Sağlık Bakanlığı’na göre 1 Mart 2021 tarihinden itibaren bir doz aşı alan kişi sayısı 7 milyon 45 bin. İki doz aşı alan kişi sayısı ise bir milyon 849 bin. 14 Ocak’ta başlayan aşılamada günlük ortalama 200 bin doz aşı uygulanıyor. Uygulanması gereken 121 milyon doz aşı olduğu düşünüldüğünde bu hızla aşılanma aylarca sürecek. Böylesi bir dönemde, 4 ay sonra yeniden kademeli normalleşme sürecine geçildi. 2 Mart'tan itibaren iller vaka yoğunluğuna göre dört kategoriye ayrılırken, Valilikler bünyesindeki il pandemi kurullarını yetkili kılan bu sistem, hastanelerde sağlık hizmeti veren sağlıkçıların, emek meslek örgütlerini dışarıda bıraktı.

Mezopotamya Ajansı’na (MA) konuyu değerlendiren Ankara Tabip Odası (ATO) Genel Başkanı Ali Karakoç, yaşanılan süreci geçen yıl 1 Haziran’da yapılan “yeniden açılma” sürecine benzetti. Karakoç, “Haziran’daki süreç ile bugün arasında önemli bir fark var. Haziran'da merkezi bir karar ile tek yetkili olarak iktidar bir açıklama yapmış ve yeniden açılma olmuştu. Bu dönemde ‘kararları yereller verecek’ denildi ama 1 Mart Pazartesi günü yapılan açıklamada da gördüğümüz gibi bu iş yerellere bırakılmadı, yine merkezi düzeyde karar verildi” dedi.

Kararların yerellere bırakılmasının önemli olduğunun altını çizen Karakoç, “Yerellerden kastımız sadece Valilik değil. Valiliğin de içinde olduğu il sağlık müdürlüğü, ilgili uzmanlık birimleri, bağımsız hekim heyetlerinin, sağlık meslek emek örgütlerinin ve en önemlisi yerel yönetimlerin bu işin içinde olması gerekir. Bugün okulların açılması ile ilgili karar alınıyor ama eğitim emekçileri bu konuda söz sahibi değil. Pandemi kurullarında bu arkadaşların da olmasını istiyoruz. Bir alan ile ilgili karar alıyorsak, bu ilgili alanın söz söyleme hakkı olması gerekiyor” diye konuştu.

‘HAZİRAN’DAN DAHA KÖTÜ DURUMDAYIZ’

Salgının bir yıldır hastanelerde karşılanmaya çalışıldığını dile getiren Karakoç, aksine salgının mahallelerde, sokaklarda karşılanması gerektiğini söyledi. Ankara’da son iki haftada vaka yataklı sağlık kuruluşu ve polikliniklere başvuru sayısında yaklaşık yüzde 50’ye yakına artış yaşandığına dikkati çeken Karakoç, “Ankara’da yataklı tedavi kurumlarında yatan hastaların 3’te biri İngiltere mutasyonu dediğimiz hastalarla dolu. Sonuç itibariyle biz pandemiyi başından itibaren bilimsel verilerle takip etmiyoruz. Şuan Haziran’dan daha kötü bir durumdayız, her gün 70’e yakın kişi ölüyor. Böyle devam ederse yine bir pik yaşanacak gibi görülüyor” diye konuştu.

‘18 MİLYON DOZ AŞI YOK’

Aşı çalışmalarının yavaş devam ettiğini vurgulayan Karakoç, şöyle devam etti: “Toplam 13 milyon doz aşı getirildi, sağlıkçılara ikişer doz yapıldı toplam 3 milyon doz. 65 yaş üstü olan yurttaşların sayısı 7,5 milyon yurttaş. Sağlıkçılar ile 65 yaş üstü toplam 9 milyon yurttaş yapıyor. Bu kesimlere ikişer doz aşı yapılması için 18 milyon doz aşı lazım demek, ama bu kadar aşı bu ülkede yok şu an. 13 milyon geldi, daha gelecek deniliyor ama elimize geçen bir aşı yok. Aşılar gelse de 14 günlük bir çalışma süresi var onları, sonuçta aşılama gerçekten yavaş, kaplumbağa hızıyla ilerlerken ‘normalleşme’ vaka sayısını arttıracak, yeni bir pike neden olacak. Alt yapı sorunları var, baştan beri bunları söylüyoruz, kimi ASM’lerde hekim arkadaş yok, kiminin bekleme odası yok.”

‘TEMEL KAYGI ÇARKLAR DÖNSÜN’

Salgın başladığından bu yana milyonlarca yurttaşın açlıkla yüz yüze bırakıldığını ifade eden Karakoç, “Sağlık sistemi toplumun sağlığını öncelemeyen, karı önceleyen bir sistem olduğu için salgında mücadele bu şekilde devam ediyor. Baştan beri yanlış yapıldı, AVM’lerin derhal kapatılması lazım, kalabalık çalışma alanlarında fiziki mesafe ayarlanmalı, mesai saatleri kısaltılmalı. Bunun dışında söylenecek her şey yeniden bir pik yaşanmasına neden olacak. Salgınla mücadele başından beri bilimsel verilere göre yapılmıyor. Burada temel kaygı sistemin çarkları dönsün. Türkiye'deki banka sistemi son yılların en büyük karını yapmış” diye belirtti.

‘SAĞLIK EMEKÇİLERİ YORULDU’

Salgınla mücadele eden sağlık emekçilerinin yorulduğunu ifade eden Karakoç, sözlerini şöyle sürdürdü: “Hekiminden kapıda bekleyen güvenlik görevlisine kadar herkes çok yoruldu. Salgınla mücadele ederken 400’e yakın arkadaşlarını kaybettiler, binlercesi efekte oldu. Yeni kararlar alınırken onların sözünün dinlenmemesi onları daha fazla öfkelendiriyor. Pazartesi günü kabine toplantısı ile yeni kararlar açıklandı ama Ankara’da sağlık kuruluşları iki haftadır ‘normalleşmiş sanki hiç pandemi yaşanmıyormuş’ gibi sağlık hizmeti vermeye başladılar. Pandemi hastaneleri normal hasta da kabul ediyorlar.” 

‘ÖZGÜRLÜKLER ÖNÜNDE KALKAN’

Salgın başladığında il pandemi kurullarında yer almak için Ankara Valiliği’ne yazı yazdıklarını belirten Karakoç, Valiliğin, ATO’nun yazısına cevap vermediğini kaydetti. İktidarın salgını “özgürlükler karşısında bir kalkan” olarak kullandığını dile getiren Karakoç, sözlerini şöyle tamamladı: “Karadeniz illeri tabloda kırmızıya boyanan yerler, AKP orada kongreler yaptı. Yurttaşlara bir taraftan Sağlık Bakanı cenaze törenlerine kısıtlı sayıda katılım önerirken, bizzat kendisinin maskesiz katıldığı töreni gördük. Son dönemde şunu görüyoruz ki özür dilemek ‘sanki olayın sorumluluğundan kurtulmak’ gibi algılanıyor. Hem yapılan kongrelerden kaynaklı topluma karşı sorumlulukları var bunu yerine getirmeleri gerekir. Sağlık Bakanı içinde aynı şey geçerli, ‘ön göremedim’ dedi. Eğer bir Sağlık Bakanı pandemi döneminde o kalabalık yerde bulaşma riskinin yüksek olduğunu ön göremiyorsa o koltukta oturmaması gerekiyor.”

MA / Emrullah Acar