Mardin'in Dargeçit ilçesinde 29 Ekim 1995 ile 8 Mart 1996 tarihleri arasında 3’ü çocuk 7 sivil ile birlikte Uzman Çavuş Bilal Batır'ın kaybedilmesine ilişkin 18 sanık hakkında açılan davanın 23’üncü duruşması Adıyaman 1’icni Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Davada dönemin Mardin Jandarma Komando Tabur Komutanı Hurşit İmren, Dargeçit İlçe Jandarma Komutanı Mehmet Tire, Dargeçit Merkez Jandarma Karakol Komutanı Mahmut Yılmaz, Karakol Komutanı Yardımcısı Haydar Topçam ve Uzman Çavuş Kerim Şahin’in de aralarında bulunduğu 18 sanık “taammüden” öldürmekle suçlanıyor.

Duruşmada farklı illerde yaşayan kaybedilen isimlerin aileleri ile avukatları Erdal Kuzu hazır bulundu. 

Yapılan kimlik tespitiyle başlayan duruşmada Mehmet Emin Aslan’ın (19) kardeşi Kasım Aslan, Hikmet Kaya’nın (24) kardeşi Hüsamettin Kaya, ilk defa katıldıkları duruşmada beyanda bulundu. Aslan ve Kaya, yaşananları anlatarak sorumlular hakkında şikayetçi olduklarını ifade etti. 

ARTIK YETER 

Katledilen Davut Altınkaynak'ın (12) babası Abdulaziz Altunkaynak da, çocuğunun fotoğrafını mahkeme heyetine göstererek, “Bu çocuk 12 yaşındaydı. 12 yaşındaki çocuğun katilleri dışarıda gezerken bizler kemiklerini 120 metre derinlikteki bir kuyudan çıkardık. Devletin içerisindeki çeteler bizi yaktı. 7 senedir güvenlik gerekçesiyle buraya geliyoruz. Ama asıl gerekçe güvenlik değil. Amaç mağdur ailelere eziyet çektirmektir. Zaten hiç sanıklar getirilmiyor. Mardin’de olsaydı ne olurdu? Zaten sanıklar getirilmiyor. 12 yaşındaki çocuk ne yapar, kime ne yapabilir? Artık yeter diyoruz. Sorumluların ceza alması lazım. Bu batıda olsaydı, 'bunları idam edin' derlerdi. Ama Kürt olduğu için kimse adaleti sağlamıyor. Artık yeter” diye konuştu. 

‘YAKILAN BİZ SÜRÜNDÜRÜLEN BİZ’

Söz alan diğer kaybedilen isimlerin aileleri, “Yakılan, yıkılan biziz. Ama süründürülen de bizleriz. Bu mahkemenin son olmasını istiyoruz. Yürekli bir mahkeme kararı bekliyoruz. 20 defadır buraya geliyoruz, artık biz de yorulduk” diyerek adalet taleplerini yinelediler. 

CEZASIZLIK POLİTİKASI

Ardından söz alan avukat Erdal Kuzu, Kaya ve Aslan’ın davaya alınmasını istediklerini söyledi. Güvenlik gerekçesiyle davanın Mardin’den Adıyaman’a getirildiğini belirten Kuzu, “Fakat şu ana kadar sanıklar davaya katılmadı. Maktüllerin kimliklerinin Kürt olması, onları öldüren kişilerin devlet görevlisi olması nedeniyle ayrımcılıkla karşı karşıya kalıyoruz. Bu durumu 7 yıldır hissediyoruz. Şu duruşma salonuna girmeden önceki düşüncemiz ‘cezasızlık politikası uygulanır’ biçimindedir” diye belitti. 

BEKLENTİ, UMUT, UMUTSUZLUK

Dargeçit Davası’ndaki sorumluların cezalandırılmaması nedeniyle başka cinayetlerin yaşandığını belirten Kuzu, “Bizimkisi bir umut. Her heyet değiştiğinde adalet yerini bulur diye bu umudu taşıyoruz. Daha önceki mahkeme heyeti dosyada karar vereceğini söylemişti. Ama ısrarla karar vermesini istememize rağmen karar vermedi. Beklenti, umut ve umutsuzluğu bir arada yaşıyoruz” diye konuştu. 

Muş’ta 6 kişinin katledildiği Vartinis Katliamı Davası’na değinen Kuzu, bu davada hak ihlalinin olduğunu ve sorumluların cezalandırılması yönünde mahkemenin karar verdiğini söyledi. Dosyalarının Vartinis Davası dosyasıyla benzer olduğuna vurgu yapan Kuzu, sorumluların yakalanıp yargılanması için daha önce sundukları taleplerini yineledi. 

ADEM KUL GETİRİLSİN

Daha önceki mahkemelerde yaşananlara değinen Kuzu, “Bu kadar bariz delillere rağmen sorumlular rahatça dışarıda dolaşıyorsa, bunda bir tuhaflık vardır. Bizler Adem Kul’un dinlenmesini istiyoruz. Tutuklama taleplerimizi yeniliyoruz. Bu yapılmayacaksa adli kontrol taleplerinin uygulanmasını istiyoruz. Son olarak dosyada artık bir kararın verilmesini istiyoruz” diye konuştu. 

Duruşmaya Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katılan dönemin Mardin Jandarma Komando Tabur Komutanı sanık Hurşit İrmen, savcılığın mütalaasına katıldığını belirterek beraat talebinde bulundu. 

DURUŞMA ERTELENDİ

Ardından kararını açıklayan mahkeme heyeti, Kasım Aslan ve Hikmet Kaya’nın dava duruşmalarına katılmasını kabul etti. Mahkeme heyeti tanık Adem Kul’un ifadesinin alınıp alınmadığı ve adres araştırmasını Yargıtay’dan talep ederek, Mehmet Emin Aslan ve Abdurrahman Coşkun’un ölüm kaydının mahkemeye gönderilmesini talep ederek duruşmayı 10 Ocak 2022 tarihine erteledi.