Diyarbakır Baro Başkanı Cihan Aydın, İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Büyük Dairesi’nin Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’la ilgili kararı değerlendirdi. AİHM’in kararıyla Avrupa Konseyi’ne üye olan ve sözleşmeye taraf olan Türkiye’nin “ifade özgürlüğü”, “seçme ve seçilme hakkı” ve en önemlisi “hakkın kötüye kullanılması” gibi birçok ihlalin gün yüzüne çıktığını dile getiren Aydın, iktidar ve ona bağlı olan yargının bu karara karşı “ipe un sermek” gibi inatçı bir tavır takındığını belirtti. 

YARGI BAĞIMSIZ DEĞİL 

İktidarın karar sonrası hukuksuz tutumunu değiştirmediği takdirde Türkiye’nin ağır sonuçlarla karşı karşıya kalacağını vurgulayan Aydın, bunun kısa ve uzun vadede yaptırımlarının olacağını söyledi. İktidarın yargıyı yönlendirmesi ile Türkiye’de Anayasa'da yer alan "Hâkimler, görevlerinde bağımsızdırlar; Anayasa'ya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdani kanaatlerine göre hüküm verirler" başlıklı 138'inci maddesinin tümüyle rafa kaldırıldığını kaydeden Aydın, “İktidar, siyasi ikbali uğruna tüm yasal düzenlemeleri ve mevzuatları çiğnenmekte, yerle bir etmektedir. Bu kararla ülkedeki hiçbir yurttaşın hukuki olarak can güvenliğinin olmadığını gösteriyor. AİHM'in bu kararı, bizim yıllardır yaptığımız ‘yargının vesayet altında olması’ eleştirisinin gerekçesidir. Yani iktidar ve yargının beraber senkronize bir şekilde çalıştığının göstergesidir” ifadelerini kullandı. 

TÜRKİYE İÇİN BİR KAZANIM 

Bu kararın uygulanması halinde Türkiye’nin demokrasi açısından bir kazanım sağlayacağına vurgu yapan Aydın, iktidarın AİHM’e karşı takındığı tavrın ülkeye yarar sağlamayacağı uyarısında bulunarak, “Bu karara karşı takınılan tavır belki iktidar için kısa vadede yarar sağlayabilir ama orta ve uzun vadede ekonomik, sosyal, siyasal ve temel hak ve özgürlükler anlamında ciddi zararları doğurur” dedi. 

'TÜRKİYE’DE YARGI YOK'

Yargı kararlarına iktidarın sürekli müdahalede bulunmasının bir ritüele dönüştüğünü sözlerine ekleyen Diyarbakır Baro Başkanı Cihan Aydın, “Türkiye’de artık bir yargı yok” dedi ve şöyle devam etti: “Yargı bağımsızlığını ve tarafsızlığını artık konuşmanın bir anlamı yok. Bu durumu HSYK’nin yapısından başlayarak sorgulamak lazım. Yine yüksek yargı mensuplarının seçilme şekillerine ve yöntemlerine bakmak lazım. Ülkede sadece bir yürütme var, çünkü yasama da önemli bir ölçüde baypas edilmiş durumda. Bir tek ‘tek adam rejimi’ var. Ülkedeki bu değişimler hiçbir yurttaşa yarar sağlamadı. Onun için iktidar bu işe tamam demediği müddetçe bu kararı uygulayacak ne bir mahkeme ne de bir hâkim var.”