Halkların Demokratik Partisi (HDP) Diyarbakır Milletvekili Semra Güzel, Diyarbakır’da 2020 yılının ilk 7 ayında kadına yönelik şiddet ve cinayetlere ilişkin hazırladığı raporu paylaştı. Partisinin il binasında toplantı yapan Güzel, raporunda kadına karşı erkek şiddetinin ve kadın mücadelesine yönelik saldırıların artarak devam ettiğine dikkat çekerek, Türkiye’de 2020’nin ilk 7 ayında 155 kadının erkekler tarafından katledildiğini, 85 kadının ise şüpheli bir şekilde yaşamını yitirdiğini açıkladı. 

İNFAZ YASASININ KADIN CİNAYETLERİNE ETKİSİ!

Salgın nedeniyle evlerde geçirilen karantina dönemlerinde erkek şiddetine yönelik hiçbir önlem alınmadığını ifade eden Güzel, öte taraftan kadınları koruyan ve kadın kazanımı olan birçok uygulamanın da merkezi ve yerel idarelerin saldırılarına maruz kaldığını dile getirdi. Ayırımcı İnfaz Yasası’nın kabul edilmesiyle 15 Nisan’dan beri tahliye olan faillerin döndükleri evlerde şiddet uygulamaya, kadın ve çocukları katletmeye devam ettiğine işaret eden Güzel, “Şiddet mağduru kadınlara tahliye olan kişilerin tahliyesine dair bilgi verilmedi ve bu kişilerin bazıları cezaevinden çıkar çıkmaz kadınların kapısına dayandı. Bakanlık bu konuda serbest kalanların takibini yapmadığı ve bunu kamuoyu ile paylaşmadığı için kaç kadının bu şiddete maruz kaldığı ve şu an kaç kadınının hayati riskleri olduğu bilinmemektedir” diye tepki gösterdi. 

Raporunda, Diyarbakır’da geçen yıllara göre kadın cinayetlerinde artış görüldüğünü kaydeden Güzel, İnfaz Yasası’yla serbest bırakılan erkeklerin kentte 2 kadını katlettiğinin altını çizdi.

‘YAŞAM ALANI TANINMIYOR’

Raporda, kayyım politikalarının kadınlara yaşam alanı tanımadığının altını çizen Güzel, 2020’nin ilk 7 ayında Diyarbakır’da kayyım atanan 4 belediye kadın eşbaşkanının görevlerinden uzaklaştırıldığını ifade etti. Kadın odaklı uygulamaya konulan bütün yerel yönetim politikalarının kayyımlar eliyle yok edildiğini belirten Güzel, “Kadın kurumlarına dahi erkek müdürler atayan kayyumların sonraki süreçte de kadınlara yönelik herhangi bir politika geliştirmediği, kadınların kendilerini ifade edecekleri herhangi bir alan açmadıkları, güçlendirici politikaların uygulanmadığı bir süreçten geçmekteyiz. Bütün bu politikalar kadınları evlere hapsetmeye ve şiddetle yüz yüze bırakmaya devam etmektedir” diye konuştu. 

‘MÜCADELEYE  KET VURULMAK İSTENİYOR’

Kadına karşı şiddete etkili önlemlerin uygulanmadığı bir dönemde Diyarbakır’da kadın çalışmaları yürüten kurum ve aktivistlerin gözaltına alınarak tutuklandığını anımsatan Güzel, kadın mücadelesine ket vurulmak istendiğini vurguladı. İktidarın sistematik olarak kadınları hedef alması kadınların sokağa çıkma, protesto gibi demokratik haklarını kullanmasına dahi müsaade edilmediğine işaret eden Güzel, “Erkek şiddetine karşı mücadele veren başta Tevgera Jinen Azad (TJA) olmak üzere şehirde yaşayan birçok kadın aktiviste düzenli olarak şafak operasyonları yapılmakta, kadın aktivistler tutuklanmaktadır” diye ekledi.  Raporunda, Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Diyarbakır Temsilciliği verilerini paylaşan Güzel, TİHV’e 2020 yılı içerisinde toplamda 21 kadının gözaltında karşılaştığı muamelelere dair başvuruda bulunduğu ve kadınlardan 5’inin işkence gördüğünü beyan ettiğini kaydetti. 

7 KADIN CİNAYETİ

Raporunda, Diyarbakır’da 2020’nin ilk 7 ayında 7 kadının erkek şiddetiyle katledildiğini, 9 kadının ise  şüpheli bir şekilde yaşamını yitirdiğini kaydeden Güzel, Ağustos ayında 2 kadının erkek şiddeti ile hastaneye kaldırıldığını, 21 yaşındaki bir kadının ise eşi tarafından intihar süsü verilerek katledilmek istendiğine dikkat çekti. 

KADINA ŞİDDETLE MÜCADELE ÖNERİLERİ 

Güzel, kadınlara karşı artan şiddetle mücadele yöntemlerine ilişkin raporunda şu önerilerde bulundu: “Kadın derneklerine ve kadın aktivistlere yönelik gözaltı, tutuklama ve her türlü baskı girişimlerine son verilmelidir. Eşbaşkanlık sisteminin kadınların yaşamın içerisinde eşit temsiliyetinin inşa edilmesi ve varlıklarının, emeklerinin, iradelerinin görünür kılınmasının temel politikalarından biri olduğu kabul edilmeli ve yasal olarak tanınmalıdır. Diyarbakır Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nun şartları iyileştirilmeli, insani şartların sağlanması gerekmeli ve hasta tutsaklar tutuksuz yargılanmalıdır. Tartışmaya açılan İstanbul Sözleşmesi ve 6284 No’lu Yasa amasız-fakatsız uygulanmalı, yaşamın her alanında toplumsal cinsiyet eşitliği için etkin politikalar uygulanmalıdır. Sığınak ve acil barınma ihtiyacının karşılanacağı mekanlar ve kapasiteleri arttırılmalı, gerekli durumlarda kamu binaları devreye sokulmalıdır.”