Şırnak'ın Cizre ilçesinde, 15 Temmuz 2016 tarihindeki askeri darbe girişimi sonrası ilan edilen Olağanüstü Hal (OHAL) kapsamında çıkarılan 667 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile çok sayıda belediye işçisinin iş akdi feshedildi. Cizre Kaymakamlığı, OHAL Bürosu’nun talebi üzerine yapılan iş akdi fesihlerine ise, “örgüt ile iltisaklı” olmayı gerekçe gösterdi. 

İSTİNAF BAŞVURUSUNA RET

İşçiler, bunun üzerine kayyım yönetimindeki belediye ve bağlı şirket aleyhine Cizre Asliye Hukuk Mahkemesi’ne dava açtı. Mahkeme, “Başvurucuların millî güvenliği tehdit eden yapılar ile irtibatlı ve iltisaklı oldukları gerekçesiyle 667 sayılı KHK'ye dayalı olarak iş akitlerinin feshedildiği aynı maddenin (2) numaralı fıkrası uyarınca da bu kişilerin bir daha kamu hizmetinde çalıştırılmasının mümkün olmadığı” gerekçesiyle başvuruyu reddetti. 

İşçilerin istinafa taşıdığı başvuruları ise Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 8’inci Hukuk Dairesi tarafından “Şüphe feshi kavramı üzerine durulmuş ve OHAL bürosunun yazısı ile başvurucuların PKK terör örgütü yapılanması ile irtibatı olduğunun bildirilmesi üzerine davalı işveren bakımından iş sözleşmesinin devam etmesinde yasal engel bulunduğu” iddiasıyla reddedildi. 

AYM’YE ‘HAK İHLALİ’ BAŞVURUSU

Yaşadıkları mağduriyetin giderilmesi için hukuk mücadelelerinden geri atmayan işçiler, son olarak Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) bireysel başvuruda bulundu. İşçilerin avukatı Rojhat Dilsiz, yaptığı başvuruda müvekkilleri hakkında kesinleşmiş bir mahkeme kararının bulunmadığını hatırlattı. Dilsiz, “Kurum yöneticisinin iş akdinin KHK kapsamında feshedildiği yönündeki beyanı yeterli görülerek ve bu beyana üstünlük tanınarak işe iade davasının derece mahkemelerince reddedildiğini, bu durumun adil yargılanma ve etkili başvuru haklarını ihlal ettiğini, haklarında toplanan gizli bilgiler nedeniyle terör örgütüyle irtibatlı gösterilmesinin şeref ve itibara saygı ile özel hayata ve aile hayatına saygı haklarının ihlal edildiğini” kaydetti.  

AYM: HAK İHLALİ VAR

Yerel mahkemenin verdiği kararda “hak ihlali” olduğuna işaret ederek, başvuruyu “kabul edilebilir” bulan AYM kararında, “Derece mahkemeleri, adil yargılanma hakkının bir unsuru olan mahkeme hakkı gereği asıl işverenin başvurucu hakkındaki değerlendirmesinin objektif ve makul dayanakları olup olmadığını, dolayısıyla geçerli feshin koşullarının oluşup oluşmadığını incelemeden asıl işverenin şüphesine bağlı kalarak sonuca varmıştır. Başka bir ifadeyle derece mahkemeleri yargısal fonksiyonun esasını oluşturan uyuşmazlığın içinde yer alan maddi ve hukuki sorunların bütünüyle ele alınması ve karara bağlanması işlevini yerine getirmemiş, gerçek anlamda bir yargısal faaliyet icra etmemiştir” ifadelerine yer verdi. 

AYM, bu nedenlerden kaynaklı başvurucuların “adil yargılanma hakkının ihlal edildiği” sonucuna ulaşıldığını aktardı.   

Hak ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için “yeniden yargılama” kararı veren AYM, işçilerin tazminat talebini ise reddetti. 

Mezopotamya Ajansı / Gökhan Altay