Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kadın Meclisi tarafından başlatılan “Kadın mücadelesi her yerde”  kampanyanın final ayaklarından biri İstanbul Kadıköy Süreyya Operası önünde büyük bir coşkuyla gerçekleştirildi.

 HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, HDK Eş Sözcüsü İdil Uğurlu, ESP Eş Genel Başkanı Özlem Gümüştaş’ın yanı sıra çok sayıda kadının katılımıyla verildi. Kadınlar, eylemin yapıldığı alana Kürtçe Türkçe yazılı “Kadın mücadelesi her yerde” pankartı ve sloganlarla giriş yaptı.

Kadınlar, burada uzun süre erbane eşliğinde zılgıtlarla halay çekti.  Ayrıca tutuklu bulunan Kürt siyasetçi kadınların fotoğraflarını taşıyarak, “İrademizdir”  dedi.

HDP İstanbul Kadın Meclisi Sözcüsü Beser Çelik, 1 aylık kampanya hakkında bilgi vererek, bundan sonrada alanlarda mücadele etmeye devam edeceklerini aktardı.

Barış Annesi üyesi Emine Erbek de, kadınlara yönelik artan şiddeti kınayarak, “Artık yeter” dedi.

HDK Eş Sözcüsü İdil Uğurlu da, direnen kadınlara karşı her yerde saldırıların arttığını, buna karşı çıkan kadınların cezaevine konulduğunu anımsattı. Uğurlu, kadınların mücadelesinin dört duvar arasına sığdırılamayacağı mesajını yineledi.

HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, kampanyanın final eylemlerini gerçekleştirdiklerini söyledi.

Buldan konuşmasının devamında şunları dile getirdi: “Bu illerde yüzlerce kadın meydanlarda kendisine yönelik yapılan her türlü haksızlığı, hukuksuzluğu kınamak, eşitlik ve özgürlük için, söz söylemeye, alanlarda konuşmaya başladı. Biz daha fazla olduğumuzu biliyoruz; biz milyonlarız ancak bugün pandemiden dolayı kısıtlı ve tedbirli bir şekilde az sayıda kadın arkadaşımızla bu açıklamayı yapmak üzere bir araya geldik ve toplandık. Şunu her zaman söylüyoruz, bir kez daha ifade ediyoruz; bu iktidar kadın düşmanı bir iktidardır. Bu iktidar kadına yönelik şiddete sebep olan, sebep olanları koruyan bir anlayışa sahiptir

KADIN KATİLLERİ KORUNUYOR

Bu iktidar kadınların şiddete, baskıya, ölümlere, katliamlara maruz kalmasına sebep olan; onları korumayan ve bu suçları işleyenleri cezasız bırakan bir anlayışa sahiptir. Şunu çok iyi biliyoruz; bu ülkede binlerce kadın erkek egemen zihniyet ve anlayış ile katledilmiş, baskıya ve şiddete maruz kalmış ve birçok anlamda mağduriyet yaşamıştır. Kadın katilleri bu ülkeyi yönetenler tarafından korunup kollanıyor

Fakat bu suçları işleyenler; bu ülkenin iktidarı tarafından, bu ülkeyi yönetenler tarafından korunmuş, kollanmış ve cezasız bırakılmıştır. Kadın cinayetleri politiktir. Bunları biliyoruz, ama kadın konusu siyaset üstü bir meseledir. O yüzden hiçbir ayrım yapmadan Türkiye’de milyonlarca kadına seslenmek istiyorum. Anlayışınız ne olursa olsun, siyasi düşünceniz ne olursa olsun; eğer kadınsanız bu yapılanlara karşı alanlarda, meydanlarda bizlerle birlikte mutlaka ama mutlaka omuz omuza yol yürümek zorundasınız. Çünkü bugün Rojbîn Çetin’e yapılan, yarın size yapılacaktır. Bugün Figen Yüksekdağ, Gültan Kışanak, Sebahat Tuncel’e yapılan yarın size yapılacaktır.

YÖNETENLER KADINLARA DÜŞMANCA YAKLAŞIYOR

Bir kadının katledilmediği, bir kadının şiddete uğramadığı, baskıya uğramadığı gün geçmiyor. Mutlaka her gün Türkiye’nin dört  bir yanında kadınlar şiddete maruz kalıyor ve kadın katliamları gerçekleşiyor, kadınlar baskı ile karşı karşıya kalıyor. Biliyoruz ki bu ülkeyi yönetenler, kadınlara düşmanca yaklaşıyor. Kadınların haklarını görmezden geliyor. Kadınlar ev içi emeği başta olmak üzere yaşamın her alanında büyük bedeller ve emeklerle, büyük mücadeleler sonucu bugünlere geldiler ve birçok kazanım elde ettiler. Ancak bu ülkeyi yönetenler kadınların her türlü kazanımını gasp etmekten geri kalmıyorlar.

MÜCADELE KARARLILIĞI

Bizler HDP’li kadınlar olarak seçim dönemlerinde elde ettiğimiz belediye başkanlıklarında kadın eşbaşkanlarımızın yaptıklarıyla gurur duyuyoruz. Ancak kadın belediye eşbaşkanlarımızın yerine atanan kayyumların yaptığı ilk icraatlar kadın kazanımlarını gasp etmek, bertaraf etmektir. Kadın yaşam alanlarını, sığınma merkezlerini, istihdam alanlarını bir bir kapatarak kadınları cezalandırmak istemektedirler. Bedeli ve sonucu ne olursa olsun kadınlar her türlü kazanımı korumak adına bu mücadeleyi devam ettirecek ve bu mücadele sonuna kadar devam edecektir.

Şimdi yapmak istedikleri başka bir şey var. 2011’de İstanbul Sözleşmesi kadınlar açısından bir güvence idi ve imzalandı. İmza atan bu iktidardı; ancak bu sözleşmeyi uygulamayan yine bu iktidardır. Bırakın uygulamayı her gün ihlal etmeyi anlayış haline getirdiler. Rojbin Çetin’e köpekle işkence yaparak İstanbul Sözleşmesi ihlal edilmiştir. 72 yaşındaki Makbule Ana cezaevine konularak ihlal edilmiştir. Figen Yüksekdağ, Sebahat Tuncel, Gültan Kışanak cezaevine konularak İstanbul Sözleşmesi ihlal edilmiştir. Biz ne pahasına olursa olsun İstanbul Sözleşmesi’ni fesh etmelerine izin vermeyeceğimiz, bir kez daha ifade ediyoruz ve tüm kadınlara bunun sözünü veriyoruz.

GÖLGE ETMEYİN BAŞKA İHSAN İSTEMİYORUZ

Bizler yaşamın her alanında kazanımlarımızı geri almak adına bu mücadeleyi büyüteceğimize bir kez daha söz veriyoruz. Buradan iktidara bir kez daha seslenmek istiyoruz: Kadınların üzerinden elinizi çekin, gölge etmeyin, başka ihsan istemiyoruz sizden. Biz kadın mücadelesini, kadınların eşitliğini ve özgürlüğünü elde edene kadar bu mücadeleyi büyüteceğimize söz veriyoruz”