Cumartesi Anneleri, gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetini sormak ve faillerin cezalandırılması talebiyle her hafta düzenledikleri eylemlerinin 879’uncusunu online gerçekleştirdi. Bu haftaki eylemde, 24 Ocak 1995 yılında Ankara’da kaybedildikten sonra “kimliği meçhul kişi” olarak Kırıkkale Kimsesizler Mezarlığı’na defnedilen sağlık emekçisi Ayşenur Şimşek için adalet talep edildi. 

Şimşek ailesi adına Ayşenur Şimşek’in kardeşi Fatma Şimşek söz alarak, ablasının bir devrimci olduğunu ve yaşadığı toplum içinde gördüğü haksızlıklara duyarsız kalmadığını söyledi. Şimşek, halkın sorunlarının çözümüne katkıda bulunmak için örgütlü mücadeleye katıldığını dile getirdi. Ablasının düşünceleri ve mücadelesi nedeniyle katlettiğini ifade eden Şimşek, “Onu katletmekle kalmayıp biz onu yoğun bir şekilde ararken onu ‘kimsesiz’ sayarak defnettiler” dedi.

'EMİR VERENLERİ TANIYORUZ'

“Kardeşlerimizin, babalarımızın, çocuklarımızın katillerini tanıyoruz” diyen Şimşek, “Onları devlet millet adına katledenleri ve katletme emirlerini verenleri biliyoruz. Bu emirleri verenlerin devletin içinde, devleti koruma adına nasıl katil çetelerine dönüştüğünü biliyoruz. Evlatlarımızı katleden, bu çeteleri kuran, sonra da ölüm listelerini imzalayan devletin ta kendisi değil mi?” diye sordu.

'SİZ KATİLSİNİZ'

Katillerin mahkemelerde nasıl aklandığını gördüklerini söyleyen Şimşek, “Mahkemeler onları aklayabilir. Ama bu halk katil çetelerini hep mahkum edecek ve haykıracak, ‘siz katilsiniz’ diye. Onlar arkalarında onurlu isimler bıraktılar. Sizler kirli isimleriniz ve kirli yaşamlarınızla tarhin çöplüğünde yok olup gideceksiniz. Biz yakınları katledilmiş aileler bu katillere, bunlara bu emirleri verenlerin cezalarını bulana kadar mücadelemize devam edeceğiz. Umudumuzu ve direncimizi kaybetmeyeceğiz” şeklinde konuştu.

27 YILDIR ÇÖZÜMSÜZ

Bu haftaki basın metnini Ayşenur Şimşek’in yeğeni Ayşenur Demirok okudu. Demirok, “Toplumu ayakta tutacak olan ortak adalet duygusunun sağlanabilmesi, ancak herkesin hukuk düzeni içinde özgürce var olabildiği, taleplerini özgürce gündeme getirdiği bir Türkiye ile mümkündür” dedi.

Demirok, 879’uncu haftada 27 yıldır çözümsüz bırakılan Ayşenur Şimşek’in dosyasını ele aldıklarını söyleyerek, “27 yaşındaki Ayşenur Şimşek Ankara’da yaşıyordu. 1990 yılında Hacettepe Eczacılık Fakültesi’nden mezun olduktan sonra eczacı olarak çalışmaya başladı. 1991 yılından itibaren de sağlık emekçilerinin örgütlenmesi çalışmalarının içinde yer aldı ve Sağlık -Sen Ankara Şubesi Kurucu Başkanı oldu” diye belirtti.

TEHDİT EDİLDİ

Şimşek’in yürüttüğü çalışmalar nedeniyle iki kez gözaltına alındığını ve ailesinin aranarak tehdit edildiğini dile getiren Demirok, “Hakkında yakalama kararı çıkarılan Ayşenur Şimşek’in karakola çağrılan babasına ‘kızınız teslim olsun yoksa onun için hiç iyi olmaz’ denildi. Bu yüzden eve gelemeyen Ayşenur, ailesi ile düzenli olarak haberleşmeyi sürdürdü. 24 Ocak 1995 tarihinden sonra Ayşenur ile bağlantı kesildi” dedi.

Şimşek ile bağlantısı kesilen ailenin emniyet, savcılık ve İçişleri Bakanlığı’na başvurduğunu fakat, “Kızınız gözaltına alınmamıştır” cevabı ile karşılaşıldığını belirten Demirok, yasal girişimlerin sonuçsuz kalmasıyla beraber aile 21 Mart 1995 tarihinde yaptıkları basın açıklamasıyla arama kampanyası başlattığını söyledi. Kampanya devam ederken Milliyet Gazetesi’nde çıkan bir haber sonucunda Şimşek’in izine ulaşıldığını anımsatan Demirok, Şimşek’in üç hafta boyunca morgda bekletildikten sonra “kimliği meçhul kişi” olarak Kırıkkale Kimsesizler Mezarlığı’na defnedildiğini bilgisine ulaşıldığını ifade etti.

GALATASARAY'DAN VAGEÇMEYECEĞİZ

Şimşek’in gözaltında kaybedilmesi ve işkence ile öldürülmesiyle ilgili etkin soruşturmanın yürütülmediğine dikkati çeken Demirok, 27 yıldır faillerin cezasızlık zırhı ile korunduğunun altını çizdi. Demirok sözlerini şu ifadelerle sonlandırdı: “ 879. haftamızda iktidara ve yargı makamlarına sesleniyoruz: İnkar ve cezasızlık politikalarına son verin. Ayşenur Şimşek’in kimler tarafından, kimlerin aldığı kararlar kapsamında, nasıl kaybedildiğini, nasıl katledildiğini öğrenmeye hakkımız var. Bu insanlığa karşı suçun tüm fail ve sorumlularını açığa çıkarma ve cezalandırma görevinizi yerine getirin. Kaç yıl geçerse geçsin Ayşenur Şimşek için, tüm kayıplarımız için adalet istemekten, devletin evrensel hukuk normları içinde hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan, 180 haftadır bize yasaklanan kayıplarımızla buluşma mekânımız Galatasaray’dan vazgeçmeyeceğiz.”