İzmir’de hastalığı nedeniyle yaklaşık bir aydır hastanelerde yatak boşalmasını bekleyen Aslı Özkısırlar, durumunun kötüleşmesi ardından Çarşamba günü kaldırıldığı İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nden 1 Nisan’da Ege Yaşam Hastanesi'ne kaldırıldı. Özkısırlar, bir gün sonra yaşamını yitirdi. 

Sosyal medyada da gündem olan Özkısırlar’ın ölümüne giden süreçte yaşadıklarını kardeşi Melike Özkısırlar ve arkadaşı Emine Alagöz ile hastanelerde aksatılan tedavilere ilişkin de İzmir Tabip Odası Başkanı Lütfü Çam Mezopotamya Ajansı'na konuştu.

TEDAVİ SÜRECİNİ ANLATTI

Ablasını kaybeden Melike Özkısırlar, yaşananların tamamen hastane ve doktor ihmalinden kaynaklandığını söyledi. Özkısırlar, tedavi sürecinde yaşadıklarını şöyle anlattı: “Doktoru 1 ay önce yatış verdi. ‘Yatman gerekiyor. Vücudun yangın yeri değerlerin kötü durumda. Kemoterapi alabilecek durumdasın’ diyerek bir haftalığına eve gönderdi. Bir hafta geçtikten sonra tekrar 1 hafta sonra yatışını yapabileceğini söylerken 1 ayı buldu. Ablamın hastalığı ciğerlerine vuran bir hastalıktır. 1 ay süre içinde ablamla birlikte birkaç kez doktoruna gittik. Hata ölmeden 1 hafta önce de gittik. Durumun gittikçe kötüye gittiğini, kilo verdiğini, yemek yiyemediğini, sürekli kustuğunu, çarpıntısı olduğunu, nefes alamadığını söyledik. Doktor ise şu şekilde bir bilgi verdi: ‘Ben yatıracağım dedim diye mi? daha da kötüleşti’ diyerek dalga geçti. Konu tamamen bundan ibarettir.” 

SUÇ DUYURUSUNDA BULUNACAĞIZ

Doktor ve hastane hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını söyleyen Özkısırlar, “Hastanede 1 ay boyunca Ramotoloji bölümünde bir kişi dahi taburcu olmadı mı? diye ablama yer bulunamadı. Defalarca araya birçok kişi girdi. Başhekime kadar iletildi ama ilgilenmediler. Ölümüne seyirci kaldılar. Şu anda çok kötüyüz. Daha sonra ölümüyle ilgili gerekli yerlere başvuracağız” dedi. 

HAYATI YAŞAMAYI SEVERDİ…

20 yıllık arkadaşı olan Emine Alagöz’de gözyaşları içerisinde arkadaşını anlattı. Alagöz, Aslı’nın çok iyi bir yaren, her insanın ihtiyacına koşan bir kadın olduğunu söyleyerek, şöyle devam etti: “Çok iyi arkadaş, duyarlı bir insandı. Dünyada hiç derdi yokmuş gibi yaşayan ve sürekli insanların yardımına koşan birileri vardır ya. Aslı da o insanlardan biriydi. Ben onun yaşadığı acıları yaşasam hayata kalamazdım. Ölmeyi belki ben kendim tercih ederdim. O böyle biri değildi. Hayatı yaşamayı, gezmeyi severdi. Küçük hayatları olan insanlarız. Hayattan bir sürü şey bekleyen ve hırsları olan insanlar değiliz. O nedenle Aslı bunu hak etmemişti." Aslı ile son günlerinde dahi güzel şeyler yaşanacağına dair sohbet ettiklerini aktaran Alagöz, “Hastalığıyla mücadele ederken bile hayat doluydu. O yüzden böyle bir son düşünmedik. Ama son dönemlerde çektiği acılardan dolayı yemek bile yiyemediğini söylerdi” diye aktardı. 

Çok kızgın, kırgın ve öfkeli olduğunu sözlerine ekleyen Alagöz, “Önceden bu ülkede kaçıp gitmek isteyen çocuklara hep 'gitmeyin birçok şey değişebilir' derdim. Ama artık gerçekten buna inanmıyorum. Burası bizi öldürmek isteyenlerin ülkesi… Adaletsizliğin en uç noktada olduğu bir ülkede yaşıyoruz. Bu ölümü başka hiçbir şeyle açıklayamazsın. İzmir’de bir sürü hastane var.  Nasıl olur bir yatak bulunmaz?Belki sosyal medya hesapların da paylaşmasaydı. Kimse yaşadıklarından haberdar olmayacaktı” diye belirtti. 

'BİZİ ÇARESİZLİKLE SINIYORLAR'

“Yatak yok demek, bulunmayacağı anlamına gelmez” diyen Alagöz, “Bizi çaresizlikle sınıyorlar. Pandemi koşullarında dolayı hiç kimse zor durumda olmazsa hastaneye gitmek istemez. Bunu düşünerek gelen insanların çaresizliğini görmeleri gerekir. Yatak yoktu açıklamasını samimi bulmuyorum. Çünkü aynı yatağı Londra’daki bir hasta için uçak ayarlayabiliyorlar. Hastalıklar bile sınıflandırılıyor. Aslı’yı hastalık değil, bu sistem öldürdü” diye konuştu. 

HASTALARIN TAKİBİ YAPILMADI

İzmir Tabip Odası Başkanı Lütfü Çamlı da Özkısırlar’ın ölümüyle ilgili birçok belirsizliğin olduğunu, öncelikle ölüm sebebinin araştırılması gerektiğine dikkati çekerek, şöyle konuştu: “Pandemi sırasında yeterli organizasyon yapılamadığı için kronik, kanser hastalığı olanlar sağlığa erişimde ciddi sorunlar yaşadı. Birçok hastanın takibinde aksamalar oldu. Özelikle kanser vakalarının erken taranmalarında, diyabet, hipertansiyon sürekli takip gerektiren kronik hastalıkların takiplerinde ciddi aksaklıklar yaşandı. Sağlıkta erişimde problemler yaşandı. Pandemi sırasında yönetilememe sorunlarından bir tanesi kovid dışı hastalığı olan hastaların sağlığa erişememesidir. Aslı’nın durumu da bunla ilgilidir.”

SORUMLULAR HESAP VERMELİ

Özkısırlar’ın ölümüyle ilgili kafalardaki soru işaretlerin giderilmesi gerektiğini yineleyen Çamlı, “Herkes bir şey söylüyor. Bu soruların teyit edilmesi için araştırma yapılaması şart. Karanlıkta kalan noktaların açığa çıkması gerekir. Bizde Tabip Odası olarak konun takipçisiyiz. Özelikle bazı belgelere ulaşmada, hastanın takibiyle ilgili bir takım şeylere bakılmasında yarar var. Bu konu mutlaka araştırılmalı, gerçekler su üstüne çıkarılmalı, sorumlular hesap vermelidir. Neden öldüğü şeffaf bir şekilde ortaya konulmalı” diye konuştu. 

NE OLMUŞTU?

İzmir’in Konak ilçesine bağlı Alsancak ilçesinde takı yapıp satan Aslı Özkısırlar, uzun süredir tanı konulamayan hastalığının akciğerlerine sıçramasıyla birlikte durumu kötüleşti. Tedavi için gittiği Bozkaya Hastanesi’nde 25 gündür yatış yapılabilmesi için bekleyen Özkısırlar, 24 Mart’ta sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’ya “Nerdeyse 10 günden fazladır hastaneye yatış için bekliyorum. Yatak yok. Ama siz yapın kongrenizi. Benim çektiğim ağrının, eziyetin ne önemi var sonuçta. Sürünerek ölürsünüz umarım” sözleriyle seslenmişti. 

31 Mart’ta hastalığı ağırlaşan Özkısırlar, İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldı. Durumunun kötüleşmesi üzerine 1 Nisan’da Özel Ege Yaşam Hastanesi’ne kaldırılan Özkısırlar, 2 Nisan’da tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı. 

PANDEMİ GEREKÇE GÖSTERİLDİ

Özkısırlar’ın ölümü ardından sosyal medyada “#AslıÖlmediÖldürüldü” etiketiyle paylaşım yapılırken, İzmir İl Sağlık Müdürlüğü açıklama yaptı. 

Açıklamada, Özkısırlar’ın 10 yıldır “Relapsing polikondrit" ve "Cogan sendromu" ön tanısıyla takip edildiği, hastaya "abdominal aorta anevrizması" ve "trombüs" nedeniyle daha önce anjiografi yapıldığı ve stent takıldığı belirtildi. Pendemi gerekçesiyle Özkısırlar’ın tedavisinin aksadığı savunulan açıklama da şunlar kaydedildi: "Aynı tanı ile hastalığının takibi amacı ile yatırılarak gözetim altına alınması önerilmiştir. Bununla birlikte hastanın kronik rahatsızlığını takip eden hekimimiz tarafından acil bir durum olmadığı gerekçesiyle Kovid-19 salgını ve hastanın immunosupresif kullanması göz önüne alınarak risk alınmaması adına hastane yatakları tam dolu olmamasına rağmen uygun koşullar sağlanana kadar romatoloji servisine yatışının ertelenmesine karar verilmiştir… İmmunosupresif tedavi almakta olup salgın döneminde hastanelerimize gelmek zorunda kalan hastalarımıza dikkatle yaklaşılmakta, riskli hastalarla bir arada yatırılmamasına özen gösterilmektedir. Hastamızın kaybedilmesinin ilgili hastanemizde veya şehrimizde yatak bulunmaması ile bir ilgisi bulunmamaktadır. Bununla birlikte süreçle ilgili olarak detaylı soruşturma devam etmektedir."

MA / Semra Turan