İnsan Hakları Derneği (İHD) İzmir Şubesi, İHD Onursal Başkanı Akın Birdal’ın katılımıyla “İnsan hakları, barış ve göç” konulu bir panel düzenledi. Konak’ta bulunan Aziz Vukolos Kilisesi’nde düzenlenen panele insan hakları savunucuları, göçmenler ve çok sayıda kişi katıldı.

IRKÇI SALDIRILAR

Panelde konuşan Akın Birdal insan hakları ve barışın birbiri ile doğrudan ilişkisi olduğunu söyledi. Bu ilişkinin sonucunda yaşanan dramın ise göç olduğunu belirten Birdal, “Bu coğrafyada yüz yıllardır iç göçler yaşanıyor. 1915 Ermeni katliamı, Dersim, Ağrı’da yaşana katliamlar. Yine 1955’de yaşanan Rum katliamlardı vardı. Şimdi de dış göçler nedeniyle konu tekrar gündeme geldi. Milyonlarca insan yerinden yurdundan edilerek, göçe zorlandı. Türkiye’de tek dil, ırk ve din esas halde. Onun dışında kalan herkes düşmanlaştırılmış ve yapılan her şey reva görüldü. En son olarak Torbalı’daki ırkçı saldırıları izliyoruz. O bize Konya ve Ankara'daki ırkçı katliamları anımsattı. Türkiye suikastlar ve katliamlar ülkesidir” dedi.

KÜRT SORUNU

“Dün Kürt sorun var dediler şimdi yok diyorlar” diyen Birdal, Kürt sorununun ülkedeki sorunla bağlantılı olduğunu söyledi. Kürt sorunu çözülmeden ülkeye demokrasinin gelemeyeceğini dile getiren Birdal, “Kürt sorunun çözümsüzlüğü işsizlik ve yoksulluğu arttırıyor. Kamplaşma ve kutuplaşmanın önünü açıyor. Kürt sorununa bağımlı olarak insan haklarından bahsedeceksek Emine Şenyaşar’ın adalet arayışından ve Deniz Poyraz’ın katledilmesinden söz etmek gerekiyor. Deniz Poyraz’ın katledilmesi hala yüreklerimizi yakıyor. Ama bu halkın çocuklarının hepsi Deniz, Mahir, İbrahim’dir” ifadelerini kullandı.

SINIR DIŞI OPERASYONLAR

Yıllardır meclisin açılması ile oylanan ilk yasanın sınır dışı operasyon olduğuna dikkati çeken Birdal, bu senede böyle bir yasanın oylanacağını aktardı. HDP dışındaki bütün partilerin bu operasyonlara onay verdiğini ifade eden Birdal, “Sınır dışı operasyonlar ile ülkelerin bütünlüğünü ihlal edip daha sonra ‘neden Suriyeliler geliyor’ diyorsunuz. 700 bin Suriyeli çocuk burada doğmuş. Onların barınma, eğitim sorunları var. Yasam hakkı gasp edilen, insanların dilinden kimliğinden düşmanlık yaratılan bir sistemde barınma hakkı direnme hakkıdır” diye belirtti.

CENEVRE YARGILAMASI

20-24 Eylül tarihinde Cenevre’de yapılan Türkiye yargılamasına da değinen Birdal, “Yapılan yargılama sonucunda hazırlanan raporlar yayınlandı. Bu raporlarda Türkiye’de sistematik bir işkence yapıldığı belgelendi. Yine özellikle 90’larda olan gözaltında kayıplar durumu rapora girdi. Son yıllarda yaşanan kaçırmalar da bu rapor içerisinde. Eskiden beyaz Toroslar ile yapılan bu kaçırmalar şimdi siyah minibüsler ile devam ediyor. Rapora giren diğer önemli konu ise düşünce ifade özgürlüğünün kısıtlanması ve adil yargılama sorunu. Türkiye’de hiçbir zaman bu denli bir yargı vesayeti yaşanmamıştı. Öğrencisinden işçisine, kadınına kadar herkes adalet arıyor. Bu mahkemenin bir bağlayıcılığı yok. Fakat Türkiye’nin Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde yargılanmasının önünü açmıştır. İnsan hakları ihlalleri ve savaş suçlarının zaman aşımı yoktur” diye konuştu.

Etkinlik Akın Birdal’ın kitaplarını imzalaması ile son buldu.