Kayyım rektör Melih Bulu'yu protesto eylemleri kapsamında Boğaziçi Üniversitesi’ndeki bir meydan sergisinde "Şahmeran figürlü LGBTİ+ bayraklı Kabe görseli" sergiledikleri için "halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılama" gerekçesiyle 2’si tutuklu 1’i ev hapsi, 7 öğrenci hakkında Çağlayan’da bulunan İstanbul 21'inci Asliye Ceza Mahkemesi’nde açılan davanın ilk duruşması başladı. Tutuklu Doğu Demirtaş  ve  Selahattin Uğuzeş'in katıldığı duruşmada ev hapsinde olan Sena Nur Baş, tutuksuz yargılanan Eda Kalafat, Mahmutcan Bodrumlu, Rümeysa Özüyağlı ve Hazar Kolancalı ile avukatları hazır bulundu.

İDDİANAMENİN İADESİ İSTENDİ

Kimlik tespitiyle başlayan duruşmada söz alan avukat Levent Pişkin, iddianamenin CMK 170’inci madde ve devamında tanımlanan gereklilikleri barındırmadığını ve bu haliyle iddianame vasfı taşımadığını belirterek iddianamenin iadesini istedi.

TALEP RET EDİLDİ

Duruşma savcısı, iddianamenin mahkeme tarafından kabul edildiğinin göz önüne alınarak talebin reddine karar verilmesini talep etti. Mahkeme heyeti ise iade için 15 günlük sürenin geçtiğini ve bu nedenle talebi reddetti.

‘FOTOĞRAFI GÜVENLİK GÖREVLİSİ ASTI’

Daha sonra öğrencilerin savunmalarına geçildi. 30 Ocak 2021 tarihinden bu yana tutuklu olan Doğu Demirtaş, “Polis bize gaz ve plastik mermiyle saldırdığı için barışçıl bir eylem yapmak istedik ve eylemi sergiyle devam ettirmeye karar verdik. Dava konusu resim anonim bir eser. Resmi asan kişi öğrenci değil güvenlik görevlisiydi. Telefonumda videosu var. İncelenebilir. O güvenlik görevlisini teşhis edebilirim. Hiçbir kesim ve kişiyi aşağılamak, kin ve nefrete sevk etmek gibi bir amacım yok. Hiçbir suçlamayı kabul etmiyorum” dedi.

Hâkimin “LGBTİ üyeliğin veya diyaloğun var mı?” sorusuna Demirtaş, üyeliği olmadığını ama arkadaşları olduğunu söyleyerek yanıtladı.

‘GELEN ESERLER SEÇMEYE TABİ DEĞİLDİ’

Tutuklu öğrenci Selahattin Can Uğuzeş daha sonra savunma yaptı. Serginin rektör olayları kapsamında düzenlendiğini belirten Uğuzeş, “Gelen eserler bir seçmeye tabi tutulmadı. 300-400 kadar eser geldi. Sergiden eve döndüğümde arkadaşlarım polis tarafından arandığımı söyledi. Vatan Emniyet Müdürlüğü’ne gittim. Orada resimle ilgili sorular soruldu. Sonra resmi ben ve Doğu’nun astığının yazılı olduğu bir tutanak imzalatmaya çalıştılar. Savcılıkta tutukluluğa sevk edilmeden bu haberi TRT’den öğrendik” dedi.  Suç işleme kastı ile kötü bir niyetinin olmadığını belirten Uğuzeş, “Sergiye gittim ve anlamadığım bir suçtan dolayı 47 gündür tutukluyum. Avukatım olmadan beyanda bulunmadığım halde bana bir tutanak getirdiler. Tutanakta resmi asan dört kişiden biri olduğumu kabul ettiğim yazıyordu. Ben bu tutanağı imzalamadım” ifadelerini kullandı.  Hâkim Uğuzeş’e de “LGBTİ ile bir bağlantın var mı” diye sordu.

KAYIP ESER MAHKEMEDE GÖSTERİLDİ

Dosya kapsamında ev hapsi verilen Sena Nur Baş daha sonra savunma yaparak, sergide çok fazla eserin olduğunu ve tek başına bu eserin yere konulmasının söz konusu olmadığını söyledi. Baş, suçlama konusu eseri kaldırması için herhangi bir uyarı almadığını belirtti.

Baş’ın savunması sırasında mahkeme hakimi, kayıp olarak bilinen eseri açarak mahkeme salonunda gösterdi. Avukatların “Eser bulunmuş mu?” sorusuna hakim, “dosyada” diye cevap verdi. Avukatlar ise eserin dosyada olmadığını, kayıp olarak kayda geçtiğini belirtti.

 EV HAPSİ KALDIRILDI

Suçun maddi ve manevi unsurlarının oluşmadığını belirten Baş’ın avukatları, müvekkillerinin ev hapsinin kaldırılmasını ve beraatını istedi. Savcılıkta, ev hapsinde olan Baş’ın ev hapsinin adli kontrolünün haftada bir gün karakola imza verilmesi şeklinde değiştirmesini talep etti. Mahkeme ara karar ile bu talebi kabul etti.

SALGIN NEDENİYLE SAVUNMALAR KESİLDİ

Öğrencilerin avukatları, "Hukukun bu kadar yerlerde olmasından, bu öğrencilerin yargılanıyor olmasından utanıyorum. Bu iddianame hukukun yüz karasıdır" dedi. Avukatlar, “Elektronik kelepçe uygulaması, kadın cinayetleri 10 yılda 201, son bir ay da 40 tane elektronik kelepçe takılmış. Sadece öğrencilere mi takılıyor” diye sordu.  Mahkeme başkanı avukatların savunmasını, "Kısa keselim, salgın koşulları uzatmayalım" diyerek böldü. Avukat savunmaya yapmaya devam etti. Mahkeme başkanının LGBTİ soruları sorması üzerine avukatlar, ''LGBTİ olmak kötü bir şey mi? Osmanlı'da yok muydu? Tarihimizde yok mu?'' diye belirtti.

Mahkeme başkanı avukatların savunmasını, "Kısa keselim, salgın koşulları uzatmayalım" diyerek kesmeye çalışması dikkat çekti.

Yapılan savunmaların ardından kararını açıklamayan mahkeme, Selahattin Can Uğuzeş ve Doğu Demirtaş'ı tahliye etti. 

Duruşma 5 Temmuz'e ertelendi. 

MÜCADELEYE DAVAM

Kayyım rektör Melih Bulu'yu protesto ettikleri için tutuklu yargılanan arkadaşlarının tahliye edilmesi sonrası adliye önünde açıklama yapan öğrenciler, mücadelelerinin devam edeceğini söyledi.

Kayyım rektör Melih Bulu'yu protesto ettikleri için tutuklu yargılanan Selahattin Can Uğuzeş ve Doğu Demirtaş’ın tahliye edilmesi sonrası öğrenciler Çağlayan’da bulunan İstanbul Adliyesi önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamada sık sık, "Zindanlar yıkılsın tutsaklara özgürlük" ve "Yaşasın örgütlü mücadelemiz" sloganları atıldı.

'KAYYIMLARI TANIYORUZ’

Üniversitelere atanan kayyımların Kürt belediyelerine atanan kayyımlarla aynı olduğuna dikkat çekilen açıklamada, "Biz bu kayyımları hiçbir zaman kabul etmedik. Bu kayyımları atayanlar da Melih Bulu da gidecek. Üniversiteye kayyım atayanlar Kürt halkının iradesine ve belediyelerine de kayyım atadı" denildi.

'BUNDAN SONRASI HEPİMİZDE'

Kayyım zihniyetine karşı süresiz mücadele edilmesi gerektiğinin vurgulandığı açıklamada, "Her zaman ezilenlerin yanında durmaya, onların sözlerini kendi sözümüz bilmeye, talepleri ile meydanlara çıkmaya devam edeceğiz. Bundan sonrası hepimizde" ifadeleri yer aldı.

Alkış ve zılgıtlar eşliğinde açıklama sona erdi.