İstanbul Şişli'de yaşayan 15 yaşındaki Çağla Tuğaltay, 5 Haziran 2000'de okul dönüşünde evinde kesici aletle katledilmişti. Polisin incelemesinde kapıda zorlama, evde dağılma ve hırsızlık olmadığı, failin suç aleti olan bıçağı mutfakta yıkadığı belirlenmişti. Olayın üzerinden iki ay geçmesinin ardından Nişantaşı’nda postacı kılığına giren bir erkek bir kadının evine giderek tecavüz etmeye kalkışmıştı. Yakalanan Tufan G., Çağla dosyasıyla ilgili de sorgulanmış ancak DNA uyuşmadığı için serbest bırakılmıştı.

7 YIL SONRA SİGARA İZMARİTİNDEKİ DNA ÖRNEĞİ ALINDI

Çağla’nın katledilişinin üzerinden 7 yıl geçtikten sonra İl Emniyet Müdürü, Asayiş Şube Müdürü ve cinayet ekipleri tamamen değişti. Yeniden özel ekip kuruldu. Dosyalar incelendi. İncelemede, evde bulunan sigara izmaritlerinin DNA'sının alınmadığı fark edildi. Aslında Çağla'nın anne ve babası sigara izmaritinin kendilerine ait olduğunu ifade etseler de 7 yıl sonra anne ve babadan kan örneği alındı. Ayrıca apartmanda bulunan 2 kişiden daha kan örnekleri alındı. Yapılan incelemede, sigara izmaritindeki DNA ailenin DNA'sı ile uydu. Diğer 2 komşunun da DNA'ları herhangi bir bulguyla eşleşmedi.

TIRNAKTAN ÇIKAN DNA ANALİZİ 14 YIL SONRA YAPILDI

Her yeni gelen ekip dosyayı baştan aşağı incelemeye devam etti. 2014 yılında faili meçhul dosyaları ile ilgili özel ekipler kuruldu. Ekipler yeniden değişmişti. Çağla Tuğaltay dosyası yeniden incelemeye alındı. Çağla için kurulan ekip, inceledikleri dosyada otopsinin ardından Çağla'nın tırnakları arasında çıkan donenin DNA analizinin yapılmadığını fark etti. Bunun üzerine tırnak arasında çıkan donenin incelemesinde bir erkeğe ait DNA çıktı. Daha önce aileden ve komşulardan alınan kan örnekleri ile karşılaştırıldı. Ancak bu erkek DNA'sı yabancı birine aitti. DNA üzerinde çalışmaya başlayan polis henüz bir sonuca ulaşmış değil.

'DOSYAMIZ ZAMAN AŞIMI NEDENİYLE KAPATILMAMALI'

Çağla’nın faili ya da failleri bulunmazken dosyası 5 Haziran’da zaman aşımı nedeniyle kapatılacak. Çağla’nın abisi İlken Tuğaltay, zaman aşımına uğramaması için 30 Mayıs tarihide bir imza kampanyası başlattı. İmza kampanyasının metni şöyle: “05.06.2000 tarihinde evimizde, kimliği 20 senedir tespit edilemeyen kişi veya kişiler tarafından kardeşim Çağla Tuğaltay öldürülmüştür. Dava dosyamızın zamanaşımına uğrayıp rafa kalkmasına sadece 6 gün kaldı. İmza kampanyasıyla bir nebze bizlere destek olup sesimizin duyulmasına yardımcı olmanızı rica ederim. Faili meçhul cinayet dosyamız zaman aşımı nedeniyle kapatılmamalı, hepinizden desteklerinizi bekliyorum.”

'HER SEFERİNDE BİR ŞEKİLDE ÜSTÜ ÖRTÜLDÜ'

20 yıl içerisinde 7-8 savcının değiştiğini bir o kadar da dosyaya bakan polis ekiplerinde değişiklik olduğunu vurgulayan İlker Tuğaltay, bu nedenle irtibat halinde oldukları kişilerle sürekli bir kopukluk yaşadıklarını belirtti. Her seferinde yeni gelenlerin kendileriyle irtibata geçtiğini dile getiren Tuğaltay, “Biz kendi başımıza onlardan habersiz herhangi bir şey yapmadık. Bu süreç içerisinde birçok televizyon programına başvurduk. Bazıları bize ulaştı. Kimi zaman ben kimi zaman annem programlara katılarak sesimizi duyurmaya çalıştık. Biz sürekli gündeme getirdik. Ama her seferinde bir şekilde üstü örtüldü. Bir sonuca ulaşamadık” dedi.

'SESİMİZİ DUYURMA ÇABASI İÇİNDEYİZ'

Başlattığı imza kampanyasına değinen Tuğaltay, şöyle devam etti: “Şuanda ‘belki sesimizi duyurabiliriz’ çabası içindeyiz. Ama tabi bu ülkede sade vatandaş olduğunuz zaman, eliniz kolunuz başka yerlere uzamadığınız zaman, her zaman sesinizi kendiniz duyurursunuz. Başkalarına duyurmak, bize yardım edecek ülkeyi yönetenlere duyurmak bizim açımızdan çok zor oluyor. 20 sene içinde bunun acısını çok çektik. Sesimizi duyuramadık. Tabi 20 sene önceki teknoloji ile şimdiki teknoloji bir değil. 20 yıl önce her halde bu yeterince araştırılmadı, incelenmedi. İncelenmeyince bizim dosyamız sürekli açıkta, bizim seslerimiz askıda kalmaya devam etti.”

'DOSYANIN SÜRESİ UZATILSIN'

Son 2 güne girildiğini söyleyen Tuğaltay, artık ne yapacaklarını bilemediklerini belirtti. Dosyanın süresinin uzatılmasını istediklerini anlatan Tuğaltay, “Bu süre zarfında emniyetin olayı açığa çıkarmasını istiyoruz. En azında 2 gün içinde sesimizi duyurup, dosyanın zaman aşımında kapanmaması için çaba içindeyiz” diye konuştu. 

'AİLENİN YANINDAYIZ'

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu (KCDP) Temsilcisi Melek Önder ise, “Ertesi gün bile katil ortaya çıksa artık hiçbir şey yapılmayacak” diyerek durumun ciddiyetine dikkat çekti. “Gencecik bir arkadaşımız öldürüldü. Kim verecek bunun hesabını” diye soran Önder, şöyle konuştu: “15 yaşındaydı Çağla. Aradan 20 sene geçti. Çağla için adalet mücadelesi devam ediyor ve bu mücadelede ailesinin yanındayız. Dosyanın zamanaşımına uğramasına günler kaldı. Yalnızca tekil bir olay değil bu ne yazık ki. Her gün kadınlar öldürülürken hiçbir önlem alınmıyor. İstanbul Sözleşmesi, 6284 uygulanmıyor. Çağla’nın dosyasının doğru düzgün ele alınmaması da bunun başka bir görünümü. Çağla gibi başka kardeşlerimizin öldürülmesinin önüne geçecek olan İstanbul Sözleşmesi’dir. İstanbul Sözleşmesi’ne göre devletin önleme, koruma, kovuşturma ve politika geliştirme yükümlülüğü var. Bunlar harfi harfine uygulanmak zorunda. Başka faili meçhul cinayetlerin önüne geçecek olan, kadınları yaşatacak ve öldürülen kadın kardeşlerimiz için adaleti sağlayacak olan budur.” 

Çağla’nın abisi İlker’in başlattığı imza kampanyasına ise şu linkten ulaşılabilir: http://chng.it/WbKcbDd28J

Jinnews Haber Ajansı