TL’nin dolar karşısında değer kaybına devam ediyor. Dün akşam saatlerinde tarihin en düşük seviyesini gören TL, bu hafta dolar karşısında yüzde 3’ün üzerinde kayıp yaşadı ve psikolojik eşik olan 10 seviyesini gördü.

Dolardaki artışı değerlendiren Ekonomist Özgür Müftüoğlu, iktidarın kendi bekasını korumayı ülkenin geleceğinden ön planda tutarsa yükselişin devam edeceğini vurguladı.

TL EN FAZLA DEĞER KAYBEDEN PARA

Türkiye’de TL’nin erimesinin iki esas nedeni olduğunu aktaran Müftüoğlu, “Birincisi daha makro ve genel ekonomideki meseleler. Üretimin, yatırımın yetersiz olması ve yeterince teknolojinin kullanılmaması. Teknolojik ürünlerin üretilememesi ve küresel rekabeti geriye düşürmesi gibi sorunlar ortaya çıkıyor.  İkincisi halkın sorunlarının yanı sıra son dönemlerde özellikle ekonomi yönetiminin verdiği hatalı kararlar var. Sunucu ortaya çıkaracak kararlar, dolayısıyla bu ikisi bir araya geldiği zaman TL dünyada en fazla değer kaybeden paralar içerisine girdi” ifadelerini kullandı.

‘TEK YANLI KARARLARIN SONUCU’

İktidarın sorumsuzluğu devam ederse doların yükselmeye devam edeceğine dikkati çeken Müftüoğlu, “Ekonomiyi daha sağlam temellere oturtacak bir rağbet ortaya çıkmazsa ve bu siyasi iktidarın günübirlik kendi bekasını korumayı ülkenin geleceğinden daha ön plana tuttuğu anlayış devam ederse dolardaki yükseliş elbette sürecek. Bu sadece ekonomik bir mesele değil, ekonomiyi tek adama bıraktığımız zaman sonuç böyle oluyor. Bu yüksek enflasyonda TL’nin değer kaybetmesi arkasındaki en temel mesele Türkiye’de demokrasinin yoksulluğu, demokrasinin olmaması, sivil toplum kesimlerinin söz hakkının olmamasıdır. İktidar bizim de bilmediğimiz bir takım çıkarlar doğrultusunda kararlar veriyor ve bütün ülkenin 84 milyonluk bir ülkenin hem bugününü hem geleceğini belirliyor. Durumun düzelmesi için hukukun esas alındığı, demokrasinin temellerinin tekrar oluştuğu bir mekanizma olmadığı sürece bu durumun böyle devam edeceği görüşündeyim. İktidarın tek yanlı kararları ülkeyi bu duruma getirdi, daha öncesine baktığımız zaman Türkiye’nin 80’lerde uyguladığı neo-liberal politikalarının aslında bir sonucuyla karşı karşıyayız” diye konuştu. (Ankara/MA)