Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş’ın da aralarında bulunduğu 28’si tutuklu 108 kişinin yargılandığı Kobanê Davası’nın ilk duruşması yarın (26 Nisan) Sincan Cezaevi Kampüsü’nde görülecek. İddianamenin kabul edildiği 7 Ocak’tan bu yana dosya kapsamında hazırlık yapan HDP Hukuk Komisyonu hazırlıklarını tamamladı. HDP Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonu’ndan Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Ümit Dede, hazırlıkları ve savunmalara ilişkin Mezopotamya Ajansı’na konuştu.

KUMPAS DAVASI 

İddianamenin kabul edilmesinin ardından hazırlıklara başladıklarını ancak dosyadaki gizlilik kararından dolayı “delil” ve belgelere ulaşamadıklarını söyleyen Dede, parti komisyonunun yanı sıra birçok hukuk örgütü ve avukatında bireysel olarak duruşmaya katılma talebinde bulunduğunu söyledi. Dede, hukuk örgütü ve baroların davaya müdahil olmasının önemine değinerek, “Çünkü ilk andan itibaren sadece biz değil, hukuk devleti ilkesini savunan tüm hukuk insanları sadece bu davanın değil, HDP’ye dönük olarak geliştirilen tüm kumpas davalarının hukuki çerçevede değil, siyasi saiklerle hazırlanan iddianameler üzerinden yürütülen davalar olduğunu ve bu davalarında asla adil bir şekilde gerçekleşmediğini biliyorlar” dedi. 

SİYASİ YARGILAMA 

Davanın siyasi saiklerle yürütüldüğünün Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Büyük Daire’nin Demirtaş kararında da tescillendiğini dile getiren Dede, “Kararda, Demirtaş özelinde HDP’ye ve tüm muhaliflere dönük yapılan yargılamaların hukuki değil, siyasi olduğunu ve Hakimler Savcılar Kurulu’nun yapısının da işleyişinin de hukuka uygun olmadığını, milletvekili dokunulmazlıklarının kaldırılma biçiminin anayasa aykırı olduğu gibi birçok tespitte bulunarak, tüm bu yargılamaların siyasi olduğunu çok net bir şekilde ifade etti. Dolayısıyla duruşmaya katılacak avukat arkadaşlarımız ve bizler, yine bu dosya kapsamında yargılanan arkadaşlarımız, öncelikle bu davanın hukuki bir dava olmadığını, siyasi bir yargılama olduğunu ilk etapta ortaya koyacağız” diye belirtti.

Yargılamada 6-8 Ekim Kobanê eylemlerinde yaşanan olayların, zarar gören, yaşamını yitirenlerin gerçek faillerinin ortaya çıkması için mücadele yürüteceklerini aktaran Dede, “Bu olayların yaşanmasındaki siyasi sorumluluğun gerçekte siyasi iktidarda olduğunu, bugüne kadar her imkanla her yerde ifade ettiğimiz gibi duruşma salonunda da belgeleriyle, delilleriyle birlikte ifade edeceğiz” diye konuştu. 

‘İKTİDAR YARGILANACAK’ 

Davada iktidarın yargılanacağını söyleyen Dede, o dönemde yaşanan olayların sonucunun ve siyasi sorumluluğunun hükümetin Ortadoğu politikasının sonucu olduğuna işaret etti. Katliamların sadece 6-8 Ekim eylemlerinde yaşanmadığını belirterek, 20 Temmuz 2015 Suruç Katliamı ve 10 Ekim Katliamı’nı hatırlatan Dede, şunları söyledi: “Tüm bu katliamların yaşanmasının sebebi, hükümetin Ortadoğu’ya, Suriye’ye dönük politikalarının yanlış olmasıyla ilgilidir. Dolayısıyla hem 6-8 Ekim olaylarında yaşanan bu olumsuzlukların, bu acıların sorumlulukları hem de sonrasında ve hatta bugüne kadar yaşanan bütün acıların sorumluluğu elbette siyasi iktidardadır. Bunu yargılama aşamasında, belgeleriyle, delilleriyle birlikte mahkemede net bir şekilde ortaya koyacağız.”

HDP’nin 6-8 Ekim eylemlerinde gerçeklerin açığa çıkarılması için mücadele ettiklerini ancak iktidarın bunu engellediğini dile getiren Dede, “Bu yargılama hukuki bir yargılama değil ancak siyasi boyutuyla da olayın aydınlatılmasının bir fırsatı, bir vesilesi olabilir” dedi. 

DÜŞMAN HUKUKU

HDP’li siyasetçilerin bugün siyasi saiklerle yargılanmak istemesinin yeni olmadığını, bunu Sıkıyönetim Mahkemeleri’nden, Devlet Güvenlik Mahkemeleri dönemlerinden beri süre geldiğine dikkat çeken Dede, bu yöntemin her dönem uygulandığını söyledi. Bugün de benzer bir durumla karşı karşıya olduklarını dile getiren Dede, “Bu davaya bir isim verilecekse, aslında bir hukuksuzluk durumudur. Yine uygulanan ya da bakış açısı da düşman bakış açısıdır” ifadelerini kullandı. 

ERDOĞAN’IN İTİRAFI 

AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “Demirtaş’ın bir hakkı varsa da biz onu koruyacak değiliz” sözlerini hatırlatan Dede, bunun “düşman hukuku” olduğunu, Demirtaş şahsından muhalif kesimler ve Kürt siyasetçilerin hedef alındığını söyledi. Dede, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yargının aslında iktidar elinde nasıl araçsallaştırıldığının, muhalifleri hizaya getirmek adına nasıl kullanıldığının en yetkili ağızdan itirafıdır. Bu sözler tarihe kazınmıştır. Geçmişte de elbette Kürtler ve muhalifler adil yargılanmıyorlardı ama devlet bunu örtmeye, gizlemeye çalışıyordu. Gelinen noktada en yetkili devlet, hükümet, Kürtlerin, muhaliflerin haklarını asla tanımadıklarını -ki bu haklardan biri de adil yargılanma hakkıdır- bu hakkı tanımadığını çok net bir şekilde ifade etmiş ve vesayeti altındaki yargıyı muhaliflerin üzerinde bir sopa olarak kullandığını itiraf etmiştir.”

DAYANIŞMA RUHU 

Yargılamayla 2014 yılında yaşananların bir kez daha hatırlanacağını ifade eden Dede, “O gün Kobanê de IŞİD’e karşı topraklarını savunanlar arasında yaşanan çatışmalarda IŞİD’e karşı bir tavır geliştiren demokratik kesimler, duruşmada da HDP’nin yanında yer alacaklar. Zira o gün Kobanê’de IŞİD’e karşı yürütülen direnişe karşı sadece HDP açıklama yapmadı, ulusal düzeyde yüzlerce kurum, kişi bu yönde açıklamalar yaptı. Birleşmiş Milletlerden (BM) tutalım Avrupa Konseyi’ne (AK) kadar uluslararası kurum ve kuruluşlar, yine yabancı ülkelerin en üst düzeyde devlet başkanları IŞİD’in saldırılarına karşı Kobanê halkının korunması gerektiğini ifade etti. Bir yönüyle üzerinden 6 yıl geçmiş olsa da bu yargılamayla birlikte 2014 dayanışma ruhunun yeniden açığa çıkacağını düşünüyoruz. Bu sadece düşünce değil, hem avukat sahiplenmesi boyutuyla hem o gün yurt dışından ve içinden gelecek heyetler üzerinden bu ruhun şimdiden gerçekleşmeye başladığını çok rahat söyleyebiliriz. Hükümet muhtemelen şunu düşünüyor: Biz böyle bir dava açacağız, böyle bir yargılama başlatacağız, HDP yalnız kalacak ve tek başına onları yargılayacağız. Ancak ortaya çıkan durum hiç de öyle değil. HDP hem uluslararası hem ulusal düzeyde çok ciddi çok güçlü bir sahiplenilme durumu yaşıyor. O gün IŞİD terörizmine karşı birlikte ses çıkaran tüm kesimler, bu dava sürecinde de 2014’te gösterdikleri tavrı gösteriyorlar ve gösterecekler” şeklinde konuştu. 

MA / Berivan Altan - Diren Yurtsever