Mardin'in Yeşilli ilçesine bağlı Gül ve Tepebaşı mahallelerinin 2016 yılında Bakanlar Kurulu kararıyla "riskli alan" ilan edildi. Bu kararın ardından AKP'li Yeşilli Belediyesi ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'na bağlı Toplu Konut İdaresi (TOKİ), her iki mahalleyi "kentsel dönüşüm" alanı olarak belirledi. 2021 yılının Ocak ayında ilçede gerçekleştirilecek proje kapsamında belirlenen binaların yıkımına başlandı. Ancak hazırlanan proje “İlçenin tarihi ve mimari dokusuna aykırı” olduğu gerekçesiyle kabul edilmedi. Yeniden başlayan proje süreci tamamlanmadan ilçede belirlenen evlerin çoğunluğu yıkıldı. Evlerini boşaltmak istemeyen yurttaşlar, yıkım kararlarına tepki gösterirken evleri zorla boşaltılmak istendi. Elektrikleri ve suları kesilen yurttaşlar, polislerce evlerinden çıkarıldı, darp edildi, gözaltına alındı. Gül Mahallesi Muhtarı Çağdaş Araz, evlerini boşaltmak istemeyenlere destek verdiği gerekçesiyle AKP’li Belediye Başkanı Hayrettin Demir’in talebi sonrası Yeşilli Kaymakamlığı’nın kararıyla görevden uzaklaştırıldı. 

BAKANLIKTAN İTİRAF 

Yeşilli ilçesinde yaşananları Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’a soran HDP’li Mardin Milletvekili Ebru Günay’ın soru önergesine cevap veren bakanlık, bölgede uygulanacak projenin hazır olmadığını, “Söz konusu projede, planlama çalışması devam etmektedir” sözleriyle açıkladı. Bakanlık verdiği cevapta, Yeşilli Belediyesi’nden alınan bilgilere yer vererek, evlerin tahliye işleminin zorla yapıldığının görüntülere yansımasına rağmen “Halkla dayanışma bilinciyle anlaşarak” tahliye işlemlerinin gerçekleştirildiğini öne sürdü. Anlaşılamayan 5 parsel için “cebri istimlak süreci başlatıldığını” belirten Bakanlık, bu konuda da mahkeme süreçlerinin beklenildiğini iddia etti. 

ZORLA BOŞALTMA

Yeşilli ilçesinde devam eden “Kentsel Dönüşüm” uygulamalarını değerlendiren Türk Mimar ve Mühendis Odaları Birliği (TMMOB) Şehir Plancıları Odası (ŞPO) Diyarbakır Şubesi Eşbaşkanı Berivan Güneş, Yeşilli ilçesinin “riskli ilan” edilmesine Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nün de bölgenin deprem bölgesi olmaması nedeniyle 2016 yılında karşı çıktığına dikkat çekti. Ancak AKP’li Yeşilli Belediyesi’nin bunun üzerine bölgeyi “güvenlik” gerekçesi ile “riskli alan” ilan edilmesini talep ettiğini ve OHAL sürecinde kararname ile bölgenin “riskli alan” ilan edildiğini kaydeden Güneş, “Kentsel dönüşüm projeleri ilk başta uzlaşmayı gerektirir. Bu da mülkiyet ve değerin proje bazında bir araya getirilmesidir. İlk başta çözmemiz gereken mülkiyet durumu, hak sahiplerimin ekonomik durumu, yasal mevzuatlardaki eksiklikler, projenin finansmanı bunları başta çözmemiz gerekiyor. Yeşilli’deki olaylara baktığımızda en başta uzlaşma probleminde sorun yaşamaktayız. Gördüğümüz görüntülerde mülk sahiplerini zorla evlerinden, yerlerinden etmeye çalıştılar” dedi. 

NE VAAT EDİLDİ?

Yeşilli ilçesinde yapılmak istenen “Kentsel Dönüşüm” uygulamasına dair projenin henüz hazır olmadığını belirten Güneş, ilçenin 2013 yılından bu yana göç veren bir ilçe olmasına rağmen konut artışı yapıldığını dile getirdi. İlçede yeşil alan eksikliğinin ticaret alanlarla kapatılmak istendiğine değinen Güneş, “Bu kadar konuta kentin gerçekten ihtiyacı var mı başta bunu sorgulamamız gerekiyor. Topografik bir yer. Burası gerçekten 8 katı kaldırabilir mi? Uzlaşma görüşmelerinde halka neyi talep ettiklerini bilmiyoruz. Bunu tartışmamız lazım. En son uzlaşma görüşmelerinde vatandaşa ne vaat ediliyor bunu bilmiyoruz” dedi.

‘60’A ALIP 400’E SATIYOR’

Bakanlığın soru önergesine verdiği cevapla birlikte projenin henüz yapılmadığını gördüklerini dile getiren Güneş, “Uzlaşmada o zaman hak sahiplerine ne vaat ettiler. Bunlar başlı başına problem. Arsa mülkiyet durumunda bir problem var. Arsalar küçük ve çok hissedarlı. Onun için direk bunlar kamulaştırmaya gittiler. Ve böylelikle aradan çıktılar. Belediye başkanı 60 bin TL’ye evi alıyor. Yapacağı evi de 350-400 bin TL’ye satıyor. Belediye buraları bu yüzden kamulaştırıyor. Kamulaştırmada problem buradan çıkıyor” ifadelerini kullandı. 

60 YILIK EVLER YIKILDI

Bölgede yıkılan evlerin en az 60 yılık evler olduğunu hatırlatan Güneş, “riskli alan” kararının kanuna aykırı olduğunu belirterek, “Bu evlerin ruhsatsız olduğunu söyleniyor. Ama bunlara bakınca tarihi yapılaşma, kentin kimliğini taşıyan bir doku var. Dokuyu bu kadar neye istinaden yıkmaya çalıştınız? Dar sokaklardan şikayetçi olduğunuzu söylüyorsunuz ama burada merkezde de dar sokaklar var” dedi. 

RANT PROJESİ

Ortada bir proje olmadan insanların evlerinin yıkılamayacağını kaydeden Güneş, “Belediyenin buradaki en büyük suçu da proje ortada yok ama direk kamulaştırmaya gidiyor. Artık yerel dinamiklerin araya girmesi lazım. TMMOB olarak biz belediyeye gittiğimizde bizden projeye ilişkin yazdığımız yazıya cevap vermiyorlar. Belediye ‘bilgi edinme kanunu’ kapsamında bize bilgi vermesi gerekiyor. Hak sahiplerinin gerçekten ellerinde proje ve tutanak olmadan imzalamasını istemiyoruz. Hak sahipleri yasal süreci başlatmalıdır. Ortada olmayan bir proje var. Bakanlığın verdiği cevapta yüzde 80’lere varan bir uzlaşmanın olduğu söyleniyor. Neyin üzerinden bir uzlaşma sağlanmış başta bunun açıklanması gerekiyor. Bakanlığın diğer açıklamasında ise bir planlamanın olmadığı ortaya çıkıyor. Yeşilli’de belediyenin bir rant projesi olduğunu söyleyebiliriz. Keyfi bir uygulama da var. Betonarme binalar kurarak kenti güzelleştirmek adına zorla boşaltma söz konusu” ifadelerini kullandı. 

MA / Müjdat Can