Mezopotamya Ajansı muhabiri Mehmet Aslan’ın, Antalya Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği'nce tutuklanmasına yönelik tepkiler sürüyor. Mahkeme, Aslan’ın yaptığı haberler ve haber kaynaklarıyla yaptığı görüşmeleri “örgüt üyeliğine” delil olarak gösterdi. Antalya L Tipi Kapalı Cezaevi'ne konulan Aslan’ın tutuklanmasına tepki gösteren sahadaki gazeteciler, bu durumun hukuki değil, siyasi olduğuna dikkati çekti. 

ÖZTAŞ: KÜRT GAZETECİLER HEDEFTE

Özgür Gelecek Muhabiri Taylan Öztaş, Kürt basınına yönelik saldırı konseptinin sadece AKP’ye özgü bir mesele olmadığını hatırlatarak, Kürt basının susturulamaya çalışıldığını dile getirdi. İktidarın gücünü kaybettikçe Kürt düşmanlığına sarıldığını ifade eden Öztaş, “AKP ‘ne kadar nefret tohumları ekersem o kadar oy toplarım’ düşüncesi içerisinde. Basına yönelik saldırılar da bunun bir parçası. Mehmet de bu süreçte tutuklanan onlarca arkadaşımızdan biri. Şu an 80’den fazla arkadaşımız tutsak. Mehmet de onların arasına katıldı. Biz de Mehmet için sözümüzü söylemeye, alanlarda olmaya devam edeceğiz” dedi.

BIRAKTIĞI YERDEN DEVAM!

Tutuklamaların hukuki değil siyasi olduğunu vurgulayan Öztaş, “Zaten biz gazeteciler olarak her şeyimiz kayıt altına alınıyor. Telefonlarımız dinleniyor. Bunlar bizim önümüze bir şekilde örgüt üyeliğinin ya da propagandasının bir aracı olarak çıkarılıyor. Bu aslında yargının ne kadar siyasallaştığının ve faşizm koşullarında yaşadığımızın da göstergesidir. Mehmet’e yapılanlar kendilerinden olmayanlara yaptıklarının göstergesidir. Yani aslında hepimize yapılmıştır. Mehmet için mücadelemizi sürdüreceğiz. Sokaklarda olmaya devam edeceğiz. Bıraktığı yerden kalemini devralıp mücadelemizi sürdüreceğiz” diye konuştu.

GAYIP: TOPYEKUN SALDIRI

Yaptığı haberler nedeniyle yaklaşık 1 buçuk yıl tutuklu kalan ve “örgüt üyeliği” ile “örgüt propagandası” gibi suçlamalarla hakkında 23 yıl hapis istenen Etkin Haber Ajansı (ETHA) Muhabiri Pınar Gayıp da Aslan’ın tutuklanmasının siyasi olduğunu ifade etti. İktidarın bu tutuklamalarla “Ben ne istersem onu yazarsınız, çizersiniz, gösterirsiniz” mesajı verdiğini ifade eden Gayıp, “Yargılandığımız mahkemeler de bizi gazeteci olarak kabul etmiyor. Mesleğimizi yerine getirdiğimizi de düşünmüyor. Kararlarını da bu düşünceler ile veriyor. Ben de yargılandığım davada her duruşma salonunda gazeteciliğin tanımını yapmaya ve gazeteci olduğumu ispatlamaya çalıştım. Bu basına yönelik topyekun bir saldırı. ‘Şunu görmeyin, ben ne istersem onu haberleştirin’ yönünde bir saldırı” diye belirtti. 

‘MEHMET’İN TANIĞIYIZ’

Toplumsal muhalif dinamiklere yönelik topyekun bir saldırı durumu söz konusu olduğunu ve bu saldırıları, işkenceleri belgeleyen, gerçekleri açığa çıkaran gazetecilerin hedef alındığını hatırlatan Gayıp, şöyle devam etti: “Bu nedenle de susturulmak isteniyoruz. Bugün 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü ancak biz çalışamıyoruz. Haberlerimizi yapamıyoruz, engelleniyoruz. Buda bunun bir parçası niteliğinde. Mehmet’in gazeteciliğine tanığız. Mehmet Gazetecidir. Gazeteciliğin hakkını vererek yürüyen arkadaşlarımızdan birisidir. Kendisiyle sahada polis saldırılarına karşı, tüm engellemelere karşı birlikte haberlerin takibini yaptığımız, direndiğimiz arkadaşlarımızdan birisidir. Suçlamaların hepsi asılsız. Haber için insanlarla görüşmek, insanlara soru sormak suç değildir. Örgüt üyeliği ile asla ilişkilendirilecek bir durum değildir. Mehmet serbest bırakılmalıdır çünkü yaptığı iş gazeteciliktir, gazetecilik suç değildir.” 

NAZLIER: 25 YILDIR BİRŞEY DEĞİŞMEDİ 

Evrensel Gazetesi Muhabiri Eylem Nazlıer, tutuklamaya tepki göstererek, şunları dile getirdi: “Dün gazetemiz muhabiri Metin Göktepe'nin polis tarafından katledilişinin 25’inci yılıydı. 25 yıl sonra aynı gün Mezopotamya Ajansı muhabiri Mehmet Aslan gazetecilik faaliyetlerinden dolayı tutuklandı. 25 yılda pek bir şey değişmedi. Gazetecilere yapılan baskılar devam ediyor. Yöntemler değişti ama yönelim değişmedi. Eskiden öldürüyorlardı şimdi de hiçbir dayanak olmadan tutukluyorlar. Onlarca gazeteciye yaptıkları haberlerden dolayı soruşturma açılmış durumda.  Onlarcası ise cezaevinde tutuklu. Mehmet de onlardan biri.” 

YAZMAYA DEVAM EDECEĞİZ

Kadın eylemi, işçi eylemi ve nerede hak ihlaliyle ilgili bir haber olsa, Mehmet'i orada görmenin mümkün olduğunu dile getiren Nazlıer, sözlerini şöyle tamamladı: “Biz Mehmet'in gazeteciliğine tanığız. Arkadaşımız bir an önce serbest bırakılsın. Bu tutuklamalarla gerçeğin sesini asla kısamazlar. Bedeli ne olursa olsun, gerçekleri halka duyurmaya devam edeceğiz. Durduğumuz yerdeyiz, derdimiz gerçekle, gerçeği saklamaya çalışanlarla. Onlar sesimizi kısmaya çalışadursun, biz yazmaya devam edeceğiz.” 

MA / İdris Sayılğan