Urfa’nın Suruç ilçesinde yaşayan 66 yaşındaki Emine Şenyaşar, bundan birkaç yıl öncesine kadar sadece yakınları ve komşuları tarafından tanınırken, şimdi Türkiye ve dünyanın farklı ülkelerinde adaletin sembolü olarak tanınıyor. Onu bu kadar tanılan kılan ise yaşadığı katliamın ardından verdiği mücadele oldu. 14 Haziran 2018 tarihinde AKP’li vekil İbrahim Halil Yıldız’ın korumaları ve akrabaları tarafından ailesi katledilen Şenyaşar’ın, yaşadıklarına dikkat çekmek ve faillerin yargılanması için verdiği mücadele onu “adalet arayışının sembolü” haline getirdi. 

Urfa’nın Suruç ilçesine bağlı Aşme (Eşme) köyünde 2 Nisan 1956 tarihinde dünyaya gelen Şenyaşar’ın aile büyükleri, köy ağalarının baskısı nedeniyle 1925-30 yıllarında Gogan köyünden (Göklü) Aşme’ye göç etti. Çocukluğu, 7 öz, 8 de üvey olmak üzere 15 kardeşiyle birlikte doğduğu Aşme’de geçti. 

ÇOCUKLUĞU PAMUK TARLASINDA GEÇTİ 

Şedadî Aşireti’ne mensup ve babası tüccar olan Emine Şenyaşar, o yıllarda köylerinde okul olmaması ve kız çocuklarının okumasına karşı olunması nedeniyle eğitim hayatından mahrum kaldı. Çocuk yaşta pamuk tarlasında çalışan Şenyaşar, akranlarıyla oyun alanına dönüştürdüğü tarlalarda oyun oynadı. Babasının Suruç’ta cezaevine girmesiyle ilk kez köyden dışarı çıktı. Silahlı bir kavgada yaralanan ve yaralı olmasına rağmen tutuklanan babası, 4 yıl cezaevinde tutuldu. Bu süre zarfında Şenyaşar, evlendiği güne kadar sadece 3 kez babasını görmek için köy dışına çıkabildi. 

20 YAŞINDA EVLENDİRİLDİ 

Şenyaşar 20 yaşına geldiğinde ağabeyinin evliliği karşılığında Hacı Esvet Şenyaşar ile evlendirildi. İki köy arasında duran bir araçtan indirilen Şenyaşar, diğer araca bindirildi.  Aynı şekilde Hacı Esvet Şenyaşarı’ın kız kardeşi de bir araçtan indirilerek, diğer araca bindirildi. Şenyaşar, evliliğine dair şunları söyledi: “Sadece bir elbise giydirdiler, evlendiğimi söylediler. Evleneceğim güne kadar onu görmemiştim. Evlendikten sonra Suruç’a yerleştik. Hacı Esvet gübre ticareti yapıyordu. Hacı Esvet’in ailesiyle birlikte aynı evde yaşadım. Evliliğimden 4 yıl sonra eşimin köyü Tûxût’a (Tümsekli) yerleştik” dedi. 

İLK ACISI: ZEYDE

Köyde hayvancılık ve tarım ile uğraşan Şenyaşar, ekonomik sorunlar nedeniyle yılın belli dönemlerinde de Harran’a pamuk toplamaya gitti. “İlk göz ağrım” dediği Zeyde’yi kucağına alan Şenyaşar, kızını 25 yaşında kanser hastalığı nedeniyle kaybetti. Evli olan Zeyde, yaşamını yitirmeden kısa bir süre önce 3 yaşındaki kızını annesine emanet etti. Şuan 18 yaşında olan Rojda, hala anneannesiyle yaşıyor.

Zeyde’nin doğumundan sonra sırasıyla Celal, Perihan, Ferit, Fadıl, Adil ve Mehmet dünyaya geldi. Hayat şartlarının zorlaşmasıyla birlikte Şenyaşar ailesi, 1990’lı yılların başında köyden Suruç’un merkezine bir kez daha taşındı. Baba Hacı Esvet Şenyaşar, ticaret için Kıbrıs’a giderken, büyük oğlu Celal ise bir tüpçüde çalıştı. 2005 yılında 10 yıl çıraklık yaptığı dükkanın işletmesini devralan Celal, dükkanı daha sonra zücaciye dükkanına çevirdi. Bu dükkan, 13 yıl sonra Şenyaşar ailesine yönelik katliamın başladığı yer oldu.  

14 HAZİRAN 2018 TARİHİ 

Takvim yapraklarının gösterdiği 14 Haziran 2018 tarihi Şenyaşar ailesi için yeni bir sürecin başlangıcı oldu. Celal ve kardeşlerinin Birmilyoncular Çarşısı’nda bulunan işyerlerine gelen AKP Milletvekili İbrahim Halil Yıldız ve beraberindeki korumaları ile yakınlarının saldırısı sonucu Adil, Celal, Mehmet, Fadıl, Ferit Şenyaşar kardeşler ve AKP’li Yıldız’ın ağabeyi Mehmet Şah Yıldız ağır yaralandı. İşyerinde başlayan saldırı daha sonra yaralıların kaldırıldığı hastaneye taşındı. AKP’li Yıldız’ın ağabeyinin yaşamını yitirmesi üzerine yaralı Şenyaşar kardeşlerin kaldırıldığı Suruç Devlet Hastanesi’nde bir katliam gerçekleşti. AKP’li Yıldız’ın yakınları yaralı Adil ve Celal’i burada katletti. Katliamın yaşandığı hastanenin bahçesinde Urfa Valisi ve AKP’li milletvekilleri de bulunuyordu. 

3 KARDEŞ HASTANEDEN KAÇIRILDI

Olayı duyduktan sonra anne Emine Şenyaşar ile birlikte hastaneye giden baba Hacı Esvet Şenyaşar da saldırıya uğradı. AKP’li Yıldız’ın akrabalarının saldırdığı yaralı Adil, Celal ve baba Esvet Şenyaşar, hastanede çalışan yüzlerce kamu çalışanı ve emniyet mensubunun gözleri önünde silah ve kesici aletlerle katledildi. Fadıl Şenyaşar, Urfa kent merkezinde bulunan bir hastaneye kaçırılmasıyla hayatta kalabildi. Mehmet ve Ferit Şenyaşar ise, saldırılar altında ambulansla hastaneden kaçırılıp, Antep'e götürüldü. Ailenin 3 ferdi böylelikle katledilmekten kurtuldu. 

3’ÜNCÜ MEZAR KAZILINCA…

Saldırılarda fiziksel bir yara almayan tek kişi Emine Şenyaşar idi. 2 oğlu katledilen, 3 oğlu ağır yaralanan Şenyaşar’ın hastanede ağır yaralı sandığı eşi Esvet Şenyaşar’da yaşamını yitirmişti. Şenyaşar, katledilen Adil ve Celal için Suruç Mezarlığı’nda kazılan iki mezarın yanına üçüncü mezarın kazılmasıyla eşinin de yaşamını yitirdiğinden haberdar oldu. 

FADIL TUTUKLANDI 

Katliamda ağır yaralanan Fadıl Şenyaşar, henüz tedavisi devam ederken, apar topar emniyete götürüldü. İfadesinin ardından adliyeye sevk edilen Fadıl Şenyaşar, çıkarıldığı Şanlıurfa Sulh Ceza Hakimliği’nce tutuklanarak, cezaevine gönderildi.

MEZARLARINI GİZLİCE ZİYARET ETTİ 

Şenyaşar ailesinin yaşadığı zulüm bunlarla sınırlı kalmadı. Emine Şenyaşar, AKP’li Yıldız ailesinin baskıları nedeniyle yaklaşık bir yıl Suruç ilçesinde bulunan evine gidemedi. Ailenin katliamdan kurtulan fertleri Urfa kent merkezine yerleşti. Şenyaşar, diğer çocuklarını olası bir saldırıdan korumak için Suruç Mezarlığı’nda yatan iki oğlu ve eşini gizlice ziyaret edebildi. Bir süre sonra halkın desteği ve dayanışmasıyla Suruç’taki evine geri dönebildi. 

Katliamda yer alanların yargılanması için adalet mücadelesi başlatan Şenyaşar, aradan geçen 3 yıl 9 ay da maruz kaldığı şiddet, gözaltı, soruşturma ve davalara rağmen bir an olsun geri adım atmadı. 

ADALET SAĞLANANA KADAR…

Şenyaşar, her hafta dosyada bir gelişme olup olmadığını sormak için Urfa Adliyesi’nin yolunu tuttu. Savcıyla dosyaya dair görüşmek için adliye binasına gelen anne ve oğlu Ferit Şenyaşar, görüşme başvurularının karşılanmaması üzerine “Artık yeter adalet istiyoruz” diyerek, adliyenin merdivenlerine oturdu. Talepleri ise, faillerin yakalanıp tutuklanması ve tutuklu Fadıl Şenyaşar’ın serbest bırakılması idi. Hiç usanmadan onlarca kez dosya savcılarıyla görüşmek için adliye binasına giden Şenyaşar, kapıların her defasında yüzlerine kapanmasıyla 9 Mart 2021 tarihinde, oğlu Ferit Şenyaşar ile birlikte Adalet Nöbeti başlattı.  

6 GÖZALTI, 14 İFADE, 4 DAVA

Taleplerin karşılanması bir yana anne Şenyaşar’a nöbette sarf ettiği sözlerden kaynaklı “Kamu memuruna hakaret” ettiği gerekçesiyle 4 dava açıldı, 14 kez aynı gerekçeyle ifadeye çağrıldı. Anne ve oğlu, adliye binasının önünde “gerekçe” gösterilmeksizin 6 kez gözaltına alındı, birçok kez zorla hastaneye götürüldü. Kimi zaman namaz kılmaya gidip döndüklerinde pankartların “çalındığına” tanıklık edildi. Pankartların akıbetini sormak için adliye binasına girmek istediklerinde ise anne ve oğlunu, polis ordusu karşıladı. Pankartları, adliye binasının önündeki beton bloklara değdiği için para cezasına çarptırıldılar. Gerekçe ise “kamu duvarına pankart asmak yasak” olarak gösterildi. Dosyaya bakan 9 savcı değişse de, görüşmek istedikleri savcıların hiç biri aileyle görüşmeyi kabul etmedi. 

SAĞLIK SORUNLARI ARTTI 

Adliyeye girip çıkan yurttaşların adlandırdığı “Şenyaşar ailesi adalet köşesi” ailenin ikinci evi oldu. Her sabah erken saatlerde Suruç ilçesinde bulunan evlerinden, Urfa kent merkezine doğru yola çıkan anne ve oğlu “ölüm yolu” olarak tanımlanan 42 kilometre uzunluğundaki Suruç-Urfa yolunda, yaklaşık 29 bin kilometre yol aldı. Bir yandan mücadele eden diğer yandan gözyaşları biran olsun dinmeyen Şenyaşar’ın var olan sağlık sorunları giderek arttı. Şahit olduklarından sonra psikolojik tedavi gören Şenyaşar’ın zamanla sağ gözünde yüzde 70 oranından görme kaybı yaşandı, dizleri su topladı. “Acil ameliyat” olması gerektiğini belirten doktorlara, “Oğlum serbest kalmadan tedavi olamam” yanıtı verdi.  

KESİNTİSİZ MÜCADELE 

Şenyaşar, tüm baskılara, Urfa’nın yaz sıcağına ve kışın dondurucu soğuğuna rağmen eylemini kesintisiz bir şekilde sürdürdü. Aileye en büyük moral ise Kars’tan Muğla’ya, İstanbul’dan Hakkari’ye kadar onlarca kentten gelen ziyaretçiler oldu. Aile, destek ziyaretlerinin yanı sıra Antep, Diyarbakır, İstanbul ve Ankara’da gerçekleştirdiği temaslarda destek talebinde bulundu. Adalet Nöbeti birinci yılına yaklaşan Şenyaşar, oğluyla Urfa Adliyesi önünde sürdürdüğü nöbetini Antep Bölge Adliye Mahkemesi önüne taşıdı.  Ancak mahkeme heyetiyle görüşme talebi yine kabul edilmedi.

İLHAM OLDU 

“Herkes için adalet” isteyen Şenyaşar’ın sağlık sorunları, baskı ve engellemelere rağmen devam eden kararlılığı birçok kesime de ilham oldu. Urfa’nın Siverek ilçesine bağlı Çeltik Mahallesi’nde 15 Haziran 2019’da aralarında AKP eski Milletvekili Zülfükar İzol’un oğlu ve kardeşlerinin de bulunduğu silahlı bir grup, aynı aşirete bağlı bir ailenin evine baskın düzenleyerek, Zozan İzol, eşi Hakkı İzol ve Meral İzol ile oğlu Musa Serhat İzol’u katletti. İzol ailesinin bazı üyeleri Emine Şenyaşar’ı ziyaret ederek, önce desteklerini sundu ardından silahlı baskında eşi, oğlu, ağabeyi ve ağabeyinin eşini kaybeden Serdar İzol, aradan geçen 2 yılda adaletin sağlanmadığını belirterek, 21 Eylül 2021’de Urfa Adliyesi önünde Adalet Nöbeti başlattı. 

TUTUKLU YAKINLARI

Kısa sürede Türkiye’nin birçok kentinde “adalet talep eden” sesler yükselmeye başladı. Adliyelerin içinde adalet bulamayanlar, seslerini hem yetkililere hem de kamuoyuna duyurmak için çeşitli eylemler gerçekleştirmeye başladı. Bu eylemlerden biri de hasta ve infazı yakılan tutukluların serbest bırakılması için tutuklu yakınlarının 16 Kasım 2021’de Diyarbakır Barosu’nda başlattığı Adalet Nöbeti oldu. Diyarbakır’ın ardından Van ve İzmir’de deki tutuklu yakınları da Adalet Nöbeti başlattı. 

KORUCU YAKINLARI 

Diyarbakır’ın Bismil ilçesinde yaşayan üvey kardeşler arasında arazi anlaşmazlığı nedeniyle çıkan kavgada, dini nikahlı eşi Hamdiye Şık (61) ve oğlu Kadir Karaarslan'ı (26) öldürmekten yargılanan korucubaşı Mahmut Karaaslan ve kendisi gibi korucu olan oğlu Sidar Karaaslan’ın tahliye edilmesi nedeniyle can güvenlikleri bulunmadığını belirten Hamdiye Şık’ın yakınları, Diyarbakır Adliyesi önünde 18 Kasım 2021’de oturma eylemi başlattı. Aile buradan adalet taleplerini duyurmaya çalıştı. 

GÜLİSTAN DOKU 

Şenyaşar ailesinin adalet mücadelesinden cesaret alan bir diğer aile, Doku ailesi oldu. Dersim’de üniversite okuyan Gülistan Doku’dan 5 Ocak 2020 tarihinden bu yana haber alamayan aile, 1 Ocak’ta Tunceli Adliyesi önünde oturma eylemi başlattı. Diyarbakır’ın Ergani ilçesinde yaşayan aile, kızlarının kaybolmasının ikinci yıldönümü yaklaşırken, Dersim’e giderek adalet taleplerini yetkililere ve kamuoyuna duyurmaya çalıştı.

ADALET NÖBETİ BİR YILINI DOLDURDU

Adalet isyanı domino etkisi yaratan Şenyaşar, eyleminin birinci yılında bir kez daha talebini dillendirdi. Çocuklarını bin bir zorlukla büyüttüğünü belirten Şenyaşar, oğlu Adil’i anlatırken gözyaşlarına hakim olamayarak, “Evlilik hazırlığı yapıyordu” diye belirtti. Çocuklarının sürekli kendi evinde toplandıklarını ve yanından ayrılmadıklarını söyleyen Şenyaşar, katliamdan bir ay önce oğlu Ferit ile Mekke’ye umreye gittiğini bir yıl sonra ise katledilen oğlu Celal ile umreye gitme planları yaptığını kaydetti. Katliamdan 3 ay önce Adil ve Celal’in köyde 3 dönüm meyve ağaçları diktiklerini belirten Şenyaşar, oğlu Celal’in sanki yaşanacakları hissedercesine, “Bunların meyvelerini biz yemeyiz ama çocuklarımız yer” dediğini anlattı.   

OĞLUYLA SON KONUŞMA 

Katliamın yaşandığı 14 Haziran günü dün gibi hafızasında olan Şenyaşar, “Bir akrabamızın taziyesinden dönüyordum. Çocukların dükkanına uğradım. Adil’i gördüm, kalabalıktan kaynaklı Celal’i göremedim. Ramazan Bayramı arifesi olduğu için çarşı kalabalıktı. Oğlum Adil bana ‘Bugün son artık 2-3 gün dinleneceğiz’ dedi. Eve gittim Celal aradı akşam yemeğini sordu. Bu konuşmamız son konuşmamız oldu” diye belirtti. 

Saldırıdan haberdar olduktan sonra işyerine gittiklerinde yaralıların hastaneye kaldırıldığını bu yüzden çocuklarını göremediğini belirten Şenyaşar, Celal’in bir arkadaşına, “Hastaneye götürmeyin öldürecekler bizi” dediğini anlattı. Hastaneye eşiyle birlikte giden Şenyaşar, şöyle devam etti: “Hastanede hiç silah sesi duymadım, gittiğimizde çocuklarımı öldürmüşlerdi. Hastaneye girer girmez birçok kişi Hacı Esvet’e saldırdı, Acil Servis’ine girdik saldırılar devam etti. Saldıranlar ‘Sizi öldüreceğiz’ diyorlardı. Tanıdık biri beni hastaneden çıkardı. Balıklıgöl Devlet Hastanesi’nde oğlum Fadıl’ı yaralı olarak gördüm. Sonra Suruç’a cenazeleri defnetmek için gittim.”  

'ARTIK YETER'

Katliam gününden bu yana adalet arayışında olan Şenyaşar, saldırıda yer alan 20 kişiyi teşhis etmesine rağmen hala kimsenin tutuklanmamasına ve tutuklu oğlunun serbest bırakılmamasına tepki göstererek, “Artık yeter, bir yıl oldu, hala adalet arıyoruz. Tutuklu oğlum eve gelmeden adliye önünden ayrılmayacağım” dedi. 

MA / Emrullah Acar