Türkiye’de giderek derinleşen ekonomik kriz, artan işsizlik ile birlikte yoksulluğu da büyütmüş durumda. Temel gıda maddelerine gelen yeni zamlar nedeniyle yurttaşların alım gücü gün geçtikçe azalıyor. Bir yılı aşkın süredir etkili olan pandemi süreci halkın yaşadığı bu zorlukları daha da katladı. DİSK’e bağlı Genel-İş Emek Araştırmasını Ocak ayında açıkladığı verilere göre; Türkiye’deki yoksul sayısı son iki yılda yüzde 8.4 arttı. Salgın döneminde çalışan yoksul sayısı 7.7 milyonu geçti. Her 10 kişiden 7’si borçlu, halk temel ihtiyaçlarını karşılayamaz halde. 

Araştırmalara göre Türkiye’de 4 kişilik bir ailenin sağlıklı beslenmesi için aylık yapması gereken harcama tutarı yani açlık sınırı 2 bin 681 TL, yoksulluk sınırı ise 9 bin 274 TL.

Yoksulluk koşullarında yaşam mücadelesi veren bu milyonlarca aileden biri Diyarbakır’da 4 çocuğu ile birlikte yaşayan Remziye Yel (59).

YILLARCA ŞİDDET GÖRDÜ

Kentin Bağlar ilçesi Mevlana Halit Mahallesinde yaşayan ailenin kaldıkları iki odalı yıkık dökük evin banyo ve tuvaleti daracık bir alanda iç içe. Henüz 25 yaşındayken amcasının oğlu ile evlendirilen Remziye Yel, yıllarca eşinden şiddet gördü, içerisinde bulundukları yoksulluk nedeniyle bir çocuğunu kaybetti. 

AYDA 600 TL KAZANÇ 

34 yıl sonra eşinden boşanan Yel, bugün apartmanların merdivenlerini silerek geçinme çabasında. Yaptığı bu işten eline ayda 600 lira geçen Yel, bu paranın 250’sini kiraya verdiğini, elektrik ve su faturalarını ödediğinde ise elinde geriye pek bir şey kalmadığını anlattı.

'GELİP BİZİ GÖRSÜN'

Yaşadıkları hayatı "rezillik" olarak tanımlayan Yel, milyonlarca insan açlık koşullarında yaşamını sürdürmeye çalışırken iktidar mensuplarının ülkede yoksulluk olmadığını öne sürmesine öfkeli. Ane Yel, o öfkesini ise "Bakan diyor ki memleketimizde yoksul yok, nasıl yok? Gelip şu perişan halimizi görsünler. İşsiz ve zor durumdayız”  diyerek dile  getiriyor.

İNSANLIK DEĞİL!

Her şey zam geldiği için kazandıkları para ile karınlarını doyuramamaktan yakınan anne Yel, şunları söyledi: “Evimiz dökülüyor, kışın ısınamıyoruz, banyo için komşulara gidiyoruz. Sıcakta yine sorun yok ama kışın çok kötü, yağmur yağınca evimiz su alıyor. Onlar lüks hayatlarında yaşarken, biz de hayvanların kalmayacağı yerde kalıyoruz. Bu insanlık değil. Çocuklarımın canı bir şey çekince alamıyorum ve üzülüyorum. Bu yaşadığımız insanlık değil. Fakiriz diye ölelim mi?” 

Remziye Yel’in 28 yaşındaki kızı Hasibe Yel de ülkedeki milyonlarca işsizden biri. Bugüne dek birçok yere iş başvurusunda bulunduğunu dile söyleyen Yel, fakat hiç dönüş bile olmadığını ifade etti.

İçerisinde bulundukları koşullara isyan eden Yel, "Bu adalet değil. Duş almak için arkadaşlarımın evine gidiyorum. Yaşadıklarımız perişanlık. Tanıdıklarına yardım ediyorlar, bize gelince yok. Güzel bir evde yaşamak istiyoruz, işimiz olsun istiyoruz" dedi.

MA/ Eylem Akdağ