Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) İstanbul 2 Nolu Şubesi, 2020-2021 eğitim öğretim yılının ilk yarısına ilişkin hazırladıkları raporu, düzenledikleri basın toplantısıyla kamuoyuna duyurdu. Sendikanın Kadıköy’deki binasında, “Eğitimde yüz yüze kaldığımız gerçekler” pankartı önünde açıklanan raporu Şube Başkanı Çayan Çalık paylaştı.

21 Eylül’de başlayan yüz yüze eğitimin, 12 Ekim ve 2 Kasım’da farklı kademelerin dahil edilmesiyle genişletildiğini belirten Çalık, Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un kamuoyunu rahatlatma amacıyla yaptığı açıklamaların ise okulların kapısından içeri girmeden anlamını yitirdiğini söyledi.

Eğitim emekçileri başta olmak üzere veliler ve öğrencilerin Bakanlığın ‘yol haritası’nın ne olduğu konusunda somut bir adıma tanık olmadığını kaydeden Çalık, “Eğitim emekçilerinin tüm hazırlıksızlıklara rağmen üretmeye çalıştığı hizmet yok sayıldı. Bu yetmemiş gibi öğretmenlerin maaşları tartışma konusu edilirken, ek ders ücretleri konusunda eğitim emekçilerinin çoğu mağdur edildi” dedi.

PLANLAMALARDAN KİMSENİN BİLGİSİ YOK!

Okulların genel durumları, ilçedeki hazırlıklar ve yapılması gerekenler konusunda hazırladıkları dosyaları İlçe Milli Eğitim Müdürlerine ilettiklerini söyleyen Çalık, şöyle devam etti: “Toplum sağlığı, eğitim emekçilerinin sorunları, öğrencilerin alacağı yüz yüze eğitim ve uzaktan canlı ders konuları görüşmelerimizin temelini oluşturdu. Yaptığımız görüşmelerde Bakanlığın bahsettiği A,B,C planlarının neler olduğu konusunda kimsenin bilgisi olmadığına tanık olduk” 

'OKULLARDAKİ ÖNLEMLER YETERSİZ' 

Çalık, yaptıkları çalışmalarda okullarda yeterli önlemlerin alınmadığını tespit ettiklerini de belirtti. Eğitim emekçileri, öğrenci ve velilerde vaka sayılarının gittikçe arttığını paylaşan Çalık, “Milli Eğitim Bakanının herhangi bir veriye dayanmayan açıklamaları, HES kodu takibinde yaşanan gecikmeler, okul idarelerinin öğretmen, öğrenci ve velilere vaka sayısı ile ilgili şeffaf bilgi vermemesi yayılım riskini artırmaktadır” ifadelerini kullandı.

198 ÖĞRETMEN, 899 ÖĞRENCİ VE 55 PERSONEL SALGINA YAKALANDI

Bakanlığın açıklamalarının kamuoyunu aldatmaya dönük olduğunu söyleyen Çalık, örgütlü oldukları ilçelerde yer alan 221 eğitim kurumuna ilişkin hazırladıkları, 5 Ekim-13 Kasım tarihlerini kapsayan raporda yer alan şu bilgileri verdi: “198 öğretmen, 899 öğrenci ve 55 eğitim personeli korana virüse yakalanmış, bu süre zarfında 237 öğretmen, 2 bin 580 öğrenci ve 55 eğitim personelinin temaslı olduğu tespit edilmiştir. 221 eğitim kurumunun 63’ünde sınıf mevcutları 15’in üzerinde tespit edilmiş, 75 eğitim kurumunda ise öğretmen, öğrenci ve veliye koronavirüs vaka sayılarıyla ilgili hiçbir bilgilendirme yapılmadığı sonucuna ulaşılmıştır.” 

Yüz yüze eğitime yüzde 68 oranında katılımın olduğunu aktaran Çalık, bu oranın vaka sayılarının artmasıyla düşüşe geçtiğini ifade etti.

MESAİ DIŞI DERSE ZORLANIYORLAR

Eğitim emekçilerinin mesai dışında da ders yapmaya zorladığını tespit ettiklerini belirten Çalık, “Eğitim emekçilerinin ve öğrencilerin dinlenme zamanı yok sayılarak esnek çalışma dayatılmaktadır. Öğrencilerin ekran başında uzun süre geçirmeleri gelişimlerini olumsuz etkilemekte, teknoloji bağımlılığına neden olmaktadır” dedi.

İlkokul düzeyinde yüz yüze eğitime katılma oranının Ataşehir ilçesinde yüzde 50, Kadıköy’de ise yüzde 35 olduğunu paylaşan ifade eden Çalık, sosyo-ekonomik düzeyi düşük ilçelerde yüz yüze eğitime katılım oranının daha yüksek olduğunu kaydetti. Çalık, “Bu veriler ışığında diyoruz ki ekonomik düzeyi düşük olan aileler dijital platformlardaki derslerden yararlanamamakta, dolayısıyla çocuklarını yüz yüze eğitime yönlendirmektedirler” diye konuştu.

‘TOPLUM SAĞLIĞI TEHDİT ALTINDA’

Yaptıkları araştırmaların Bakanlığın okulların “güvenli” olduğu iddiasını çürüttüğünü ve bu durumun salgınla mücadeleyi olumsuz etkileyeceğinin altını çizen Çalık, şöyle devam etti: “Eğitim kurumlarından aldığımız Kovid-19 pozitif ve temaslı sayısına bakarak diyebiliriz ki; toplum sağlığı ciddi bir tehditle karşı karşıya bırakılmaktadır. Bu tablonun asıl sorumluları bilgileri ve verileri toplumla doğru ve şeffaf bir biçimde paylaşmayan, bilgileri gizleyerek salgının yayılımına neden olan yöneticilerdir.” 

Eğitim Sen olarak dayatmaya dönüşen her türlü uygulamanın karşısında olduklarını söyleyen Çalık, eğitim emekçilerinin ve öğrencilerin yanında durup, gerçekleri söylemeye devam edeceklerini vurguladı.