Devletin baskıları sonucu 1980’li yıllarda Siirt'in Eruh ilçesinden Mersin'in Akdeniz ilçesine göç eden Özdemir ailesinin evi, sistematik olarak polis baskınına uğruyor. Son olarak 3 Kasım’da evleri basılan Hediye Özdemir (55), baskın, gözaltı ve tutuklamayla geçen 27 yılı Mezopotamya Ajansı'na anlattı.

100’DEN FAZLA SORUŞTURMA

Özdemir, sistematik polis baskınının eşi Abdülaziz Özdemir’in 27 önce siyasi faaliyetleri gerekçesiyle tutuklamasıyla başladığını söyledi. Özdemir, bugüne kadar yaşadıkları evlerin 200’den fazla kez polis tarafından basıldığını, eşi, çocukları ve kendisi hakkında 100’den fazla soruşturma açıldığını ifade etti.

Eşinin tutuklanmasının ardından devlet baskısının çocuklarına ve ailesine yöneldiğini dile getiren Özdemir, şöyle anlattı: “En büyük oğlum Mehmet Emin Özdemir, defalarca gözaltına alındı ve mahkûm edildi. Ardından yıllarca gizli, saklı yaşamak zorunda kaldı. Ondan sonra gelen Ahmet Özdemir, bir gösteri sırasında polislerce vuruldu. Bu olaya kaza denildi ve oğlum 7 yıl boyunca yatağa bağımlı kaldı. Bu durumda iken hakkındaki kesinleşmiş hapis cezası nedeniyle 1 yıl hapis yattı. Onun bir küçüğü Mahmut Özdemir de defalarca gözaltına alındı ve tutuklandı. Mahmut’un bir küçüğü olan oğlum İdris Özdemir de defalarca gözaltına alındı ve sonunda 10 yıl cezaevinde kaldı. Oğullarım Mahmut ve İdris hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası olduğu için mülteci olarak başka ülkeye sığınmak zorunda kaldı.” 

7 ÇOCUKTAN BİRİ KALDI

Mahmut Özdemir’in Avrupa’ya gittikten sonra polisin sürekli evlerine baskın yaparak, oğlunu sorduğunu belirten Özdemir, “Her seferinde evi basıp dağıtıyorlar. Küçük çocukların ödü kopuyor. En son bu hafta evimizi bastılar, yine oğlum Mahmut’u sordular. Hepimizin psikolojisi bozuldu. Bu yapılan baskınlar insanlık işi değildir. Bir kişi eğer suç işlerse, onu alır ve cezasını verirsiniz. Onun ailesine de ceza çektirmeye kimsenin hakkı yok. Çocuklarımızın aklı kalmadı bu baskılardan. Artık yeter. Bu zulüm ve baskı bitsin. Artık evimiz basılmasın” diye konuştu.

Polislerin evlerini basmak için sürekli bahane ürettiğini dile getiren anne Özdemir, “27 yıldır cezaevinde olan eşimin nerede olduğu sormak için bile evimizi bastılar. Her seferinde eve baskın düzenleyip birini almalarından bıktık. 7 çocuğum vardı, şimdi sadece biri kaldı” dedi.

TORUNU SALDIRIYA UĞRADI

Çocuklarından sonra saldırıların torunlarına yöneldiğini söyleyen Özdemir, 9 Kasım’da torunu Şiyar Özdemir’in Halkların Demokratik Partisine (HDP) gidip üye olduğunu ve aynı gün kimliği belirsiz kişilerin saldırısına maruz uğradığını ifade etti.

‘KİMLİĞİMİZE SAHİP ÇIKMALIYIZ’

Özdemir, sözlerini şöyle tamamladı: “‘Bizden habersiz adım atamaz, konuşamaz ve yaşayamazsınız’ demek istiyorlar. İnsanım diyen kişi kendini inkâr edemez. Bu dili ve kimliği biz seçmedik, Allah verdi. Biz Kürt’üz. Kimsenin ‘ne olursanız olun ama Kürt olmayın’ demeye hakkı yok. Kürt olduğumuz için bu zulmü ve baskıyı yaşayacağımız anlamına gelmiyor. Ne kadar baskı olursa olsun, kendimizi inkâr etmemeliyiz. Üzerimize ne kadar gelirlerse gelsinler, kimliğimize daha fazla sahip çıkacağız” ifadelerini kullandı.

MA / Ömer Akın