Plan ve Bütçe Komisyonu’nda yapılan Milli Savunma Bakanlığı (MSB) bütçesi görüşmelerinde Bakan Hulusi Akar sunum yaptı. Yapılan operasyonların "uluslararası hukuka uygun, Irak ve Suriye’nin hak ve hukukuna saygılı, meşru müdafaa hakkı kapsamında" olduğunu ileri süren Akar, sivil ölümlerinden bahsetmedi. Uluslararası raporlara da yansıyan sivil ölümlerine ilişkin Akar, “Sadece ülkemizin ve milletimizin güvenliğine değil, aynı zamanda bölgede yaşayan masum insanlar ile tüm dini ve etnik grupların güvenliğine de büyük önem vermekteyiz. Operasyonlarımızda ayrıca tarihî ve kültürel dokular başta olmak üzere çevrenin korunmasına da azami dikkat ve hassasiyet göstermekteyiz” savunması yaptı

RUSYA İLE KOORDİNASYON

Akar, sınır ötesi operasyonlarda Irak ile koordineli yapıldığını söyledi. Akar, “Sayın Cumhurbaşkanımız ve Sayın Putin arasında Soçi’de yapılan 29 Eylül’deki görüşmeden sonra taciz ve saldırılarda bir azalma meydana gelmiştir. Bu çerçevede, Suriye konusunda Rusya ile sahada ve masada temas ve koordinasyonumuz devam etmektedir” diye konuştu. 

BİR HEYET ABD’DE DE’

Akar, Kabil Havaalanı'nın işletilmesine yönelik çalışmalara Katar ile birlikte devam edildiğini kaydetti. S-400, F-35 ve F-16 gündemlerine ilişkin Akar, “Modernizasyon faaliyetlerinden bahsetmişken gündemdeki S-400, F-35 ve F-16 ile ilgili gelişmelere değinmek istiyorum. 1990’lı yılların başından itibaren uzun menzilli bölge hava ve füze savunma sistemi tedarik çalışmalarımız sürdürülmektedir. S-400 bir savunma silah sistemi olup; S-300, NATO İttifakı içinde nasıl kullanılıyorsa, S-400 sistemi de bizde aynı şekilde kullanılacaktır. F-35 projesinde ise tüm sorumluluklarımızı yerine getirmemize rağmen, S-400 gerekçe gösterilerek F-35 tedarikimiz engellenmiştir. Türk ve ABD heyetleri, 27 Ekim 2021’de Ankara'da bir araya gelmiştir. Bu görüşmede Türkiye’nin uğradığı zararın nasıl telafi edileceği de dâhil olmak üzere, F-35 için yaptığımız harcamaların geri ödenmesine yönelik görüş ve taleplerimiz iletilmiştir. ABD’nin tavrının olumsuz olması durumunda Türkiye, içinde bulunduğu tehdit ortamında güvenliğini sağlayabilmek için zorunlu ve tabii olarak başka alternatifleri değerlendirmek durumunda kalacaktır. Bu ve benzeri sorunları görüşmek üzere temaslarımız sürmekte olup, şu anda da Bakanlığımızdan bir heyet ABD de bulunmaktadır" ifadelerini kullandı.

‘ASKER GİBİ SUNUM YAPTINIZ'

Sunum ardından milletvekilleri konuşma yaptı. HDP Diyarbakır Milletvekili Garo Paylan, “4 bütçedir sunum yapıyorsunuz, her bütçede üniforma giyen bir asker olmamanızı ümit ediyorum demiştin. Takım elbise giyiyorsunuz, siyasete atıldınız ama ne yazık ki yine bir asker gibi sunum yaptınız. Asker siyasetçilerin verdiği talimatı yerine getirir" dedi.

Demokratik ülkelerde ordunun siyasetin emrinde olduğunu belirten Paylan, şöyle devam etti: “Siyaset askerden farklı olarak sorunların çözüm yeridir. Siz hep sorunlardan bahsettiniz. Sorunların tespiti var ama çözümü ile ilgili tek bir kelime etmediniz. Biz bu sorunları dedelerimizden miras aldık. Kürt sorunu, Kıbrıs sorunu, Ege sorunu… Biz bir imparatorluk bakiyesiyiz. İmparatorluktan geriye Türkiyemiz var. Türkiye’nin yüz yıla yakındır ne huzuru ne refahı var. İmparatorluk bakiyesinden bir ulus devlete dönüşürken bize miras kalan sorunları demokratik tahayyülde çözememiş olmamız.

30 YIL SONRA AYNI CÜMLEYİ DUYACAKLAR

Sayın Bakan ‘Operasyonlarımız en son terörist etkisiz hala getirilene kadar azim ve kararlılıkla devam edecektir’ dediniz. Bu cümleyi ilk 12 yaşında duydum. Şimdi 43 yaşındayım ve aynı cümleyi bir MSB Bakanı söylüyor. Bu akılla gidersek, benim çocuklarımda 30 yıl sonra o koltukta oturan Savunma Bakanı’nın aynı cümlesiyle muhatap olacaktır. Son 3 yılda hükümetiniz 2 milyon yurttaşımıza TMK kapsamında soruşturma açtı. Terörü desteklemekten, iş yapmaktan aileleriyle birlikte 10 milyon yurttaşımız eder. Bu devlet 99 yıl boyunca hep birilerini öteki olarak görmüştür. Onları bir tehdit olarak görmüştür. Bir zaman ilticayı terörist olarak gördünüz. Kürdün varlığı bile yakın zamana kadar inkar edilirken, şimdi belli kesimlerde en azından sorun olarak görülüyor. İktidarınız da zamanında bunu bir sorun olarak görüyordu.

NE KAZANDIK?

Tüm bu sorunları ne yazık ki 2021 yılında da ben bunu güvenlikle çözerim anlayışı var. Sunumunuzda sadece bir cümlede barış ve huzur geçiyor. Tek cümleniz bu, geri kalan sunumunuz da tank, füze, onu aldık, bunu ezdik. Onun dışında bir şey yok. Siyaset sorunları çözme yeridir. Son 6 yıldır agresif politikalar, çatışmacı ve yayılmacı politikalar devreye koydunuz. Bunun sonuçlarını ne kazandık, ne kaybettik üzerinden soğuk kanlılıkla bir değerlendirme yaptınız mı? Kapanışta bunu bekliyorum.

AGRESİF POLİTİKAMIZ YUNANİSTAN’I DA SİLAHLANDIRDI

6 yıllık saldırgan ve agresif politikalardan dolayı ülkemizin her anlamda kaybettiğini düşünüyorum. Yunanistan meselesine bakalım. NAVTEKS’ler ilan edildi, Oruç reisler yola çıktı. Bazı emekli paşalar iki günde adaları alırız, dedi. Düşünün ki fil gücünde olan Türkiye, Yunanistan adalarını 3 günde alırız, dediğinde orada bu nasıl görüldü, baktınız mı? Mümkündür, Türkiye alabilir. Ama böyle ifadelerin neye tekabül ettiğini biliyor musunuz? Yunanistan bir savunma refleksi gösterdi. Gitti Fransızlarla anlaşma yaptı. Yunan köylüsünün, işçisinin aldığı vergilerle silahlarla alınacak. Başka ne oldu her yerde ABD üstleri kuruldu. Bugün Türkiye’de güvenlik alanına 246 milyar TL harcayacaksınız. Bu 6 yıl önce her 10 TL’nin 1 TL’si savunmaya giderken, şuan da her 10 TL’nin 2 TL’si savunmaya gidiyor. Siz ne yapıyorsunuz uyguladığınız politikayla Türkiye’nin işçisinden, köylüsünden aldığınız paralarla savunmayı artırıyorsunuz, aynı şeyi Yunanistan da yapıyor. Kaybet kaybet siyaseti bir coğrafyanın iki halkı karşılıklı silahlanıyor, kim kazanıyor Amerikan silah şirketleri, kim kaybediyor Yunan ve Türkiye köylüsü kaybediyor.

SADDAM ÖRNEĞİ

Saddam da Kaddafi de tanka topa yatırım yaptı. Saddam iflah oldu mu, ülkesi de abad olmadı, yıkım yaşandı. Libya’da bir yıkım yaşandı."

40 MİLYAR ZARAR ETTİNİZ

Yunanistan'ın F-35 uçağı alacağını, Türkiye'nin F-16’lara takviye yapmak istediğini belirten Paylan, "Yunanistan ve Türkiye bütçesinin daha fazlasını savunmaya yatıracak. S-400’e yatırım yapmayın dedik. 2,5 milyar S-400’ü depoda çürütüyorsunuz. Dolar 10 TL’dir. 2014’te barışçıl politikaları konuştuğumuz da dolar 2,5 TL’dir. Barışçıl politikalar döneminde kaynaklarımız daha çok huzura, barışa gidiyordu. Ama siz ne yaptınız ‘onu asarım, onu keserim’ diye çeşitli coğrafyalarda bayrak gösterdiniz. Kaynaklarımız silaha gitti. Huzurumuz yok oldu. Hem de refahımız yok oldu. Bugün S-400 ile F-35 politikanız 40 milyar TL zarar ettiniz. S-400’le çöpe attığımız para ile milyonlarca yurttaşımızı emekli edebilirdiniz. Bir barış vizyonunuz olsa yurttaşlarımızın taleplerini de gerçekleştirebiliriz. Doğu Akdeniz’de müzakere ile çözülmesi gerekir. Sorunların müzakere ve diplomasi ile çözülmesi gerektiğini düşünüyoruz" dedi.

BARIŞ VİZYONU YOK

Paylan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Karabağ şu anda oradaki Rusya ve Ermeni güçlerinin kontrolü altında. Anlaşmaya göre de Karabağ’ın dışındaki alanlar Azerbaycan’ın eline geçti. Barış elini uzatarak, girebilecekken agresif politika nedeniyle Rusya devreye girdi. Bizim barış vizyonumuz olmadığı için sahada da masada da yokuz. Türkiye sadece İHA, SİHA satarım diyor. O yüzden Rusya sahada. Yumuşak gücümüz nerde Sayın Bakan, yumuşak gücümüzle bölgede olma imkanı varken; Azerbaycan ve Ermenistan’ın bağımsız olmasını sağlama yönünde çalışmıyor.”

Paylan’ın konuşmasına ise AKP’li Salih Cora, “Ermenistan Karabağ’a niye saldırdı” sözleri kısa süreli gerginliğe neden oldu. Görüşmeler milletvekillerinin söz almasıyla devam ediyor.