Millî Eğitim Bakanlığı’na bağlı orta okullarda 2022-2023 eğitim ve öğretim yılında okutulacak seçmeli dersleri tercih süreci 3 Ocak 2022’de başladı. Seçmeli dersler içinde Yaşayan Diller ve Lehçeler (5, 6, 7 ve 8. sınıflar) dersi kapsamında, Kürtçenin Kurmanci ve Zazaki lehçelerinde dersler okutuluyor.  Kürt kurum ve kuruluşları ile dernekleri orta okullardaki seçmeli dersler için ‘Kürtçe seçin’ çağrısı yapıyor. Kürt kurum ve kuruluşları ile dernekleri ve Kürtçe Öğretmenleri İnisiyatifi, Öğrencilerin tercih ettikleri dersleri 21 Ocak 2022’ye kadar okul müdürlüklerine bildirmesi gerekiyor.

Van’da da veliler çocukları için okullara Kürtçe seçmeli dersi tercih etmeye başladı. Birçok veli Kürtçenin ‘seçmeli’ olarak verilmesine tepki gösteriyor.

Van’ın Erciş ilçesinde ana dilde eğitim hakkını çocukları için talep eden veliler: “Aklımızla dalga geçer gibi en doğal hakkımız olan anadilde eğitim hakkımızı tipik oyunlarıyla önümüze koymaları kabul edilir cinsten değildir. Öte yandan benim iradem olmadan, bana danışılmadan, öğrencimin seçmeli dersini öğretmenleri belirliyor.”

'ÇOCUKLARIMIZ EĞİTİM ÇATISI ALTINDA ANA DİLLERİNDEN UZAKLAŞTIRILIYOR'

Erciş’te bulunan birçok okulda velilerin izni olmadan çocuklar okul yönetimi tarafından farklı derslere yönlendirildiğini iddia eden velilerden Yılmaz Telek, ana dilde eğitim hakkının ‘seçmeli’ olarak verilmesine tepki gösterenlerden. Okul aile birliği toplantılarında sık sık seçmeli olarak değil bütün derslerin Kürtçe olarak verilmesini talep ettiklerini, seçmeli olarak da verilse idarenin farklı yönlendirmelerde bulunmaması gerektiğini tartışlarını söylüyor: “Benim anadilim Kürtçe, çocuklarımın evde konuştukları dil Kürtçe, sokakta ve bahçede oynadıkları oyunun dili Kürtçe. Buna rağmen sistematik olarak çocuklarım eğitim çatısı altında ana dillerinden uzaklaştırılıyor. Ana dilde eğitim hakkı demokratik toplum olma gereğidir. Bu nedenle demokratik hakkımız olan ana dilde eğitim hakkımızı bir kez daha sizler aracılığıyla talep ediyoruz.” Telek, Kürtçenin seçmeli olarak verilmesinin çocuklar için ne derecede faydalı olacağından şüphe duyduğunu belirtiyor. Seçmeli değil zorunlu olması gerektiğine dikkat çekiyor. Mevcut hükümetin televizyon kanallarında ‘benim Kürt kardeşim’ çıkarmaları yaptıklarını ekliyor sözlerine.

'BENİM İRADEM DIŞI ÖĞRETMENLER ÇOCUKLARIMA FORM DOLDURTUYORLAR'

Seçmeli ders uygulamasının anadilde eğitim hakkı talepleriyle dalga geçilir düzeyde olduğunu dile getiren velilerden Abdullah Keleş de, kişilerin yabancı diller için seçmeli ders seçtiklerini, ana dilde eğitimin seçmeli ders kategorisinde ele alınmaması gerektiğini savunuyor. Çocuklarının ders seçimi yaparken kendi iradesi dışında okul yönetiminin ve öğretmenlerin dersleri seçtiğini aktarıyor: “Formu öğrencime dolduruyorlar, bana imza attırmak için gönderiyorlar. Bu dünyanın hiçbir yerinde görülmemiş bir şey. Adına ‘ana dilde eğitim hakkı’ deniliyor, fakat bu hakkı da kendi istediği gibi kullanıyorlar. Kesinlikle kabul etmiyoruz. Ana dilde eğitim hakkı bizin en doğal hakkımızdır. Yetkililer ayıp ettiler, bu ayıbı düzeltmek için ana dilde eğitim hakkını derhal zorunlu eğitime dönüştürmeliler.”

'OKUL İDARELERİ ÖĞRENCİLERİN DİNİ DERSLERİ SEÇMEYE YÖNLENDİRİYOR'

Konuya Erciş EĞİTİM-SEN Temsilcisi Nihat Macit, Kürtçenin seçmeli ders değil, anadilinde eğitim kapsamında anayasal bir hak olarak verilmesi gerektiğini belirtiyor. Sözlerine devam eden Macit, seçmeli ders sisteminin AKP iktidarının dindar ve kindar nesil yetiştirme projesi olduğunu söylüyor: “Özellikle bakanlık düzeyinde bazı derslere yönlendiriliyor. Bu dersler de dini dersler oluyor. Bunu yaparken amaçları sadece öğrencilerin kendi bilimsel eğitimlerine yönelik bir seçim yapmalarının hem önüne geçmek hem de oluşturmak istedikleri biat eden, sorgulamayan, her şeyi kabullenen bir nesil yetiştirmektir. Okul idarecilerinin öğrencileri ve velileri bazen bireysel bazen toplu olarak bu dersleri seçme noktasında yönlendirdiklerine yönelik şikayetlerde var.”

'KÜRTÇE ANAYASA GÜVENCESİYLE ZURUNLU EĞİTİM DİLİ OLMALIDIR'

EĞİTİM- SEN olarak yıllardır Anadilinde eğitim mücadelesi yürüttüklerini dile getiren Macit,” Bunu bütün yayınlarımızda dile getiriyoruz. Konu ile ilgili birçok çalıştayımız var. Pedagojik anlamda çocuğun anadilinde eğitim görmesiyle, ana dili dışında farklı bir dilde eğitim görmesi arasında çok ciddi farklar ortaya çıkıyor. Biz hiçbir toplumun, hiçbir halkın ana dilini seçmeli ders olarak görmesi taraftarı değiliz. Bu anlamda seçmeli ders seçiminde öğrencilerin Kürtçeyi seçmeleri noktasında bir çağrımızda yok. Bizim durduğumuz nokta nettir; Kürtçe anayasal güvenceye alınarak Eğitim-Öğretim dili olmalıdır” şeklinde anlatıyor.

'DİLLER ÜLKELERİ BÖLMEZ AKSİNE GÜÇLENDİRİR'

Hemen hemen bütün halklar kendi anadillerinde eğitim alabiliyorken, bu en temel hak Kürtler için söz konusu bile olmadığına dikkat çeken Arsisa Dil ve Kültür Araştırma Derneği eş başkanı Leyla Varlı Kurt ise Kürtçenin bilimsel olarak durduğu noktayı anlatıyor: “Yapılan araştırmalarda çok dilli bir kültüre sahip olan Türkiye’nin nüfusunun yüzde 17’sinin anadili Türkçe olmadığı gerçeği bilimsel olarak kanıtlanmıştır.  Ancak Türkiye’de eğitim dili zorunlu olarak Türkçe olması, bu dillerinde asimile olarak yok olmasına yol açmaktadır. Elbette Türkiye’nin ortak dili Türkçedir. Fakat diğer yaşayan diller esas alınarak bununda zorunlu eğitim kapsamına alınması gerekmektedir. Bu Türkiye’yi bölmez aksine ülkeyi çok daha zengin bir ülke haline getirir. Maalesef yıllardır özellikle Kürtçeye yönelik olan tahammülsüzlükler 3 Ocak tarihinde okullarda yaşanmasına da tanık olduk. Bu nedenle bir an önce anadilde eğitim hakkı için acil adımlar atılmalı ve ana dilde eğitimin zorunlu hale gelmesini talep ediyoruz.”

Serhat News / İdris Yılmaz