Döviz kurundaki artışla neredeyse her hafta yapılan zamlar, tüketicinin olduğu kadar üreticinin de cebine yansıyor. Çiftçi, döviz endeksli olan gübre, mazot ve ilaca gelen zamlarla masraflarını dahi karşılayamayacak duruma geldi. Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, "Türkiye'de bu sezon itibarıyla 'ben zarar ettim' diyen çiftçimiz yok" açıklaması yaparken, çiftçi ise aksini söylüyor. Çiftçilerle görüşen Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Diyarbakır Şubesi Eşbaşkanı Abdussamed Ucaman, bu sezon kuraklığın ekstrem bir şekilde artışıyla çiftçinin zarar ettiğini belirterek, normal süreçte 22 milyon ton buğday üretilmesi beklenirken, bu sene 15-16 milyon ton üretildiğini aktardı. 

YÜZDE 200 ARTIŞ 

Sadece Diyarbakır’da 3 milyon ton ekilen buğday, mercimek ve arpanın olduğunu söyleyen Ucaman, bu üreticilerin yüzde 95'inin yeteri kadar ürün elde edemediklerini ve zarar ettiklerini ifade etti. Arpanın bin 700 TL’den 2 bin 800’e yükseldiğine dikkat çeken Ucaman, özellikle hayvan yemi olarak kullanılması sebebiyle Toprak Mahsulleri Ofisi'nin (TMO)  1 buçuk milyon ton arpayı ithal etmek zorunda kaldığını, son olarak TMO’nun yeniden ithalat için ihale hazırlığında olduğunu kaydetti. Üretimin azalmasının en önemli sebebinin dövize endeksli olan gübre, tohum, yakıt ve tarım ilaçlarının her geçen pahalanması olduğunu belirten Ucaman, "Bu yıl içerisinde gübre yüzde 151, ilaçlar yüzde 100 yükseldi. Yine mazot aldı başını gitti” dedi. Bazı ürünlerin yüzde 100, bazılarının ise yüzde 200 arttığının altını çizen Ucaman, asıl artışların ise Ocak ayında stokların tükenmesiyle birlikte yaşanacağını söyledi. 

KÖYLÜ TARIMDAN VAZGEÇİYOR

Tarımsal bilimin hala köylüye ulaştırılmadığını ve köylünün bu konuda eğitilmediğini dile getiren Ucaman, “Bazı bölgelere hizmet götürülmediğine şahit olduk. Tabii üretici burada girdi maliyetleri yüksek olduğu için piyasa koşullarında dış ülkelere karşı rekabet edemeyecek duruma geliyor. Bu da bir kısım köylünün tarımdan vazgeçmesine, göç etmesine ve bir kısmının da tarım kredi kooperatifine, bankaya, tefecilere borçlu olmasına yol açıyor” diye belirtti. 

HERKES ZARAR EDER 

Çiftçinin zarar etmesinin herkesi etkileyeceğini sözlerine ekleyen Ucaman, "Yüksek girdi maliyetleri sebebiyle üretim yapılmadığı zaman kenti de kasabayı da köyü de etkiler. ‘Fakirin yemeği’ olarak adlandırılan ve sadece bölgede yetişen kırmızı mercimek, bugün üretimi yapılamamasıyla yüksek fiyattan alınıyor. Yani insanların bu gıdaya bile ulaşamaması söz konusu” ifadelerini kullandı.

YAPILMASI GEREKENLER

Atılması gereken en önemli adımlardan birinin “tarım seferberliği” olduğunu vurgulayan Ucaman yapılması gerekenleri şu şekilde sıraladı: "Öncelikle bakanlık ZMO'nun görüşlerini dikkate almalı. Bu sebeple ilk olarak bir mühendislikte istihdamının gerçekleştirilmesi gerekiyor. Çiftçinin, köylünün muzdarip olduğu yüksek meblağlı bir girdi maliyeti var. Geçen yıl dekara 480 TL girdi maliyeti olurken, bu yıl bu rakam 900 TL’yi aştı. Dolayısıyla bu girdi maliyetinin düşürülebilmesi için mazot, gübre, ilaç ve tohumun KDV’sinin alınmaması gerektiğine dair bir kararlılık oluşturulması gerekiyor. Bu girdi maliyetini de azaltacaktır. Desteklemeler bu konuda çiftçinin bahsedilen ‘moralini’ düzeltmiyor. Moral verilmek isteniyorsa destekleme değil, KDV’siz ve vergisiz bir şekilde köylüye ve çiftçiye girdi maliyeti sunulmalı. Çiftçi ve köylü bu şekilde tarlasına çok büyük bir moralle girebilir.”

MA / Ceylan Şahinli