Yaygın test yapılmadığı için gerçek sayıyı bilmediklerini ancak gerçekte vaka sayısının bildirilenin çok daha üstünde olduğunu kaydeden Pınar, “Ayrıca iller arasında aşılama ve Covid-19 vakaları arasında bariz farklılıklar var. Aşılamanın yüksek olduğu Kırklareli ve Edirne gibi illerde 100 binde görülen vaka sıklığı düşük iken, aşılamanın az olduğu doğu illerinde vaka sayıları yüksek” şeklinde konuştu.

'TOPLUMA SALGIN KONTROL ALTINDA HİSSİ SAĞLANMAYA ÇALIŞILIYOR'

“Maalesef hala salgından çok algı yönetilmeye çalışılıyor. Birinci doz aşı yapılanların oranları daha büyük puntolarla verilerek sanki toplumsal bağışıklık sağlanmış izlenimi bırakılıyor” diyen Pınar,  oysa 2’nci doz aşılama yapıldıktan 14 gün sonra bağışıklığın oluştuğunu söyledi. Pınar, “Günlük tablodan zatürre oranı ve yoğun bakımdaki hasta sayısının çıkarılması toplumda salgın kontrol altında olduğu hissi sağlıyor. Bu da gerekli önlemlere daha az uyulması sonucunu getiriyor” dedi.

ALINMASI GEREKEN ÖNLEMLER

Salgının iktidarın tepeden inme kararları ile yönetilemeyeceğine vurgu yapan Pınar, yaygın aşılamanın yapılması ve aşı tereddütlerinin giderilmesi gerektiğini belirtti. Pınar,  konuşmasının devamında alınması gereken önlemlere dair şöyle konuştu: “Bilim Kurulu’nun yetkilerinin tanımlanması, önerilerinin, toplantı kararlarının toplumla paylaşılması gerekir. Salgın meslek örgütleri, ilgili sivil toplum kuruluşları ile birlikte alınacak kararlarla yürütülmeli. Toplum uyumunun sağlanması için alınan kararlara katılımın sağlanacağı yollar bulunmalı. İkna edici bir aşı kampanyası ile hızlı bir şekilde aşılamanın tamamlanması gerekiyor. Delta varyantı daha bulaşıcı olduğu için toplum bağışıklığı için nüfusun yüzde 80’i aşılanmalı. Bunun yanında işyerlerinde, toplu taşımalarda ve kapalı alanlarda fiziksel mesafe,  havalandırma kurallarına mutlaka uyum sağlanmalı. Maske açık havada fiziksel mesafenin sağlandığı ortamlar dışında mutlaka takılmalı.”