Bitlis’in Tatvan ilçesine bağlı Nemrut Dağı eteklerindeki Kıyıdüzü (Kîzwak) köyünde yaklaşık 450 dönüme ekilen domatesin hasadına başlandı. Yetiştiği toprağın veriminden kaynaklı farklı bir lezzete sahip olup, çoğunlukla çevre kentlerde satılan domatesler yaşları 14 ila 20 arasında değişen işçiler tarafından tarladan toplanıyor. Herhangi bir sağlık güvenceleri olmadan sabah erken saatlerde iş başı yapıp, akşam karanlığına kadar çalışan işçilerin kazandıkları ücret günlük 75 TL. 

Emeklerinin karşılığını alamasalar da kazandıkları para ile bir yanda ailelerinin ekonomisine katkı sağlayan gençler,  kazandıklarının bir kısmını da okul harçlıklarına ayırıyor. 

KENDİ ARALARINDA İŞ BÖLÜMÜ VAR

İşçilerin çalışırken kendi aralarında yaptıkları bir iş bölümü var. İşçilerin bir kısmı tarladaki domateslerin toplanması ve kovalara doldurulmasından sorumlu. Her biri yaklaşık 8 kilogram ağırlığındaki domates kovalarının kamyona taşınması sorumluluğu da "kovacı" olarak adlandırılan işçilerde. Kamyondaki 4 kişilik grup ise domatesleri ayıklayıp, araç içerisinde istifliyor. 

Öğle yemeği dışında mola vermeyen işçiler, akşama kadar 16 ile 18 ton arasında domates topluyor. Yoğun bir emek sarf eden işçiler, başlarına taktıkları şapka ya da bağladıkları eşarpla güneşten korunma çabasında. 

‘KOÇERLER GİBİYİZ’

Tarlada ekip başı olarak çalışan Sabri Göl (42), domateslerin ekiminden hasadına kadar yoğun bir çaba sarf ettiklerini dile getirdi. Tarlada çalışanların çoğunun yaz başında mevsimlik işi olarak başka kentlere gidip çalıştıklarını anlatan Göl, “Mecburiyetten dolayı gidiyoruz. İşimiz zor. Çalışmazsak geçimimizi nasıl sağlayacağız? Geçimimizi mevsimlik işçilik yaparak kazanıyoruz. Koçerler gibiyiz” dedi. 

İŞTEN SONRA DERS  

Tarlada “kovacı” olarak çalışan Yusuf Yılgın (18) ise bir taraftan da üniversite sınavına hazırlanıyor. Emeklerinin karşılığını alamamaktan şikayet eden Yılgın, yaz aylarında başka illere giderek fındık, kayısı ve elma gibi ürünleri topladıklarını, kazandığı parayla da aile ekonomisine katkı sağladığını ifade etti. Tarladan çıktıktan sonra evde ders çalıştığını dile getiren Yılgın, “Üniversiteye hazırlanıyorum. Aileme yük olmadan okumak istiyorum” diye belirtti.

6 BİRİNCİLİĞİ VAR

Malatya İnönü Üniversitesi Beden Eğitimi Öğretmenliği Bölümü ikinci sınıf öğrencisi olan Saffet Aslan (19) ise, aslında bir şampiyon. Türkiye Dağcılık Federasyonu’nun “tırmanış” dalında düzenlediği yarışmalarda bugüne dek 6 kez birincilik elde etmiş.

Tarlada çalışmak zor olsa da harçlığını çıkarmak için çalıştığını söyleyen Aslan, “Gerekli destek verilmiş olsaydı burada çalışacağıma spor salonlarında antrenman yapardım” dedi. 

Herhangi bir sağlık güvencesinin olmadığını da dile getiren Aslan, “Tarlada, çok yoruluyoruz. Sabah saat 8.00’dan akşama kadar hiç durmadan çalışıyoruz. Ama emeğimizin karşılığını alamıyoruz” diye konuştu. 

‘ERKEKLERE MUHTAÇ DEĞİLİZ’  

8 yıldır tarlalarda çalıştığını dile getiren Rojda Alican (22) da domateslerin ekiminden hasadına kadar tarlada çalıştığını anlattı. Kadınların tarlada çalışırken daha çok zorlandığını ifade eden Alican, ağır yük kaldırıp indirmekten çoğu zaman bel ağrısı çektiğini kaydetti. Alican, emeğiyle ayaklarının üstünde durmaya çalıştığını belirterek, “Kadınlar hiçbir şekilde erkeğin egemenliğine girmesin. Biz kesinlikle ayaklarımızın üzerinde durmalıyız. Hiçbir erkek bizden üstün değildir” dedi.  

TARLADAN SONRA EVDE ÇALIŞIYOR  

Onun gibi 4 yıldır tarlalarda çalıştığını söyleyen 16 yaşındaki Sibel Kaya (16) ise tarlada çalışmanın zorluklarını “Güneşin altında çalışıyoruz, zorlanıyoruz. Şimdi burada değil de okulda olmak isterdim. İşlerimiz sadece tarla ile sınırlı değil. İşimiz tarlada bitmiyor. Eve gittiğimizde de evde çalışıyoruz” sözleriyle dile getirdi.

Mezopotamya Ajansı / Mehmet Şah Oruç