Bitlis’in merkez Atatürk, Devrim, Gazibey, Hersan ve Müştakbaba mahallelerinde bulunan yaklaşık 700 yapı, Nisan 2020’de Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’yle “riskli” alan ilan edildi. Kararın iptaline ilişkin açılan davada Danıştay savcısı, hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle kararın iptal edilmesi yönünde görüş bildirdi. Bu görüşten sonra Bitlis Valiliği, yapılarla ilgili 6306 sayılı Afet Yasası’nın ‘6A’ uygulamasını işleme koydu. 

Kent esnafı, işlemin iptali için Van İdare Mahkemesi’ne dava açtı. Açılan davada verilen “yürütmeyi durdurma” kararına rağmen, Valilik esnaflara gönderdiği tebligatla 30 Temmuz’a kadar yapıların tahliye edilmesini istedi. İşyerlerinin polis zoruyla tahliye edilmek istenmesine karşı çıkan esnaflar 13 Ağustos’ta gözaltına alınıp, daha sonra serbest bırakıldı.

Yıkım ekipleri tarafından kapı ve pencereleri sökülmesi üzerine işyerlerini boşaltmak zorunda kalan esnaflar, kurtarabildikleri malzemelerini başka yerlere nakledip, geri kalanları hurdacılara satmak zorunda kaldı.Devam eden yıkım çalışmalarının savaş halini andırdığı kentteki esnaflar, öyle ki ortaya çıkan manzarayı 3 Mart 1916’te yaşanan Rus işgaliyle benzeştiriyor.

‘BİZİ SOKAĞA ATIYORLAR’

45 yıldır Saidi Kurdi Caddesi üzerinde bulunan işyerini işleten Nuri Yamaç (60) adlı esnafın dükkanı  da yıkılacak yerler arasında. Dükkanlarından zorla çıkarıldıklarını dile getiren Yamaç, yıkıma gerekçe yapılsa da kentte bugüne kadar bir sel felaketi yaşanmadığını ve böylesi bir tehlike bulunmadığını kaydetti.

Yamaç, “Polis  zoruyla dükkanıma girerek kapı ve pencereleri sökmüşler. Malzemelerimi bırakacak yerim dahi yok. Yer vermeden bizi sokağa atıyorlar. Çevre ve Şehircilik Bakanına ben bizzat söyledim, ‘sizi yanlış yönlendiriyorlar’ dedim. Şimdi ne olacağını ben de bilmiyorum. Zülüm yapıyorlar” diyerek, ekmek teknesinin elinden alınması karşısında gözyaşlarını döktü.

OLUŞTURULAN RANT 

20 yıllık esnaf Cezmi Işık de, çektiği kredileri ödeyemez halde iken şimdi dükkanının kapatılmasıyla batma noktasına geldiğinden yakındı. Kendisi ile birlikte dükkanında çalışan 10 kişinin aç kalacağını söyleyen Işık, yaratılan rant için “700 dükkan kime verildi? diye sordu. 

“Türkiye’de adalet yok” diyen Işık, artık devletten bir şey beklemediklerini dile getirdi.

50 yıldır işlettiği dükkanı yıkılacak esnaflardan biri de 75 yaşındaki Şirin Unutus. Polis zoruyla çıkarıldıkları işyerlerinin yıkılmasıyla binlerce insanın aç kalacağını ifade eden Unutus, kentte yaşanan yıkımı 3 Mart 1916’te yaşanan Rus işgaline benzetti. Unutus, “Rusya işgali sırasında bile kent bu hale gelmemişti” dedi.

‘BU REZALETİ HERKES GÖRSÜN’

15 kişinin çalıştığı dükkanı boşaltmak zorunda kalan Nesim Uslu ise, kendilerine yapılan haksızlığın tank ve topla karşısında duracak durumlarının olmadığını ifade edip, bu duruma sebep olanları Allaha havale etti. Uslu, tepkisini şu sözlerle gösterdi: “Polisler gaz, plastik mermi sıktı yetmedi copladı. İnsanları gözaltına aldılar. Suriye’de savaş oldu ama bu hale gelmedi. Siz gerçek gazetecilerseniz, bunu çekip yayınlayın. Bu pisliği, rezaleti herkes görsün. Öyle insanlar var ki 20 bin TL’lik malzemesi çöp oluyor.” 

‘BİR DAHA ONLARA OY ÇIKMAYACAK’

Kentte yıkılacak yerler arasında 1994 yılında kurulan Rus Pazarı da var. Çarşıdaki 38 dükkandan birinin sahibi olan Kutbettin Durak,  AKP Bitlis Milletvekili Vahit Kiler’in hiçbir esnafın bu proje kapsamında mağdur olmayacağına dair söz verdiğini, ancak verilen sözlerin tutulmadığını söyledi. Durak, “Bitlis halkının hakkı gasp edildi. Bakanlık gelip esnafı dinlemeliydi. Burayı bir oy deposu olarak görüyorlar ama bir daha onlara oy çıkmayacak, şimdiden kaybettiler. Bitlislinin gururu ile oynadılar” diye konuştu. 

İşyerlerinin yıkılmasına tepki gösteren Hüsnü Ürkü adlı yurttaş ise, projeye başlanırken tarihi yerlerin restore edileceğinin söylendiğini, fakat buraların şimdi yıkıldığını belirterek, kent halkının göçe zorlandığını kaydetti.

MA / Dindar Karataş