Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA), International Press Institute, Avrupa Birliği Başkanlığı ile Urfa Barosu tarafından Sivil Toplum Destek Programı kapsamında bir panel düzenlendi. Urfa Baro Konferans Salonu'nda düzenlenen "AİHM'e bireysel başvuru usulünde önemli noktalar ve güncel sorunlar" başlıklı panelin konuşmacıları ise Strasbourg Barosu avukatlarından Umit Kılınç, Oleksandr Ovchynnykov ile Paris Barosu’ndan Av. Vincent Berger oldu. 

Panel Urfa Baro Başkanı Abdullah Öncel’in açılış konulması ile başladı. Konuşmasında siyasi iktidarın yargıyı kontrol altına alması üzerinde duran Baro Başkanı Öncel, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) Selahattin Demirtaş ve Osman Kavala için verdiği tahliye kararlarının yerine getirilmemesi örneklerini verdi. Öncel, AİHM'in Selahattin Demirtaş kararına dair Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sarf ettiği ‘Biz bu kişiyi nasıl bırakırız’ sözünün yargıya müdahalenin açık bir göstergesi olduğunu kaydetti.

Siyasal iktidarın siyasal cezalandırma ile hukuk sistemini yanılttığını ifade eden Öncel, "Düşman hukuku uygulandığını görüyoruz. Türkiye'de hukukun kalmadığını düşünüyoruz hukukçu olarak. AİHM'in gerek Osman Kavala gerekse de Selahattin Demirtaş kararlarından korkunç olan her ikisinin de derhal tahliyesine karar verilmesine rağmen serbest bırakılmaması. Türkiye’de hukuk bitti, Anayasa ve AİHM kararlarını uygulanıp uygulanmayacağına dair inancımız kalmadı" diye konuştu.

Açılış konuşmasının ardından geçilen panelde aynı zamanda Starburg Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olan AİHM Yazı İşleri Müdürlüğü eski hukukçusu ve Strasburg Barosu avukatlarından Dr. Ümit Kılınç’ın sunum yaptı.

BAŞVURULARIN YÜZDE 18’İ REDDEDİLİYOR

"AİHM önündeki usul sorunları ve insan haklarının yargısal korunması sistemine ilişnin güncel tartışmalar" başlıklı sunumunda Kılınç, Türkiye'den AİHM’e yapılan başvurulara dair bilgiler verdi. AİHM’e yapılan başvuruların yüzde 18'nin ret edildiğini belirten Kılınç, ret başvurularının yüzde 60'lık kısmının usul hatalarından kaynaklı olduğunu dile getirdi.

‘ÜLKELERİN İÇ HUKUKLARINI GÜÇLENDİRMESİ GEREKİYOR’

AİHM’e Avrupa ülkelerinin dışında doğu ülkelerinden başvuruların kabul edilmesiyle yükün ağırlaştığını, bu durumun işleyişi aksattığını söyleyen Kılınç, ülkelerin kendi iç hukukunu güçlendirmesi gerektiğini vurguladı. Kılınç, "Ülkelerin kendi iç hukukunu güçlendirmemeleri AİHM başvurularının çok daha fazla olmasını kaçınılmaz kılıyor. Türkiye'de de 15 Temmuz darbe girişiminden sonra AİHM başvuruları çok daha yoğunluk kazandı. Bu da aslında iç hukuktaki durumu gözler önüne seriyor” dedi.

'DEMIRTAŞ'IN TAHLİYE EDILMESĞİ GEREKİYORDU'

Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi İcra Dairesi Bölümü eski çalışanı ve Strasbourg Barosu avukatı Oleksandr Ovchynnykov ise, "AİHM kararlarının icrası ve Türkiye'ye karşı verilen kararların uygulanmasındaki sorunlar" başlıklı bir sunum yaptı. 

Ovchynnykov, AİHM'in Selahattin Demirtaş kararını ilişkin "Devlet hakkındaki karar kesinleşmeden onu bırakmak zorunda mı? elbette değil ama bu karardan sonra sayın Demirtaş'ın tahliye edilmemesinin önünde hiçbir engel yoktu" diye belirtti. Ovchynnykov, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Türkiye’de 700 icra edilmemiş karar bekleniyor. Bunlardan 150’si referans kararlar dediğimiz kararlar. Aynı zamanda 150 başlık demek. Bakanlar Kurulu bu durum için Türkiye'den ‘Bu kararların uygulanmasında neler yapacaksınız? cevabını bekliyor. Bu kararlar halk dışında gelişen bir durum ve Türkiye’den aldıkları önlemleri soracak. Türkiye'de bu kararların uygulanıp uygulanmaması noktasında bilgilendirmelidir. Birçok ülkede bu kararların icrası noktasında sorunlar yaşanıyor. Teorik olarak bu kararların icra edilmemesi ile ilgili devletlerin ihracı söz konusudur. Türkiye için sorun gruplarının başında güvenlik güçlerinin şiddet kullanması ile ilgili davalar. işkence, yaşam hakkı ihlalleri aile içi şiddet davaları geliyor. Burada Türkiye'nin çok fazla davası var ve bunun icrası noktasında eksik kalınıyor." 

'TÜRKIYE DAVA AÇISNDAN ŞAMPIYONDU'

AİHM eski Hukuk Danışmanı ve Daire İşleri Müdürlüğü eski müdürü Vincent Berger ise, “Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi sisteminde avukatın rolü” başlıklı sunumunda AİHM'de 35 yıl çalıştığını, çalıştığı dönmede Türkiye ile ilgi çok sayıda dosyanın geldi anlattı.

Berger, "Türkiye o dönem dava sayısı baskınında şampiyondu. Türkiye sayesinde çok sayıda sorun Strazburg Mahkemesi’ne geldi. Türkiye sayesinde Fransa, bir kişinin polis, jandarma tarafından gözaltına alınmasından ifade aşamasına kadar avukat tayin edilmesini zaruri kıldı" diye konuştu. 

Panel, soru-cevap bölümü ile son buldu.