Bölge kentlerinde geçim sıkıntısı çeken on binlerce kişi, çalışmak için her yıl farklı yerlerin yolunu tutuyor. 2 milyonu aşkın bir nüfusu bulunan ve "tarım kenti" olarak bilinen Urfa da bu kentlerin başında geliyor. Urfa Ziraat Mühendisleri Odası'nın geçtiğimiz yıl açıkladığı verilere göre kentte 80 bin mevsimlik tarım işçisi bulunuyor. Bu işçilerin sayısı, aileleriyle birlikte 350-400 bini buluyor. Bu da kent nüfusunun neredeyse dörtte birini oluşturuyor. Koronavirüs (Kovid-19) salgını riskine rağmen yola koyulan işçiler ve aileleri, yaklaşık 6 ay boyunca güvencesiz ve sağlıksız koşullarda çalışmak zorunda kalıyor. Bunun yanı sıra gittikleri birçok yerde ayrımcılık ile karşılaşıyor. 

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Urfa İl Eşbaşkanı Ziya Çalışkan, mevsimlik tarım işçilerinin yaşadıkları sorunların mevcut sosyal ve siyasal sorunlarından bağımsız ele alınamayacağını vurguladı. 

HÜKÜMET POLİTİKALARI  

Kentte son bir hafta içerisinde sulama kanallarına düşen 5 çocuğun yaşamını yitirdiğini anımsatan Çalışkan, bu durumun tarım politikalarından bağımsız ele alınmayacağını ifade etti. Çalışkan, kentteki mevsimlik göçe işaret ederek, "Bu göç olayı Anadolu’nun batısından kuzeyine kadar çok yoğun bir şekilde yaşanıyor. 'Tarım kenti’ olarak belirtilen ve güya tarım alanında desteklenen bir bölge olmasına rağmen aslında tarım politikalarından en çok zararı gören yer" dedi. Tarım işçilerinin göç ettikleri yerlerde de iktidarın sosyal ve siyasal politikalarından yeterince nasibini aldığını vurgulayan Çalışkan, bu sorunların başında ise ayrımcılık geldiğini kaydetti. Çalışkan, “Kürt ve Arap olmalarından kaynaklı çok ciddi bir ayrımcılık, ötekileştirme ve hatta aşağılanmayla karşılaşıyorlar” diye belirtti. 

BATININ 'İŞÇİ DEPOSU'  

Mevcut politikaların devam etmesi halinde işçilerin yaşadıkları sorunlarında son bulmayacağını vurgulayan Çalışkan, bu politikalarla mevsimlik tarım işçilerinin "Batı kentleri ve Kuzey Anadolu’nun ihtiyacını karşılayacak bir kitle" olarak elde tutulmasının hedeflendiğini kaydetti. Çalışkan, "Bu politikanın sonucunda ise bu insanlar açlığa mahkum ediliyor ve bu tür koşullarda çalışmaya zorlanıyor” dedi. Hükümet politikalarının Urfa'ya işsizlik ve intiharlardan başka bir şey getirmediğini söyleyen Çalışkan, “İş zemini yaratma ve istihdama dönük bir politikanın olamayışı insanları umutsuzluğa sürüklüyor. Hükümetin sosyal, siyasal ve ekonomik anlamda hiçbir şekilde umut vaat etmiyor. Geleceğe dönük bir projesi yok" ifadelerini kullandı. 

Çalışkan, şunları söyledi: "Urfa çok kültürlü ve demokratik bir yaşamın olduğu bir kenttir aslında. Hoşgörünün egemen olduğu, etnik ayrımcılığın ve inanç farklılıklarının sorun olmadığı bir kenttir. Ancak AKP, kentin demografik yapısına müdahale ederek, buranın sosyal yaşamını dizayn etmeye dönük bir projesi hayata geçirmeye çalışıyor. Kentin kültürel yapısının alt üst olmaya başladığı bir dönemi yaşıyoruz."

HDP'NİN MÜCADELESİ

Hükümetin, partilerinin mevsimlik tarım işçileriyle olan ilişkilerini koparmaya dönük de çabasının olduğunu ifade eden Çalışkan, tüm girişimlere rağmen mevcut politikalar karşısında durduklarını ve mücadele verdiklerini söyledi. Çalışkan, "Bu politikaları teşhir etmek ve uygulanmasını önleyebilmek adına çalışmalar yürütüyoruz. İşçilerle bağlantıyı koparmadan, sorunlarını dile getirebilmek için çalışmalar yürütüyoruz. Özellikle mevsimlik işçi göçlerinin başladığı günlerden itibaren sürekli diyalog halinde olmaya çalışıyoruz" diye konuştu.