Bitlis’in Yukarıölek (Oleka Jor) Mahallesi’nde bulunan Garzan Mezarlığı’nda bulunan 310 cenazenin 19 Aralık 2017 tarihinde çıkarılmasının üzerinden 4 yıl geçerken, Anadolu Yakınlarını Kaybeden Ailelerle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği  (ANYAKAY-DER), konuya ilişkin dernek binasında basın açıklaması yaptı. Açıklamaya Hakların Demokratik Partisi (HDP) Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, Özgür Kadın Hareketi (TJA) üyeleri ve aileler katıldı. Açıklamada, tahrip edilen Garzan Mezarlığı ile cenazelerin konulduğu Kilyos kaldırımına ait fotoğraflar taşındı.

Açıklamada konuşan 1995’te Bitlis Tatvan’da çıkan bir çatışmada yaşamını yitiren Abdulhamit Dünar’ın ablası Revşan Döner, ölene kadar cenazelerini arayacaklarını söyledi. Cenazelerin Kilyos kaldırımlarına gömülmesiyle acılarının ikiye katlandığını belirten Dündar, “Bu devlet cenazelerimize saldırmaktan geri durmadı. Her bulduğu anda saldırdı. Onlar demokrasi, barış, özgürlük için şehit oldu. Bizim de isteğimiz onları, layık oldukları bir yere gömmektir. Davayla ilgilenen savcılar ve diğer kişiler kulak versin bizlere. Haktan, adaletten yana olsunlar. Buradan da diğer ailelere sesleniyoruz: Ses verin, cenazelerin peşinden koşun. Çünkü bu olay bizim kırmızı çizgimizdir” ifadelerini kullandı.

‘MÜCADELENİN PEŞİNİ BIRAKMASINLAR’

1999’da Bitlis’te çıkan bir çatışmada yaşamını yitiren Neşat Yalvaç’ın annesi Arife Yalvaç, bu olayı insanın vicdanının kabul etmediğini söyleyerek, “Biz mezarı ziyaret etmek istesek edemiyoruz. Çünkü mezar mezar değil. Pisliğin, suyun içindedir. Bu vicdansızlıktır. Evlatlarımızı onlarca parçaya bölüp plastik kapların içine kattılar. Biz mezarımızın olmasını ve o mezarın başına gitmek istiyoruz.  Anne ve babalar da bu mücadelenin peşini bırakmasın. Çocuklarının cenazesini almak için başkaldırsınlar” diye belirtti.

İKTİDARIN POLİTİKASIDIR

HDP Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu ise, bu olayın iktidarların politikaları yüzünden olduğunu belirterek, tüm acıların, sıkıntıların nedeninin de iktidar olduğunu söyledi. Gergerlioğlu, Kürt’e adaletli davranılmadığı ifade ederek, “Biz kaç yıldır söylüyoruz, kimse ağlamasın. Bu ülkede ölmek ve öldürmekle politika yürütenler hiçbir yere varamaz. Biz Meclis’te her gün hatırlatıyoruz. Kürt sorunundaki yanlış politikalarınızdan vazgeçin. Bu ana kadar acılar yaşandı, bundan sonra yaşanmasın. Hayatını kaybeden insanlar, onuruna layık bir şekilde gömülsün. Kürt sorunu çözülmeyince ye kadar acılar devam edecektir” dedi.

YAS HAKKI BİLE TANINMIYOR

Gergerlioğlu, Garzan Mezarlığı’na yapılan saldırının vahşice olduğunu ifade ederek, “Bir mezarlıkta yatan kim olursa olsun cenazedir. Orada hem insani hem de dini olarak saygı duyulması gerekir. Nedir bu bombalamak, kemikler çıkarmak ve bir yerden alıp, kaldırımın dibine gömmek. Bu insan onuruna aykırı bir durumdur. Ayrıca bu kemiklerin ailelere verilmemesi de bir işkence metodudur. 2017 yılından beri ailelerin çoğu kemiklerine ulaşamamaktadır. İnsan mezar başına gidince duygulanır, hüzünlenir. Ama burada bu ailelere yas hakkı bile tanınmıyor. Anayasal olarak devlet her vatandaşına yas hakkını teslim etmelidir. İnsanlar yakınlarının kemiklerini alamıyor” diye konuştu.

‘GEZER KÜRT KIZI, SAKINCALI KİŞİDİR’

Uğradığı sistematik işkence ve cinsel şiddeti duyurduktan sonra tutulduğu Kandıra 1 Nolu F Tipi Kapalı Cezaevi’nde yaşamını yitiren Garibe Gezer’in cenazesine yapılan ırkçılığı dile getiren Gergerlioğlu, “Devlet, ‘Gezer Kürt kızı, sakıncalı kişidir. Biz devletin aracını vermeyiz’ dedi. Bu insanlık dışı bir durumdur. Dün Garzan Mezarlığı olayı yaşandı, bugün de bu yaşandı. Bunlar hiç bu huylarından vazgeçmediler. Sen o kadını hapsetmişsin ve orada yaşamını yitirmiş. Daha sonra da cenazesinin taşınması için araç vermiyorsun. İnsanlara acılar yaşatmayın. Bundan vazgeçin. Biz konunun takipçisiyiz ve takipçisi olmaya devam edeceğiz” şeklinde konuştu.

MÜCADELE SÜRECEK

Açıklamayı okuyan  dernek yöneticisi Türkan Acar da, Garzan Mezarlığı’nın çeşitli tarihlerde saldırıya uğradığını belirterek, olayın üstünün örtülmeye çalıştığını ifade etti. Saldırılardan sonra 2017 yılında cenazelerin İstanbul’a getirildiğini hatırlatan Acar, şunları söyledi: “Savcılık dosyası devam ederken kimlikleme işlemi biten tüm cenazeler Kilyos kimsesizler mezarlığına defnedilmiştir. Cenazesini teslim almaya giden ailelerden birinin fark etmesi üzerine cenazelerin aslında mezarlıklara değil, kaldırım kenarında sulak alanlara kutular içerisinde bırakıldığı fark edilmiştir. Olayın iletilmesi üzerine Özgürlük için Hukukçular Derneği üyesi avukatlar tarafından olay yeri incelenmiş, kaldırım kenarına  kutular içerisinde bırakılan cenazelerin hiçbirinin mevzuatta belirlenen usullere göre defnedilmediği fark edilmiştir.”

Acar, cenazelerin ailelere teslim edilene kadar mücadelelerini sürdüreceklerini söyledi.