Van Gölü’nün bazı bölgelerinde suyun bir ila 2 kilometre çekildiği, su seviyesinin 3 metreye düştüğü tespit edildi. Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Su Ürünleri Fakültesi’nin tespitlerine göre, bugüne kadar görülen en yüksek çekilme yaşandı. Van Gölü’nde iklim değişikliği, küresel ısınma ve kuraklık nedeniyle göl, gölet ve baraj sularında çekilme görüldüğünü söyleyen, Tarihi Eserler Koruma Araştırma ve Geliştirme Derneği (ÇEV-DER) Van Şubesi Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Arzu Dinçer, yetkililerin buna karışı duyarlılık göstermesini istedi.

GÖL KÜÇÜLÜYOR

Göle atılan evsel atıklardan dolayı gün geçtikçe suyun azaldığını söyleyen Dinçer, “Göle saniyede 1800/ lt, günde 57 bin metreküp evsel atık ve kanalizasyon deşarj ediliyor. Van Gölü’nde yapılan ileri biyolojik arıtmanın tam kapasitede çalışması gerekiyor. Van Gölü 19 büyük derenin evsel atıkları ve kanalizasyonu deşarj ediliyor. 3621 Sayılı Kıyı Kanunu başta kanun koyucular olmak üzere tüm resmi kurumlar tarafından işgal edilerek, kıyı kenarı doldurularak suyun azalmasına neden olmaktadır. Van Gölü’nde iklim değişikliği, küresel ısınma ve kuraklık nedeniyle göl, gölet ve baraj sularında çekilme görülmektedir. Van Gölü havzasında kuraklık ve artan sıcaklıklar alarm seviyesine ulaşmıştır. Uzmanlar, havzanın gittikçe kuraklaştığı, düşen yağışın hızlıca buharlaştığı ve Van Gölü’nün giderek küçüldüğünü, yaklaşık 3 kilometrelik bir çekilme olduğunu söylemektedirler. Bu ise başlı başına bir felakettir. Van Özalp’taki bütün göller kurumuş Akgöl, Değirmigöl, Sıhke Gölü, Zernek Barajı kurumaktadır” dedi. 

ENDEMİK TÜRLER YOK OLUYOR

 Hidroelektrik Santralleri’nin (HES) yarattığı tahribatın ise adeta vahşet boyutunda olduğunu belirten Dinçer, “Örneğin Erciş, Zilan Deresi’nde yapılan HES'lerin neden olduğu ekolojik tahribat, tarihi belleğin silinmesine, yüzlerce endemik bitki türünün, onlarca endemik canlının yok olmasına neden olmaktadır. Erciş Koçkiri' de yapılan baraj tonlarca balığın yok olmasına, Zilan Deresi’nde yapılmak istenen altın üretimi ise yer altı sularının kirlenmesine, neden olmaktadır. Küresel iklim krizine bağlı kuraklıktan dolayı da, sadece Van Gölü değil, çevresinde bulunan irili ufaklı göl ve barajlar da kuruyarak adeta çöle döndü. Van Gölü’nde kaçak avlanma da ayrı bir sorun oluşturmaktadır. Van Gölü’nün etrafında bulunan bütün sazlıklar kuraklık sonucu kurumuştur. Bu durum kuşun, balığın orada yaşayan hayvanların aç kalması demektir. Bu yüzlerce canlının göç etmesine neden olmaktadır” ifadelerini kullandı. 

'ÖNLEM ALINMALI'

Kuraklık ve iklim değişiminden dolayı ciddi bir su çekilmesinin söz konusu olduğunu söyleyen Dinçer, “İnci kefali ve diğer balıklarımız böyle giderse yok olmakla karışı karşıya. ÇEV-DER olarak defalarca koruma kanunlarını Meclis’e sunmamıza rağmen yeterince önlem alınmadı. ÇEV-DER olarak Van Gölü için sonuna kadar mücadele edeceğimizi söylüyoruz. İnsanların çevre kirliliği konusunda hassasiyet göstermesi gerekiyor.  İnsanların bu konuda bilinçlenmesi gerekiyor. Türkiye’nin en büyük gölü eğer 3 metre azalma gösterdiyse önlem alınması gerektiğini belirtiyoruz” diye konuştu.