Ülkede giderek derinleşen ekonomik krizin etkileri ve buna ilişkin çözüm önerileri üzerine fikir alışverişinde bulunmak üzere Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) startını Diyarbakır’dan başlattığı “İş ve Aş Buluşmaları”nın İzmir ayağı dün tamamlandı. Yapılan ziyaretlerde esnafından işçisine, işsizinden tarım çalışanlarına ve kadın üreticilere uzanan farklı kesimlerle bir dizi görüşmeler gerçekleştirildi.

Bu görüşmeleri gerçekleştiren komisyon içerisinde yer alan partinin Ekonomiden Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı ve Diyarbakır Milletvekili Garo Paylan, bulundukları temaslarda edindikleri bilgileri  ve gözlemlerini Mezopotamya Ajansı (MA) ile paylaştı. 

‘BIÇAK KEMİĞE DAYANMIŞ DURUMDA’

Üç gün süren buluşmalarda toplumun her kesimiyle buluştuklarını dile getiren Paylan, görüştükleri herkesin yoksulluktan şikayetçi olduğunu aktardı.

Özellikle de yoksul yurttaşların hallerinden çok şikayetçi olduğunu belirten Paylan, “Ellerinde az da olsa varlıkları olanlar hayatlarını bir şekilde idare ettirebiliyorlar ancak yoksullar çok zor durumdalar. İktidar, pandemi döneminde yoksullara doğrudan gelir vermek yerine onları daha da borçlandırdı. Borcu borçla kapatmaya çalışan yurttaşlar için bıçak kemiğe dayanmış durumda. İş yapamayan esnaflar siftahsız dükkan kapattıklarını söylüyorlar. Büyük bir çaresizlik ve umutsuzluk var" dedi.

‘HALKTAN KOPMUŞ BİR CUMHURBAŞKANI VAR’ 

Paylan, AKP iktidarının yoksullukla, borçlarla boğuşan insanları anlamadığını da ifade etti. Paylan, "Çünkü sarayda her şeyin yolunda olduğu yönünde bir söylem ortaya konuluyor. Saraya hapsolmuş olan Erdoğan, yurttaşın dertlerinden bihaber. Halktan kopmuş bir Cumhurbaşkanı ve iktidar var. Bunu net bir şekilde görüyoruz. Sarayın söylemleri ile sokağın, esnafın söylemleri bambaşka. Sarayın yandaşları keyif içindeler. Erdoğan, krizin olmadığını söylüyor. Oysa mutfakta, esnafların dükkanlarında yangın var. Derin bir ekonomik kriz var ve bunu bir kez daha Amed ve İzmir'de görmüş olduk" diye konuştu.

Görüştükleri yurttaşların sorunlarını dinlediklerini, HDP olarak da çözüm önerilerini ilettiklerini söyleyen Paylan, "İş ve Aş Buluşmaları"na diğer illerde devam ettirecekleri kaydetti.

‘YENİYİ İNŞA ETMEK ZORUNDAYIZ'

HDP'nin ekonomik, sağlık ve sosyal politikalar, ekoloji ve tarım komisyonları olarak sahaya çıktığını belirten Paylan, başlattıkları çalışmalara dair "Buradaki amacımız yalnızca dert dinlemek olmayacak. İktidarı eleştirirken, yeniyi de inşa etmek zorundayız” dedi.

Yurttaşların beklentisinin de onları bu ekonomik kriz girdabından çıkaracak bir alternatifin ortaya konulması olduğu vurgulayan Paylan, “Bu alternatifi ortaya koyacak parti de HDP'tir. Biz emeği, ekolojiyi koruyacak bir perspektifle şunu öneriyoruz; Hem emeği sömürmeden ekmeği daha fazla büyütebiliriz hem de doğayı katletmeden daha fazla büyüyebilirizi savunuyoruz. Kaynaklar bir ekonomi temelinde büyütebilmeli, ürettiğimizi de daha adil paylaşabiliriz. Bu ülke dünyanın en güzel ülkesi, her türlü kaynağı var. 83 milyondan fazla yurttaşı doyurabilecek bir kaynağa sahip. Genç bir potansiyele sahip ama çok kötü yönetiliyoruz. Üretilen kaynakların büyük bir bölümü, çok küçük bir azınlığa sunuluyor. Yurttaşlar büyük bir yoksulluk yaşıyor. Biz buna muhtaç değiliz" ifadelerini kullandı.

‘BİR DEVİR KAPANIYOR’

HDP'nin tüm yurttaşları güvence altına alacak yeni bir ekonomik yaşam modeli sunacağını söyleyen Paylan, bu modele ilişkin ifade etti: “Elektrik, su, doğalgaz ve internet gibi kamu hizmetleri ücretsiz sağlanabilir. Vatandaşlarımıza temel yurttaşlık geliri, iş ve aş güvencesi sağlayabiliriz. Bunlar hayal değil, kamu gelirleri bunları sağlayabilecek güçte. HDP olarak yaklaşan seçimlere hazır olacağız. Yeni ekonomik modeliyle  yurttaşlara anlatacağız. Bununla ilgili tüm hazırlıklarımızı üst düzeyde sürdürüyoruz. Çünkü bir devir kapanıyor, bunu herkes biliyor. Bu iktidarın, iktidarını sürdürme şansı yakın gelecekte olmayacak. Burada önemli olan yeni yaşam modelini etkin bir şekilde anlatmak. Bunun için tüm komisyonlarımızı güçlendireceğiz. HDP ezilen, ayrımcılığa mahkum edilen, açlıkla pençeleşen her yurttaşımızın güvencesi olmak zorunda. Paradigmamız bu anlamda son derece güçlüdür. Yeter ki yeni yaşam modelimizi her yerde örgütleyebilelim.”