Van’ın Erciş ilçesine bağlı Çobandüzü (Hespenek) Mahallesi’nde yaşayan ve 12 Kasım'da bir ihbar olduğu gerekçesiyle yapılan baskında atılan gaz bombası sebebiyle evleri yakılan Polat ailesi, baskılardan dolayı göç etmek zorunda kaldı. Son 5 yılda evleri birçok kez basılan ve son üç yılda da 2 kez evleri yakılan aile, evlerinin camları ve kapılarını saçlarla kapatarak mahallelerini terk etti. 

Evdeki birçok eşyası yanan aile, sadece giyecekleri eşyaları bir aracın bagajına koyarak yola koyuldu. Yıllardır yaşadıkları evlerini, topraklarını, komşularını ve tüm anılarını bırakan aile, gözyaşları içerisinde İzmir'e sürgün gitti. 4 öğrencilerinin de kayıtlarını okullarından sildiren Polat ailesi, "Tıpkı 90'lı yıllardaki ailelerimiz gibi biz de zulümden kaçarak topraklarımızı terk ediyoruz" dedi. 

'YAŞATILAN ZÜLÜMDEN GÖÇ EDİYORUZ'

"Biz, bize yaşatılan zulümden dolayı göç ediyoruz" diyen 60 yaşındaki Pakize Polat, 4 yıldır yaşadıkları acıyı tarif edemediklerini söyledi. 5 kez evlerinin basıldığını ve iki kez de evlerinin yakıldığını hatırlatan anne Polat, "İki yıl önce evimizi yaktıklarında 40 gün boyunca dışarıda kaldık ve eve giremedik. Bu yıl da yine evimize yapılan baskında evimiz ve eşyalarımızın tamamı yakıldı. Kızımın çeyizliklerini bile yaktılar. Üç odamıza da gaz bombası atıp tamamını yaktılar. Bu zulümden başka zülüm var mı? Ben bu zulümden dolayı göç ediyorum. Hiçbir eşyamız kullanılacak durumda olmadığından yanımıza almadık. Arabamızın arkasını dolduracak kadar eşya götürüyoruz. O eşyalar da sadece üzerimize giyeceğimiz elbiselerdir" dedi. 

ÇOCUKLAR 'ASKERLER GELDİ' DİYE UYANIYOR

İzmir'e göç edeceklerini söyleyen anne Polat, "Biz 10 kişilik bir aileyiz. Bu topraklara bir daha ne zaman döneceğimizi bilmiyoruz. Evimiz bu haldeyken nasıl dönelim? Allah bu zulmü kabul etmesin. Burada çok büyük bir zulüm gördük. İki üç ayda bir evimize baskın yapılıyordu. Son gelişlerinde bize üç dakika müsaade verdiler, çocuklarımız elbiselerini giymeden o soğukta dışarıya çıktılar ve eve gaz bombası atıp yaktılar. İki yılda bir insanın evi yakılırsa insan burada durur mu? Gece yarısı evimize baskın yaptılar. Çocuklarımız çığlıklarla dışarıya çıktılar. Ben iki torunumu koynuma alarak ancak dışarıya çıktım. İtiraz bile edemeden evimizin içerisine gaz bombası attılar ve evi ateşe verdiler. Bizim çocuklarımızın o baskından sonra psikolojileri bozuldu. Hepsi delirdiler. Torunlarım gece yarısı uyanıp 'nene askerler geldi' diyerek çığlık atıyorlar" diye konuştu.  

'VATANIMA SIRTIMI DÖNÜP GİDİYORUM'

"Ben yaşadığım sürece bu devletten şikayetçiyim" diyen anne Polat, evleri yakıldıktan sonra destek amacıyla yanlarına gelen kişilerin sonrasında kendilerini bir daha sormadıklarını söyledi. Anne Polat şöyle devam etti: "Her gelen eve bakıp gitti ve kimse bu konuda bize yardım etmedi. Kimsesizin halini kim sorar ki? Her gelen sırtını döndü ve bir daha gelmedi. Ben tehdit almadım ama erkekler tehdit edilmişse bilmiyorum. Ama bu zulümden büyük tehdit mi olur? Gideceğimiz yerde de aynı bu yoksulluğu yaşayacağız. Ben doğduğumdan beri bu köyde yaşıyorum. 60 yıldır insan yaşadığı topraktan sürülmesi nasıl zor olmaz? İnsanın bir kedisi evinden kaçtığında insan üzülüyor. Ben toprağıma, arazime ve vatanıma sırtımı dönüp gidiyorum. İnsanın zorunu gitmez mi? İnsan üzülmez mi? Şuan üzüntüden boğuluyorum." 

'GİTMİYORUZ, SÜRGÜN EDİLİYORUZ'

"Kedimiz bile gideceğimiz için üzülüyordur" diyerek söze başlayan Berhem Polat ise, yakılan evlerinin camları ve kapılarını saclarla kapattıklarını ve göç yoluna koyulduklarını söyledi. Yakılan eşyalarından geriye sadece bazı elbiselerinin kaldığını ifade eden Polat, "Zaten arabanın arkasını dolduracak kadar eşyamız var. Her şeyimizi burada bırakarak bu memleketten gidiyoruz. Gitmiyoruz aslında zorla sürgün ediliyoruz. Aynen 90'lı yıllardaki aileler gibi biz de kendi ülkemizden sürgün olup gidiyoruz. Bu durum bize çok zor geliyor. İnsanın zoruna gidiyor. Yıllardır yaşadığımız topraklardan sürgün ediliyoruz" dedi. 

'KÜRT OLDUĞUMUZ İÇİN'

Bu zulmü kabul etmedikleri için göç ettiklerini söyleyen Polat, "Çocuklarımla bir daha böyle bir zulmü görmemek için gidiyorum. Gece yarısı eve baskın yapıyorlar, çocuklarımız çırılçıplak dışarıya çıkarılıyor. Bu nedenle bizim burada yaşamak gibi bir şansımız kalmadı. Biz Kürt bir aile olduğumuz için eziyet görüyoruz. Devlet bize farklı bir gözle baktığı için bu kadar baskı görüyoruz. Şikayet edeceğizimiz bir yerimiz yok, buradan gitmek bizim için en iyisi. Eğer adalet işleseydi 5 kez evimiz basılıp, ikinci kez yakılmazdı. Artık göç etme zamanı geldi ve gidiyoruz" diye konuştu. 

Polat ailesi, kısa bir toparlama ve komşularla vedadan sonra araçlarına binerek, yüz yıllardır yaşadıkları topraklarına belki de bir daha dönmemek üzere gözyaşları içerisinde veda etti.  

Aile göç ettikten sonra besledikleri kedinin kapının önündeki bekleyişi ise hafızalara kazındı.

İLGİLİ HABERLER