Boğaziçi Üniversitesi'ne Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından AKP'li Melih Bulu'nun atanmasına yönelik protestoların ardından gözaltına alınan 24 kişi adliyeye çıkarıldı. Avukat Ali Turgut, gözaltına alınanların iki gün süreyle hücrede tutulduklarını ve çıplak arama dayatmasıyla karşı karşıya kaldıklarını belirterek, "Bir kısmı çıplak aramaya direndiği için polisler paçalarından tutup pantolonlarını çıkarmaya çalıştı" dedi. Turgut, ev baskınları ile gözaltına alınanların evlerinin kapılarının ve duvarlarının kırıldığını, evdekilerin başlarına uzun namlulu silahların doğrultulduğunu söyledi.

AKP teşkilatlarında görev yapan, belediye ve milletvekilliği aday adaylığı bulunan Prof. Dr. Melih Bulu'nun Boğaziçi Üniversitesi rektörlüğüne yapılan atamayı ptosetso edenler aynı gece evlerine yapılan baskınlarla gözaltına alınmıştı. Gözaltı sabah saatlerinde devam etmişti. Emniyette iki gün kalan toplam 24 kişi bugün Çağlayan Adliyesi'ne gönderildi.Savcılık işlemleri biten öğrencilerden 22 kişi adli kontrol talebiyle mahkemeye sevk edilirken, Azad Aksoy ve Yıldız İdil Şen ise tutuklama talebiyle mahkemeye sevk edildi. LGBT+ üyesi olan Şen’in gözaltına cinsel işkenceye maruz kaldığı iddia ediliyordu.

Burada Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri adına ortak bir açıklama yaptı. Avukatları da basına bilgi verdi.

Avukat Ali Turgut, yaptığı açıklamada gözaltına alınanların iki gün boyunca Terörle Mücadale Şubesi'nde tutulduklarını belirterek "TEM Şube'de gözaltı hücrelerinde tutuldular. Pek çoğuna çıplak arama dayatıldı. Bir kısmı çıplak aramaya direndiği için polisler paçalarından tutup pantolonlarını çıkarmaya çalıştı" dedi. Turgut, ev baskınları ile gözaltına alınanların evlerinin kapılarının ve duvarlarının kırıldığını, evdekilerin başlarına uzun namlulu silahların doğrultulduğunu söyledi. Turgut şöyle konuştu:

"İNSANLARA İŞKENCE YAPILDI"

"24 öğrenci Çağlayan Adliyesi’ne getirildi. Süreçte pek çok hukuka aykırı uygulama gerçekleştirildi. İnsanlara işkenceler yapıldı. Öğrencilerin evleri kapıları kırılarak kapılar kırılmıyorsa duvarlar kırılarak içeriye girilerek yaka paça gözaltına alındılar. Ev ahalisinin başına uzun namlulu silahlar dayandı, insanlar beton zeminlere ters kelepçe ile yere yatırıldı. Biz bu işkencelerin hepsini raporlaştırıp sürecin devamında sunacağız. Evlerinde bulunamayanlar nedeniyle ev ahalisi tehdit edildi. Vatan Emniyet’te bu işi terörize etmek için insanları terörle mücadele şubesine götürdüler. TEM Şube'de gözaltı hücrelerinde tutuldular. TEM Şube’de özellikle LGBT’li bireylere çıplak arama dayatıldı. Pek çok öğrenciye çıplak arama dayatıldı. Bir kısmı çıplak aramaya direndiği için polisler paçalarından tutup pantolonlarını çıkarmaya çalıştı. İnsanların şeker ve su ihtiyacı karşılanmadı. Avukat görüşü engellendi. Burada 24 öğrenci var, devamı gelecek öyle tahmin ediyoruz. Kadıköy’den buraya dayanışmaya gelenler GBT yapılarak gözaltına alındı."

"ÜNİVERSİTELERİMİZİ CUMHURBAŞKANI'NA DA KAYYUM REKTÖRLERE DE SERMAYE DE TESLİM ETMEYİ KABUL ETMİYORUZ"

Basın açıklamasını okuyan Meltem Çuhadar, "Kayyum rektör istemiyoruz" taleplerini yenileyerek "Üniversitenin karar alma mekanizmalarının öznelerinin ve özerkliğini yok sayarak rektör atamak Boğaziçi Üniversitesi’ni Cumhurbaşkanının keyfiyetine teslim etmektir" dedi. Çuhadar, gözaltına alınanların derhal serbest bırakılmasını gerektiğini belirterek "İki gün boyunca bir yandan gözaltı terörü sürerken diğer yandan AKP’nin medya kanallarında fotoğraflarımız, videolarımız ve sosyal medya paylaşımlarımız yayınlanarak hedef gösterildik. Gözaltında tutulan arkadaşlarımız çıplak arama işkencesi ile cinsel kimlikleri hedef alınarak tecavüz ve ölüm tehdidi ile karşı karşıya kaldı" şeklinde konuştu.

"MELİH BULU, ÜNİVERSİTE KAPISINA VURULAN KELEPÇEYİ SAVUNARAK KİM OLDUĞUNU GÖSTERMİŞTİR"

Rektör olarak atanan Prof. Dr. Melih Bulu için "İstediğiniz gibi bir nesil yaratmak için görevlendirilmiş bir kukladan daha fazlası olmadığını biliyoruz" diyerek şu ifadeleri kullandı:

"Bugün 4 Ocak’ta Boğaziçi Üniversitesi’nde katıldıkları eylem gerekçe gösterilerek gözaltına alınan arkadaşlarımız için buradayız. 2 Ocak günü Melih Bulu’nun Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile Boğaziçi Üniversitesi’ne rektör olarak atandığını öğrendik. 2 Ocak’tan bu yana başta Boğaziçi Üniversitesi’nden arkadaşlarımız olmak üzere her birimiz aynı sloganla sokaklardayız: Kayyum rektör istemiyoruz. Çünkü üniversitenin karar alma mekanizmalarının öznelerinin ve özerkliğini yok sayarak rektör atamak Boğaziçi Üniversitesi’ni Cumhurbaşkanının keyfiyetine teslim etmektir.

Bu birlikteliğin bize verdiği güçle iktidarını kaybetme korkusundan koltuklarında tir tir titreyenlere sesleniyoruz; Gözaltılarınızla, baskılarınızla, tutuklamalarınızla gençliği ayrıştıramaz, korkutamaz, yıldıramazsınız. Biz sizi üniversite içine soktuğunuz polislerden, öğrencilere saldırılarınızdan, yasaklarınızdan tanıyoruz. Melih Bulu’nun istediğiniz gibi bir nesil yaratmak için görevlendirilmiş bir kukladan daha fazlası olmadığını biliyoruz. ‘Rektör istifa’ sloganlarından duyduğu korkuyla polislerin arkasına saklanan, kameralar karşısında ise türlü şirinlikler sergileyen Melih Bulu, üniversite kapısına vurulan kelepçeyi savunarak ve öğrencilere yönelik saldırıları meşru ilan ederek kim olduğunu göstermiştir.

İktidar, Boğaziçi Üniversitesi’ne atanan kayyum rektör karşısında üniversiteyi savunan gençlerin evine düzenlediği baskınla kim olduğunu bir kez daha ortaya koymuştur. Ancak, tekrar ediyoruz; Korkmuyoruz, yasaklarınızla sindiremediğiniz gençlik gözaltılar ile yılmayacak. Arkadaşlarımız özgürleşecek, kayyum rektör üniversiteden gidecek."