Ankara Garı önünde 10 Ekim 2015’te DAİŞ tarafından gerçekleştirilen katliama ilişkin firari sanıklar ve insanlığa karşı suçtan yargılanan sanık Erman Ekici yönünden devam eden davanın 9’uncu duruşması Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.

Katliamda yaşamını yitirenlerin aileleri ve 10 Ekim Katliamı Davası Avukat Komisyonu’ndan çok sayıda avukatın katıldığı duruşmayı Halkların Demokratik Partisi (HDP), Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) milletvekilleri, Bağımsız Milletvekili Ahmet Şık, Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Erkan Baş, Emek Partisi (EMEP) Genel Başkanı Ercüment Akdeniz ile farklı sivil toplum örgütlerinden çok sayıda kişi takip etti.

Bir önceki duruşmada değişen mahkeme heyeti, salona yaklaşık bir saat geç geldi. Kimlik tespiti ile başlayan duruşmaya sanık Erman Ekici, tutuklu bulunduğu cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) üzerinden bağlandı.

Dosyaya eklenen belgeleri açıklayan mahkeme başkanı, sanık Erman Ekici’nin dijital materyallerine ilişkin bilirkişi raporunun getirtilmesi için Gaziantep Ağır Ceza Mahkemesi’ne yazılan müzekkereye henüz cevap verilmediğini belirtti. Ardından sanıklardan Muhammet Zana Alkan’ın eşi Büşra Şahin tanık olarak dinlendi.

4 ÇOCUKLA TÜRKİYE’YE KAÇMIŞ

Mahkeme başkanının yönelttiği sorularına yanıt veren Şahin, sanıklardan sadece eşi olan Alkan'ı tanıdığını söyledi. 2014'te Mustafa Deniz Şahin ile görücü usulüyle evlendirildiğini ve 3 ay sonra zorla Suriye'ye götürüldüğünü anlatan Şahin, “Tabka'da 3 yıl yaşadım, Şahin ölünce eniştem Emrah Şahin beni zorla Muhammed Zana Alkan ile evlendirdi” dedi. Suriye’ye gitmeden önce Ankara’nın Şentepe semtinde yaşadığını belirten Şahin, “Suriye’ye Antep üzerinden geçtik. Eşim 3 ay sonra Kobanê’de öldürüldü. Eniştem Emrah Şimşek beni zorla Muhammet Zana Alkan ile evlendirdi. İkinci eşim de çatışmada öldü. 3 sene Suriye’de kaldım. Ablamın yanında kalıyordum. Ablam ölünce onun 3 çocuğunu ve kendi çocuğumu alıp, Türkiye’ye kaçtım. 2019 Şubat ayında Türkiye’ye yerleştim” dedi.

TÜRKİYE KONSOLOSLUĞU ÖZEL ARAÇLA SINIRA BIRAKMIŞ

Türkiye’ye gelmeden önce Roj Kampı’nda kaldığını belirten Şahin, “Kampta bulunan diğer kadınlarla kaçtık. Önce kaçak yollarla Irak’a geçtik. Oradan Türkiye Konsolosluğu tarafından özel araçla Habur Sınır Kapısı’ndan Şırnak’a, oradan uçakla Ankara’ya geçtik. Pasaportum yok” dedi.  Mahkeme başkanının “Telefon kullanıyor muydun?” sorusuna Şahin, “Birkaç kere Suriye’den Türkiye’deki akrabalarımda konuştum, yaşadığımı söyledim. Numarasını bilmiyorum” yanıtını verdi.

SANIK AVUKATI İFADEYİ ENGELLEMEK İSTEDİ

Ardından çapraz sorguya geçildi. 10 Ekim Katliamı Davası Avukat Komisyonu’ndan Senem Doğanoğlu, tanık Şahin’e “Verdiğiniz ifadede 2014 yılında Kilis’ten Suriye’ye geçtiğinizde bizi Selami Sertaç götürdü demişsiniz. Kim sizi karşıladı? Sadece siz mi gittiniz?” sorularını yöneltti.

Şahin, soruyu “Eniştem götürdü. Bizi karşılayanlar Arapça konuşuyordu. Hepsi erkekti, kadın yoktu. Sınırdan kaçak geçtik” diyerek yanıtladı.  O sırada bir sanık avukatının “Hepsine cevap vermek zorunda değil, ifadesinin sonlandırılmasını istiyorum” diyerek araya girmesi üzerine salondan tepkiler yükseldi. 

FOTOĞRAFLARI GÖSTERİLEN KİŞİLERİ TANIMADI

Tanık Şahin’e sorularını yöneltmeye devam eden Av. Doğanoğlu, tabletinden dosyanın sanıklarına ilişkin fotoğrafları Şahin’e gösterdi. Tanık Şahin, kendisine gösterilen kişilerin tümü için “Tanımıyorum” dedi.

‘ADALET’ DİYEN MÜŞTEKİYİ SALONDAN ÇIKARMAK İSTEDİ

Sanık avukatının o esnada tanık Şahin’in sorgusuna müdahale etmeyi sürdürmesi üzerine salondaki müştekilerden biri, “Biz buraya adalet için geldik. Sanık avukatı karşı çıkmasın” diyerek tepki gösterdi. Bunun üzerine mahkeme başkanı hiçbir uyarıda bulunmadan bu kişiye “Dışarıya çık, ismini söyle” dedi. Mahkeme başkanı, ismini söylemesine rağmen “ismini söylemediği” gerekçesiyle bu müştekiyi dışarı çıkarmakta diretti. Salonda bulunan diğer müştekiler de “Adalet dedik. Sizin başınızın üstüne yazıyor, başka bir şey demedik” diyerek başkana itiraz etti.

Mahkeme başkanının ısrarla “çıkın” demesi üzerine salondan “Biz çocuklarımız için, adalet için geldik, burada bunu söylüyoruz, siz bizi değil onları yargılayın” itirazları yükselmeye devam etti.

İtirazlar üzerine Mahkeme başkanı “Çıkmazsa duruşmaya devam etmiyorum” diyerek duruşma salonunu terk etti.

AVUKATLARDAN ‘BİZ DE ÇIKARIZ’ YANITI

Mahkeme başkanı kendisiyle görüşen dava avukatlarından tanık ifadesi alınması sırasında söz söyleyen kişinin salondan çıkmasını, 10 dakika dışarıda kaldıktan sonra geri gelmesini istedi. Çıkmazsa duruşmanın erteleneceğini söyleyen mahkeme başkanı, bu tavrını bundan sonraki duruşmalarda da sürdüreceğini dile getirdi.

Bunun üzerine avukatların “Müştekiler çıkarsa biz de çıkarız dedik. Siz de bizimle aynı fikirdeyseniz kararımızı bu şekilde tekrar mahkeme başkanına ileteceğiz” diyerek durumu paylaştıkları aileler, “Kesinlikle öyle, hiçbirimiz çıkmıyoruz. Adalet için geldik, yargılanan biziz” diyerek avukatlara destek verdi.

VEKİLLER DE TEPKİ GÖSTERDİ

Dakikalar sonra salona geri dönen mahkeme heyeti, “adalet” diyen müştekinin salondan çıkmasını, aksi taktirde duruşmayı erteleyeceğini söyledi. 

Avukatlar ise, kabul etmedikleri bu tutumun yasal olmadığını yanıtını verdi. Başkanın yaklaşımına CHP ve HDP’li vekiller de tepki gösterdi.  CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, “Bir vahşetin yargılaması yapılıyor burada. Gerginliğe gerek yok. İnatla yargılama olmaz. Müştekilerle inatlaşmak doğru değildir. Yargılamanın ertelenmesine gerek yok. Yapacağınız işlem hukuka aykırı olur” derken HDP Ankara Milletvekili Filiz Kerestecioğlu ise, “35 yıllık avukatım böyle bir yargılama görmedim” sözleriyle duruma tepki gösterdi.

SAVCIDAN MÜTALAA ALMADAN ERTELEDİ

Tüm itirazlara rağmen, mahkeme başkanı, iddia makamının mütalaasını dahi almadan tanığın gelecek celse yeniden hazır edilmesi kararı alıp duruşmayı 19 Mart tarihine erteledi. 

Mahkeme başkanının salondan ayrılmadan önce "Gelecek celse aynı durumla karşılaşırsak aynı şekilde devam ederiz" tehdidi salondakilerin protestosuna neden oldu.  Salondakiler ayağa kalkarak sıralara vurdu, alkışlar ve yuhalamalarla heyetin tavrına tepki gösterdi.

ADLİYE ÖNÜNDE AÇIKLAMA

Duruşma sonrası aileler ve avukatlar adliye önünde açıklama yaptı. "10 Ekim'i unutma, unutturma" sloganları atılan açıklamada konuşan Avukat Mehtap Sakinci Coşgun, "Bir arkadaşımızın 'Adalet istiyoruz' demesinin ardından salondan çıkarılmasına tanık olduk" dedi. Bunun katliamda hayatını kaybedenlere, ruhen ve bedenen yaralananlara, adalet talep edenlere yapılmış bir haksızlık olduğunu söyleyen Coşgun, "Mahkeme başkanının 'o çıkmazsa, ben gelmem' tavrını sizlerin takdirine bırakıyoruz. Bugün evladını yitiren bir babayı salondan çıkarmak, acısının yok sayılmasıdır. Bu katliamın nasıl yapıldığını söylüyoruz. Bu davanın daha güçlenerek, en az iki salonu doldurarak yapılmasını istiyoruz. Bu salonları yine adalet talebiyle dolduracağız" diye konuştu.

‘VAZGEÇMEYECEĞİZ’

Avukat İlke Işık ise, konuşmasında “Bugün yaşadıklarımız akıl alır gibi değil. 103 insanı kaybettik ve 697 katılanı var bu davanın. 5 buçuk yıldır ülkenin en büyük katliamının aydınlatılmasını istiyoruz. Adaleti gizlemek, gerçekleri yok etmek istiyorsunuz. Biz 5 buçuk yıldır azalmadık. Bir araya gelmekten vazgeçmeyeceğiz. Adalet demekten asla vazgeçmeyeceğiz. Bunları yaparak bizleri vazgeçireceklerini sanıyorlarsa yanılıyorlar” ifadelerini kullandı.

Yapılan konuşmalar sonrası aileler “Gün gelecek, devran dönecek, katiller halka hesap verecek” sloganı atarak adliye binası önünden ayrıldı.