Cumhuriyet Halk Partisi (HDP) Genel Başkan Yardımcısı Orhan Sarıbal ve beraberindeki heyet, 31 Mart yerel seçimlerinde Halkların Demokratik Partisi'nin (HDP) kazandığı Mardin Büyükşehir Belediyesi ile Kızıltepe Belediyesi'ni ziyaret etti. İlk olarak, Kızıltepe Belediyesi Eşbaşkanı Nilüfer Elik Yılmaz ile bir araya gelen CHP'li heyet daha sonra Mardin Büyükşehir Belediyesi'ne geçti. 

CHP'li heyeti, MBB eşbaşkanları Ahmet Türk ve Figen Altındağ karşıladı. Yanlarında getirdikleri hediyelerini eşbaşkanlara takdim eden CHP'li heyet, bir süre belediyenin durumuna ilişkin bilgi aldı. 

CHP'Lİ SARIBAL: ORTADA KAMU YARARI YOK 

Ziyaret sırasında gazetecilerin sorularını yanıtlayan CHP'li Sarıbal, bölgeye zaman zaman geldiklerini ve kayyum meselesinin bölgede sorun olduğunu her zaman dile getirdiklerini kaydetti. Yarın, Diyarbakır’da “Çocuklar ölmesin” dediği için tutuklanan Ayşe öğretmeni ziyaret edeceklerini aktaran Sarıbal, gittikleri tüm belediyelerde benzer manzaralarla karşılaştıklarını dile getirdi.

Kayyumların haksız ve hukuksuz bir şekilde geldiklerine dikkat çeken Sarıbal, "Halka rağmen gelmişlerdi. Halk kendi izni olmadan gelen kayyumları kendi eliyle gönderdi. Kayyumların faturasını bu halka ödetmek istiyorlar. 2 belediyeden aldığımız bilgiler gösteriyor ki; ortada bir kamu yararı değil, kamuyu araç edinerek, kendileri ve yandaşları ile büyük bir sefa ve saltanat sürmüşler" dedi. 

Sarıbal, belediyelerin borçlarına işaret ederek, “Giderayak da belediyeyi büyük bir borç batağına sokup, sonradan gelecek olan belediye başkanlarının da elini kolunu bağlamaya dönük bir planlama yapmışlar. Bu bir plan dahilinde olan bir şey. Çünkü bu ne vicdana sığar, ne siyasete sığar, ne ahlaka sığar" ifadelerini kullandı. 

‘KAYYUMLARLA İLGİLİ DERHAL İŞLEM YAPILMALI’

Belediyelerin içine düşürüldüğü durumun hesabının yargı yoluyla sorulması gerektiğini vurgulayan Sarıbal, şöyle devam etti: “Bu hesabın birincisi halk tarafından soruldu. Bu ülkeyi idare ettiğini söyleyen, her lafı geldiğinde soy ismi ile çelişip, ona buna durmadan hakaret savuran, her defasında şiddet, öfke, kin, ayrışma ağzından çıkan o İçişleri Bakanı'nı (Süleyman Soylu) göreve davet ediyoruz. Bu adamlardan hesap sorsun. Sormadığı sürece benim İçişleri Bakan'ım olmadığı gibi, bu halkın da İçişleri Bakanı olmayacağı kesindir. Muhtemeldir ki; kayyumun olduğu tüm yerlerde aşağı yukarı böyle bir gerçeklikle karşı karşıyayız. O yüzden halk gereken cevabı verdi. Sıra kamu görevini yerine getiren hükümetin denetim ve yargı organlarında. Derhal bunlarla ilgili işlem yapılması gerektiğini bir kez daha söylüyoruz.”(Mezopotamya Ajansı)