Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu’nda, “2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi”nin görüşmeleri devam ediyor. Komisyonda bugün Adalet Bakanlığı’nın 2021 yılı bütçesi görüşüldü. AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın damadı Berat Albayrak’ın istifası sonrası, Hazine ve Maliye Bakanı Başkanlığı’na, Plan ve Bütçe Komisyon Başkanı Lütfü Elvan getirildi. Komisyon başkanlık koltuğunun boşalması nedeniyle, Adalet Bakanlığı bütçe görüşmeleri geç başladı. Lütfü Elvan’dan boşalan koltuğa Kalkınma eski Bakanı ve AKP Bingöl Milletvekili Cevdet Yılmaz seçildi.

Komisyonda Adalet Bakanı Abdülhamit Gül sunum yaptı. Gül sunumunda, hak ve özgürlüklerin geliştirilmesinin temel hedefleri olduğunu söyledi. Yargı alanındaki gelişmelere dair pembe tablo çizen Gül, kapsamlı bir ceza adaleti reformu üzerinde çalıştıklarını söyledi. Gül, “Şimdiye kadar yaptığımız değişikliklerin değerlendirilmesi ve ilave değişikliklerin belirlenip yüce Meclisimizin takdirine sunulması için bir Bilim Kurulu oluşturduk. Bilim Kurulu 2 alt çalışma grubu hâlinde faaliyet gösteriyor. Birinci heyet Tür k Ceza Kanunu ve İnfaz Kanunu, ikinci heyet Ceza Muhakemesi Kanunu üzerinde çalışmalar yapmaktadır” dedi.

DENETİMLİ SERBESTLİKTE DİJİTAL TAKİP

Masumiyet karinesi, lekelenmeme hakkını koruduklarını belirten Gül, iktidarları döneminde politikalarının “işkenceye ve kötü muameleye sıfır tolerans” olduğunu ileri sürdü. Gül, 2002 yılında cezaevinde yüzde 42 tutuklu oranının 2020 Ekim itibariyle yüzde 16, 98 olduğunu iddia etti. Gül E-duruşma uygulamasını Kasım ayı itibariyle 30 büyükşehirde uygulamaları başlatacaklarını ifade etti. Denetimle serbestlikle ilgili yeni bir pilot uygulama üzerinde çalıştıklarını belirten Gül, “Vatandaş dijital olarak takip edilecek; işinin ortasında gidip imza atma yükümünü ortadan kaldırmayı hedefliyoruz. Telefonla dijital olarak, mobil uygulamayla bulunduğu yeri tespit edeceğiz. İmza atma, işine gitme; diğer hususlarda zorlukları ortadan kaldırmayı hedefliyoruz yakın zamanda” diye belirtti.

PANDEMİYE DEĞİNMEDİ

Bakan Abdülhamit Gül’ün sunumunda cezaevlerinde koronavirüs vakaları ile ilgili herhangi bir açıklama yapmaması dikkat çekti.

‘İKİLİ BİR ADALET İLE KARŞI KARŞIYAYIZ’

Bakanın sunumu sonrası söz alan HDP Ağrı Milletvekili Abdullah Koç, Türkiye’de adaletle ilgili ciddi kaos ile karşı karşıya olunduğunu belirterek, “İkili bir adalet anlayışının uygulamasıyla maalesef karşı karşıyayız. Bir yandan çok acımasız, keskin bir adalet anlayışı, bir yandansa maalesef kamu görevlerine gelince belli bir kesime, özellikle Kürtlere, muhaliflere yönelik bir adaletsizlik olduğu dönemde ise unutan, âdeta keskinliğini yitiren ve yanlı bir adalet anlayışıyla biz karşı karşıyayız. Halkların Demokratik Partisi olarak günbegün çeşitli operasyonlarla karşı karşıya kalıyoruz. Gizli tanık ve gizli yargılama sistemi getirildi bu süreçte. Yine değerli arkadaşlar, bu gizli tanık ve gizli yargılama süreci neredeyse infaz sistemine dönüştürüldü. Bazı yargılamalara gelince, bir kesime gelince -özellikle Kürtlere, HDP’ye, muhaliflere gelince- bu gizli yargılama sistemi, gizli tanık sistemi devreye giriyor ve gerçek anlamda adil yargılamayı ortadan kaldırıyor. 2011 tarihinde Roboski katliamı, Ankara Gar katliamı, Suruç katliamı adalet bekliyor maalesef adalet buraya uğramıyor” diye konuştu.

ÖCALAN ÜZERİNDEKİ TECRİT

Koç, PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecride değinerek, “2015 tarihinden bu yana 15 bin 390 partilimiz gözaltına alındı, 3 bin 664 kişi tutuklandı yine biz bu uygulamalarda da adaleti göremiyoruz. Sayın Öcalan’a ilişkin tecrit devam ediyor ve mevcut tecrit ayyuka çıkmış durumda yine ailesiyle görüştürülmüyor, avukatlarıyla görüştürülmüyor yine burada da adalet yok değerli arkadaşlar. Peki, bu adaleti üst norm olarak uygulayacak olan Anayasa Mahkemesinin ve Anayasa Mahkemesinin aldığı kararlarda adalet var mı? Maalesef” dedi.

‘KATLİAM YUVALARINA DÖNÜŞTÜ’

HDP İstanbul Milletvekili Züleyha Gülüm ise yeni cezaevlerinin “müjde” olarak verilmesine tepki göstererek, “Cezaevleri adeta bir katliam yuvalarına döndü farkında mısınız? Cezaevlerinde son süreçte 15 mahpus, sadece üç ayda 15 kişi hayatını yitirdi. Hasta mahpusları cezaevlerinde öldürüyorsunuz farkında mısınız? Hasta mahpusların cezaevlerinde ölümlerine dek bekleniyor ancak son günlerinde tahliye ediliyorlar ya da cezaevlerinden cesetleri çıkıyor” dedi.

EREL: GENİŞ BİR KESİM YARGI ÜZERİNDEN CEZALANDIRILIYOR

İyi Parti Aksaray Milletvekili Ayhan Erel, iktidarın yargıya müdahale ettiğini belirterek, “Bugün ülkemizde yargı bağımsız bir erk olarak kendi inisiyatifiyle değil, devlet iktidarına bağımlı, uyumlu bir unsur olarak tutum içerisine girmiştir. Son 20 yıl içerisinde de yaşanan siyasi yargılamalara bakıldığında, toplumun ve siyasetin geniş bir yelpazesinin yargı üzerinden cezalandırılmaya ve tasfiye edilmeye çalışıldığı görülecektir” ifadelerini kullandı.

BEKAROĞLU: MÜGE ANLI’YA KALDI

CHP İstanbul Milletvekili Mehmet Bekaroğlu, polis devleti uygulamaları ve keyfiliğin devam ettiğini vurgulayarak, “İnsanların artık yargıya olan güveni kalktı. Müge Anlı’ya kaldı televizyon ekranlarında insanların hakkını teslim etme işi. Ya, mafya affedilirken öbür taraftan düşüncesini açıkladığından dolayı mahkemeye çağrılsa hemen gidebilecek insanlar sabaha karşı çoluk çocuğuyla evinde rezil ediliyor. Bunlar eski Türkiye’nin uygulamalarıdır. Yeni bir Türkiye’de, demokratik Türkiye’de bunlar olmaz, bunların olmaması gerekiyor. Cezasızlık sizin döneminizde de devam ediyor” diye belirtti.

ROBOSKİ, BERFO ANA, HELİKOPTERDEN ATMA…

Bekaroğlu, şöyle devam etti: “ Çocuğunu arayan anadan söz ediyorum, 12 Eylülde çocuğu kaybedilen anadan söz ediyorum. Şimdi ben soruyorum Berfo ana adına: Berfo ananın çocuğu nerede? Sayın Adalet Bakanı, söz vermiştiniz, nerede Berfo ananın çocuğu? Roboski’yle ilgili ne oldu? Daha önce yapılan dünya kadar faili meçhul mevcut bu ülkede. 26 Mart 1994’te bir hadise var, Türk Silahlı Kuvvetleriyle ilgili; Şırnak’ın Kuşkonar ve Koçağılı köyleri üzerine bomba yağdı, dünya kadar insan öldü, Roboski’de  insanlar öldü. Bunlarla ilgili ne var? Bunlara yenileri ekleniyor arkadaşlar. 2020’den söz ediyoruz, helikopterden insanlar… Bunlar 1990’lı yılların, eski Türkiye'nin işleriydi; eski Türkiye'nin işleri devam ediyor.”

‘ERDOĞAN BAŞSAVCIDIR’

CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ise, “Sayın Erdoğan sadece Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı değil, Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı değil; aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti’nin başsavcısıdır. Onun mahkûm ettiği bir insanın beraat etmesi ve özgürlüğüne kavuşması mümkün değildir” dedi.

Mezopotamya Ajansı / Diren Yurtsever