Çukurova Bölgesi’nde tarım ve hayvancılıkla uğraşan yurttaşlar, işlerin yolunda gitmediğini dile getirdi. Mersin Tarsus ilçesinde besi hayvancılığı yapan yurttaşlar, artan zamlara rağmen hayvan fiyatlarını sabit kalması ve devlet tarafından duruma müdahale edilmemesinden şikâyetçi. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2019 yılı verilerine göre 1 milyon 695 bin 174 küçükbaş hayvan beslenen kentte, bu rakamın düşmesi bekleniyor. 

ÇİFTÇİ YERİNDE SAYIYOR

Tarsus’un Fahrettin Paşa Mahallesi’nde besi hayvancılığı yapan 40 yaşındaki Muhsin Demir, bu mesleği babasından öğrendiğini ve çocukluğundan beri bu işle uğraştığını söyledi. Bölge kentleri ile İç Anadolu bölgelerinde 5 -6 aylık kuzuları alıp Tarsus’a getirdiklerini anlatan Demir, bu kuzulara 4 ay çiftlikte baktıktan sonra sattıklarını ifade etti. Kırsal bölgeleri gezerek kuzuları topladıklarını aktaran Demir, “Kuzuları, köylerde bin 100 TL’ye satın alıyoruz. Biz de satarken canlı hayvan kilosu ve löp et olarak iki ayrı biçimde satıyoruz. Canlı olarak sattığımız zaman kilosunu 23 TL’den satıyoruz. Löp olarak sattığımız zaman ise 42 TL’den satıyoruz. Bir koyun ortalama 30 kilo et veriyor” dedi.

Her gün sabah saat 05.00’da kalkıp önceden hazırladıkları yem karışımından kuzulara verdiklerini belirten Demir, günde 3 defa hayvanlara yem verdiklerini söyledi. 

HER ŞEY PARA

Şuan çiftliğinde 450 kuzu olduğunu belirten Demir, son olarak getirdiği kuzuları Şırnak’ın Beytüşşebap ilçesinden aldığını ifade etti. Yeni aldıkları bütün hayvanları Tarsus’a getirdikleri zaman küpelemek zorunda olduklarını hatırlatan Demir, her bir kuzu için 30 TL küpe parası verdiklerini vurguladı. Beytüşşebap’tan aldığı 150 kuzunun nakliyesi için 2 bin 500 TL verdiğini kaydeden Demir, “Hayvanları ilk getirdiğimiz zaman Veba aşısı yapıyoruz. Daha sonra yemden zehirlenmesin diye Karma aşı yapıyoruz. Ardından ölmemesi için Ciğer aşısı yapıyoruz. Son olarak Çelertme aşısı yapıyoruz. 250 ml bir ilaç 6 ay önce 60 TL’ye alırken şimdi en ucuzu 90 TL’dir. Samanın çıktığı Haziran ayında 1 tonunu bin 200 TL’ye aldım. Samanın şuan ki fiyatı ise bin 800 TL’dir. Arpa da aynı şekilde o zaman bin 300 TL’ye alıyorduk şimdi bin 600 TL’dir. Yem torbasını bundan 6 ay önce 65 TL’ye alırken şimdiki fiyatı 87 TL oldu. Peki, tüm bu artışlara karşı hayvan fiyatlarında ne oldu? 6 ay önce 23 TL’ye verdiğimiz koyunu biz hala 23 TL’ye veriyoruz” diyerek artan zamlardan ve yaşanan girdi maliyetlerine dikkati çekti.

ÇİFTÇİ TÜCCARLARA MAHKUM 

“Et pahalı” söylemine tepki gösteren Demir, “Yetkililere sesleniyoruz. Gelin size burada kilosunu 45 TL’ye verelim. Hiçbir yetkili bizlerle görüşmüyor. Bizler de kasapların ve tüccarların eline düşmüşüz ve gün geçtikçe eriyoruz. Çukurova’nın bütün etleri bizim buradan gidiyor ama biz hiçbir şey kazanamıyoruz. Kazanan tüccar ve kasaptır. Adana’da bulunan et balık kurumu var. Hayvanlarımız tam olgunlaştığı zaman et balık kurumuna gidiyoruz, et balık kurumu bize 3 ay sonraya randevu veriyor. Ayrıca tüccar bana 42 TL fiyat verirken et balık kurumu 37 TL fiyat sunuyor. Düşünebiliyor musunuz devlet tüccardan daha ucuza almaya çalışıyor. Söyleyecek çok şey var ama artık işin içinden çıkamıyoruz” diye konuştu. 

‘BATMA SEVİYESİNE GELDİK’

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın 2019 yılında Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Delegeler Çalıştayı’nda kullandığı “Ekim Eylül’den, Kasım Ekim’den, Aralık Kasım’dan, Ocak Aralık’tan, Şubat da Ocak’tan daha iyi olacak” sözünü hatırlatan Demir, şunları söyledi: "Biz artık işin içinde çıkamıyoruz. Devlet yetkilileri hayvancılığı kalkındırmaktan söz ediyorlar ama üreticiden hiç ürün almıyorlar. Her ay bir önceki aydan güzel olacak diyen bakanı dinledik. Maalesef artık batma seviyesine geldik. İlerleyen süreçte bende bırakmak zorunda kalacağım. Bir üniversite öğrencisi, bir lise ve bir de ilkokul öğrencim var. Onları buradan kazandığım para ile okutmaya çalışıyorum. Söyleyecek çok şey var ama artık işin içinden çıkamıyoruz." 

Mezopotamya Ajansı / Ömer Akın