Türkiye’nin Irak Federe Kürdistan Bölgesi’nin Garê alanına 9 Şubat gecesi başlattığı hava destekli askeri operasyon devam ederken, operasyonun ikinci gününde HPG’den yapılan yazılı açıklamada, “havadan yapılan bombardımanlarda savaş esirlerinin tutulduğu bir kampın vurulduğu” bilgisi paylaşıldı. Bu konudaki bilgilerin daha sonra paylaşılacağı kaydedilen bu açıklama, MİT mensubu, polis ve asker olan yakınları PKK tarafından daha önce alıkonulan aileleri  korkuttu.

Alıkonulan askerlerden Semih Özbey’in babası Gürsel Özbey ile Ümit Gıcır’ın babası Musa Gıcır, çocuklarının can güvenliğinden endişe duyduklarını dile getirdi.

ÖZBEY: ORADA CANLARIMIZ VAR

Oğlu Semih Özbey’in 18 Eylül 2015’ten beri alıkonulduğunu belirten Gürsel Özbey, “Bizim çocuklarımızın o bölgede olması, oraya yapılabilecek en ufak bir şeyde biz tabi ki etkileneceğiz. Biz tabi ki üzüleceğiz. Orada bizim canlarımız var” dedi.

 ‘OPERASYONLARA ELBETTE KARŞIYIM’

Devletin çocuklarının geri gelmesi için elinden geleni yapmak zorunda olduğunu söyleyen Özbey, “Çünkü çocuklarımız kendiliğinden gitmediler, zorla götürüldüler. Anayasa diyor ki; vatandaşın can güvenliğini, mal güvenliğini devlet karşılamak, yapmak zorunda. Devlet bunları yapamamıştır ve almış götürmüşler çocukları. Bu çocuklar masum çocuklar, bunlardan ne istiyorlar. Ben bu operasyonlara elbette karşıyım. Çocuğuma, kimden zarar gelirse gelsin onun yakasına yapışırım” ifadelerini kullandı. 

‘BİRİ BİZE İZAH ETMELİ’

PKK’ye de seslenen Özbey, şunları söyledi: “Devletle bir hesapları varsa çocuklarımızı bırakır, devletle hesaplaşırlar. Bizim 6 yıldır hayatımız bitmiş, yaşamayı unutmuşuz. Bir aile düşünün çocukları ortada yok. Şimdi bu çocukların can güvenliği var mı, sağlar mı ne haldeler? Onu bile bilmiyoruz. Birileri bunu bize izah etmeli. En son 4 yıl önce görüntüleri yayınlandı. Ama 4 yıldan beri çocuğumuzun ne sesini duyduk ne görüntüsünü gördük.” 

‘OPERASYON DURDURULSUN’

Bir an önce oğluna kavuşmak istediğini ifade eden Özbey, “Bir an önce bıraksınlar, ailelerine kavuştursunlar. Çocuklarımızın hayatta olup, olmadığını bilmek en doğal hakkımız değil mi? Cenevre Sözleşmesi’ne göre; örgüt bunların can güvenliğini sağlamak zorunda, ailelerine sağ salim vermek zorunda. Ben bunu istiyorum. Tabi devletin de eğer çocuklarımızın olduğu yerlerde operasyon yapılıyorsa, bir an önce durdurulmasını istiyorum. Bir baba ve aile olarak” çağrısında bulundu.

GICIR: ELİMİZ KOLUMUZ BAĞLI

Operasyondan tedirgin olduklarını belirten Musa Gıcır da, “Elimizden bir şey gelmiyor.  Kime derdimizi anlatırız, kime söyleriz, elimiz kolumuz bağlı. Oğlum 53 aydır örgütün elinde. Neden bırakılmıyor bilmiyoruz. Bir an önce evlatlarımıza kavuşmak istiyoruz. Bizim uykumuz kalmadı. Ne uyuyabiliyoruz ne kalkabiliyoruz. Herkes bir şekilde bir işte çalışıyor. Benim oğlum da asker olarak çalışıyordu, evine ekmek getiriyordu. Emekçi biri. Alıp götürdüler, örgüte seslenmek istiyorum, bir şekilde bu aileleri sevindirsinler” diye belirtti.

‘DEVLET ASKERİNİN OLDUĞU YERİ BOMBALAR MI?’

Oğlu Ümit Gıcır’dan en son 2019’da kendilerine mektup geldiğini, onun dışında bir haber alamadıklarını paylaşan Gıcır, “Hiçbir görüntüleri de yok. Tedirginlikle bekliyoruz. Başka da bir şey yapamıyoruz. Yazıktır, günahtır ailelerine çile çektirmesinler. Devlet askerinin ya da polisinin olduğu yeri bombalar mı? Bombalamaz bana göre, ama bilemiyorum” diye konuştu

Mezopotamya Ajansı/ Zemo Ağgöz