Siirt’te İpek Er’e tecavüz ettikten sonra intihara sürükleyerek yaşamını yitirmesine neden olan uzman çavuş Musa Orhan hakkında, "nitelikli cinsel saldırı" suçundan Siirt 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan dava karara bağlandı. Duruşmalara SEGBİS ile bağlanan ve davanın tanığıyla adliye gelip giden Musa Orhan’a, Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) “Nitelikli cinsel saldırı” fiilini düzenleyen 102/2 maddesi uyarınca verilen 12 yıl hapis cezası, “iyi hal” indirimi uygulanarak 10 yıla indirildi. Mahkeme ayrıca failinin kaçma şüphesi bulunmadığı gerekçesiyle adli kontrol tedbiri uygulanarak, tutuksuz yargılanmasına karar verdi. Oy çokluğu ile alınan karara, mahkemenin bir üyesi beraat kararı verilmesi yönünde şerh koydu.

FAİL KORUNDU

Yerel mahkemenin kararını değerlendiren Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) Genel Sekreteri Av. Rengin Ergül, cinsel saldırı dosyası ile yargılanan fail Musa Orhan’ın 5 duruşma boyunca tutuksuz bir şekilde yargılanmasına tepki gösterdi. Ergül, “Cinsel saldırı olaylarına ilişkin bu fiili gerçekleştiren kişinin tutuklu yargılanması gerekiyor. Ancak Adli Tıp Kurumu’nun (ATK) raporları, İpek’in bıraktığı mektup ve beyanına rağmen bu kişi tutuklu yargılanmadı. Tüm bu kuvvetli delillere rağmen mahkeme tutuklama kararı vermedi. Savcının tutuklamaya ilişkin verdiği mütalaa da görmezden gelindi. Önceki duruşma ile karar duruşmasında savcılık tutuklama istedi. Mahkeme tutuksuz yargılamada ısrar etti. Bunun hukuken bir açıklaması yok. 70 yaşlarında hasta birini tutuklu yargılayan erkek yargı, burada üniformalı failli koruma amaçlı bir karar verdi” diye konuştu.

DELİLER KARARTILDI 

Orhan’ın tutuksuz yargılanmasının delilleri karartmaya neden olduğunu dile getiren Ergül, “Zaten tutuklamanın gerekçesi var olan delilleri karartmanın önüne geçmek. Savcılık da delilerin karartabileceği şüphesinin varlığından bahsederek tutuklama istedi. Savcı, Musa Orhan’ın, mağdur İpek Er’e yönelik birden fazla eylemi aynı kasıtla ve aynı zaman dilimi içinde işlemiş olduğundan üzerine atılı suçu vasfı ve suç için kanunda öngörülen ceza süresi nedeniyle sanığın kaçacağı ve delil karartacağı yönünde somut olgu niteliğinde olması hususları gözetildiğinde hükümle birlikte tutuklanmasına karar verilmesini talep etti. Tutuksuz yargılanan Orhan’ın tanıklar üzerinde etkisinin olduğunu gördük. Tanıkların ikisi mesai arkadaşı bu ikisinden biri de ev arkadaşı aynı zamanda. Orhan tanıklardan birini evinden alıp mahkemeye getirdi. Yalan söyledikleri mahkemede de ortaya çıktı. Yönlendirildikleri açıkça ortadaydı. Sorularımıza ‘Susma hakkımızı kullanıyoruz’ cevabı verdiler. Böyle bir hakkı olmamasına rağmen talepte bulundu. Çünkü yalanları ortaya çıktı” ifadelerini kullandı.

‘DOSYANIN TAKİPÇİSİ OLACAĞIZ’

İpek Er’in başvurusu sonrası ATK tarafından yapılan muayenede, cinsel saldırının gerçekleştiği yönünde kararın çıktığını kaydeden Ergül, görülen son duruşmada bu eksiklikleri gideren bir raporu mahkemeye sunarak delileri güçlendirildiklerini ancak buna rağmen Orhan’ın tutuklanmadığını söyledi. 

Ergül, “Nitelikli cinsel saldırı suçundan karar verildi. Takdiri indirim uygulanarak ceza 12 yıldan 10 yıla indirildi. Ancak erkek yargılamalarında takdirin uygulanmaması gerekir. Cinsel saldırıyı gerçekleştirmiş birinin dışarıda olması tehlike arz ediyor. Adli kontrol ve yurt dışı yasağı verildi. Öncelikle adli kontrol ile yargılanmasına itiraz edeceğiz. Sonrasında istinaf, Yargıtay’a gideceğiz. Dosya bozulmadığı sürece Siirt’e görülmeyecek. Failin en ağır cezayı alması için davanın takipçisi olacağız” diye konuştu.

MA / Fethi Balaman