Cumartesi Anneleri, gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetini sormak ve faillerin bulunup yargılanması ve cezalandırılması talebiyle başlattıkları eylemin 881’inci haftasında da bir araya geldi. Sanal medyada online olarak düzenlenen eylemde, 2 Şubat 1984’te İstanbul’da gözaltına alınıp kaybedilen öğretmen Maksut Tepeli’nin (28) akıbeti soruldu.

Küçükbakalköy’de oturan bir arkadaşının evine misafir olarak giden Tepeli, evin kapısının kırıldığını gördüğü sırada uzaklaştı. Ancak polis, kurduğu pusu ile Tepeli’yi ateş ederek yaraladı. Bir battaniye içinde 2 arkadaşıyla yaralı olarak Gayrette Siyasi Şube’ye götürülen Tepeli, yaralı olmasına rağmen polis tarafından işkenceye uğradı. Tepeli, işkence sonucu komaya girdi. O sırada gözaltında bulunan 3 kişinin tanıklığına göre, 5 Şubat’ta Haydarpaşa Askeri Hastanesi’ne kaldırılan Tepeli’den bir daha haber alınamadı. 

38 YILDIR SÜREN ADALET ARAYIŞI

12 Eylül 1980 darbesi ardından Tepeli’nin arandığını söyleyen eşi Şehriban Tepeli, daha sonra gözaltına alındığını belirtti. Polisin eşine işkence uyguladığı sırada, “Bu kadar işkence ettik. Hala ismini dahi söylemedi” dediğini paylaşan Şehriban Tepeli, “Dile kolay, biz tam 38 yıldır Maksut’un mezar yerinin belirlenmesi ve işkence eden polislerin yargılanması için hukuk mücadelemize devam ediyoruz” dedi.

KIZINA YAZDIĞI AYRILIK ŞİİRİ

Maksut’un kaybedilmeden önce “ayrılık” temalı iki şiir yazdığını aktaran eşi Tepeli, Maksut’un yazdığı iki şiirden kesitler paylaştı. Maksut Tepeli’nin kızı için yazdığı şiirin bir bölümü şöyle: 

“Az sonra gelip çatmıştı ya ayrılık,

 Unutmuş olduğum ayrılık,

Gelmişti, çökmüştü üzerime olanca ağırlığıyla,

Çocuğumuz sezmişti ayrılığı,

Koşarak annesine, ‘gidiyor anne, gidiyor anne…’

Bilirim bu an ki hüznü, benzemez kara saplı bıçak yarasına,

Gelip konar bazen iki ciğerine, bazen de yüreğine!

Tüketecektir seni yavaş yavaş,

Dayanacaksın, o yumuşak yüreğini sertleştirip katı tutacaksın,

Ne güç yeter, kaçınılmaz ise ayrılık!” 

'VAZGEÇMEYECEĞİZ'

Tepeli’nin mezar yerinin saklandığını bunun yanı sıra mezar yerinin açıklanması ve faillerin cezalandırılması için her hafta eylem düzenledikleri Galatasaray Meydanı’nın “kapatılmasına”  tepki gösteren Tepeli, hak ve adalet mücadelesinden asla vazgeçmeyeceklerini belirtti.

TEPELİ ‘BULUNAMADI’

Daha sonra söz alan Tepeli’nin avukatı İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri, Maksut Tepeli’nin bulunmasına dair yapılan başvurulara olumlu cevap alamadıklarına işaret etti. 2003’te de Maksut’un eşi Şehriban Tepeli tarafından yapılan başkaca suç duyurusu ardından açılan soruşturma kapsamında savcılığın yıllarca bir şey yapmadığını belirten Yoleri,  2006’da Tepeli’nin hastanede yaşamını yitirdiği ve cenazesinin kimsesizler mezarlığına defnedildiğinin ortaya çıktığını paylaştı. Yoleri, “Buna ilişkin bir mezar yeri tespit ediliyor. Ancak aileye cenaze verilmiyor. Buna gerekçe olarak ise ‘mezar yeri tespit edilemedi’ yanıtı veriliyor. Bu nedenle Tepeli’nin cenazesi hala kayıp” diye konuştu.

AİHM BAŞVURUSU

Tepeli’yi gözaltına alan polislerin beli olduğunu ve bunlara herhangi bir cezanın verilmediğine dikkat çeken Yoleri, ayrıca 2003’te açılan soruşturmanın da zaman aşımına uğradığını kaydetti. Daha sonra Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) başvurduklarını, AYM’nin zaman aşımı nedeniyle taleplerini reddettiğini ve bu nedenle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) başvurduklarını belirten Yoleri, dosyanın hala açık olduğunu ve sonucu beklediklerini belirtti.

'YÜKÜMLÜLÜĞÜNÜZÜ YERİNE GETİRİN'

Ardından söz alan Cumartesi İnsanı Fatma Yörür, Türkiye’de yargı sisteminin sağlıklı bir şekilde yürümediğini söyledi. Yörür, “Zaman aşımını öne sürerek kayıp yakınlarının hak arama özgürlüğünü etkisiz kılmaktan vazgeçin. 38 yıl önce Gayrettepe Siyasi Şube’de gözaltındayken kaybedilen Maksut Tepeli için hukuku işletin; onun akıbetini açığa çıkartma, tespit edilen faillerini yargılama yükümlülüğünüzü yerine getirin” ifadelerini kullandı.